9 Eylül Gazetesi'nden Fevzi Efe Sekitmez'in haberine göre: İzmir Alsancak'ta 12 Temmuz'da yaşanan ve iki gencin elektrik akımına kapılarak hayatını kaybettiği facianın ilk duruşması İzmir 10. Ağır Ceza Mahkemesi'nde görülüyor. Duruşmada 13'ü tutuklu 42 sanık yargılanıyor. İZSU Daire Başkanı Barış Koç, ifadesinde olayın GDZ Elektrik'in ihmalinden kaynaklandığını iddia etti ve tutukluluğunun haksız olduğunu savundu.

Duruşmada savcılık makamını İzmir Cumhuriyet Başsavcı Vekili Necati Kayaközü temsil etti. Mahkeme başkanı, iddianameyi ve suçlamayı aktardıktan sonra sanıklara söz verdi.

Kırklareli'de Avrupa Hareketlilik Haftası zumba etkinliğiyle başladı Kırklareli'de Avrupa Hareketlilik Haftası zumba etkinliğiyle başladı

"FACİAYA GDZ ELEKTRİK'İN İHMALİ NEDEN OLDU"

Duruşmada savunmasını yapan İZSU Kanalizasyon Daire Başkanı Barış Koç elektrik kaçağı ile ilgili şikayetlerin olayın yaşanmasından önce de GDZ'e vatandaşlar tarafından şikayet edildiğini belirterek, "18 yıl önce iki ant içerek bu göreve başladım ve görevimi layıkıyla yerine getirdim. Hakkımdaki tutuklama kararı gerekçelendirilmemiştir. Tutukluluğumun kamuya hiçbir faydası yoktur, bu ağır tedbirin neden alındığını anlamıyorum. Olay bir suda boğulma değil, elektrik çarpması sonucu ölüm vakasıdır. Bu nedenle burada bulunmam beni derinden üzüyor. Elektrik kablolarına müdahale edilmemesi sonucu bu facia yaşandı. 2023 yılının Aralık ayında bölgede bir esnaf açıkta kablolar olduğunu GDZ Elektrik’e bildirdi ve bu durumun sonrasında da sorun çözülmedi.  Yine 9 Ocak 2024 tarihinde 'Yer altından dumanlar çıkıyor, burası yaya geçidi, müdahale edilmesi gerekiyor' diyorlar. GDZ buraya müdahale ediyor fakat 8 gün sonra oradan yeniden duman çıkıyor. Sayın Başkanım ve sayın üyelerim, emniyette yaklaşık 10 tane tanığın ifadesi var. 2019 yılından beri süregelen kronikleşmiş bu sorunların bir tanesi dahi İZSU Genel Müdürlüğü'ne iletilmemiştir. Aynı şekilde GDZ A.Ş., kronikleşmiş bu sorunlardan sonra kapsamlı bir çalışma da yapmamaktadır. Tanık ifadelerinin hiçbirinde İZSU'yu aradık demiyorlar. Yıllardır GDZ A.Ş.'nin arandığı belirtiliyor ve bizim mazgallarımız olmadan önce de bu arızanın yaşandığı söyleniyor. Bu işi yapan yüklenici firma ve o firmada çalışan 13 kişinin vicdanı rahat mı? Biz oraya o mazgalı koymasaydık da muhtemelen o olay yaşanacaktı. Nitekim yaşanmış da. Bu olaydan sonra şunu belirtmek isterim ki gerçekten çok üzgünüm. Ege Telgraf'ta yer alan haberde, vatandaşların şikayetlerini mazgal inşası öncesi de sonrası da GDZ A.Ş.'ye ilettiği belirtiliyor. 4 Ocak 2024 tarihinde GDZ A.Ş.'nin, mazgalların yapılmasının ardından yol çalışması yapmasıyla iyi niyet gösterilmediği ifade ediliyor. Olayın ardından ekipler kazı çalışması yaparken orada bulundum. Kablolar yeterli seviyede yerin altında değildi. Elektrik kablosu yaklaşık 60 cm derinliğe indirildi ve kapatıldı. Madem bu işlem yapılabiliyordu, 2019'dan beri GDZ A.Ş. neden bunu yapmadı? Son olarak, eşim çalışmıyor ve iki kızım var, tahliyemi yeniden yüce mahkemenizden talep ediyorum" ifadelerini kullandı.

'İŞLEMEDİĞİM SUÇLARDAN BURADAYIM'


İZSU'nun açtığı kanalizasyon ihalesini alarak bölgede çalışmalar yapan şirket sahibi Akif Kopuş ise bilirkişi raporuna itiraz ederek şunları söyledi:  
"Bu görevle birlikte ekibimi hazırladım, görevlendirdim ve işimi yaptım. Saha çalışmalarında bulunmak benim görevim değildir. Kaldı ki benim bu iş dışında İZSU'da iki ayır iş daha yaptım. Ben sahada yer almıyorum ama yaptığım işlerden de uzak durmam. Yaptığım işin arkasında duru ve titizlikle yaparım. Kaldı ki ben sermaye sahibiym. Patron olarak geçiyorum. GDZ A.Ş nin birden fazla patronu ve sermaye sahibi var. Bir tane tutuklu yok. Bİr dakika 12 saniyelik bir görüntüyle biz burada suçluyuz. Bilirkişi raporuna kesinlikle itiraz ediyorum. Olay yeri inceleme zamanında ortada bir damla su yok. Benim yaptığım işle birlikte orada ne bir tıkanıklık ne başka bir durum söz konusu oldu. Bizim yaptığımız çalışmanın ardından GDZ A.Ş gidip ardından çalışma yapıyor. Sorarım size benim çalışmalarım ardından gelen 4-5 ekip burada çalışma yapmış ve ben neden buradaydım. 6 ay geçmiş. Ben ızgara yapmışım. 6 ay sonra madem çalışma yaptınız neden fatura yok neden bilgi yok. Sorumluluğum dışında olan konulardan işlemediğim suçlardan ben buradayım ve kesinkikle tahliyemi talep ediyorum."


'ARIZA DIŞ ETKENLERDEN KAYNAKLANMAKTADIR'


Sahada görev almadığını ve tahliyesini talep eden GDZ A.Ş Konak Onarım Müdürü Ali Külak ise, "Burada 9 yıl sorunsuz çalışan bir elektirik hattı için suçlanıyorum. Bilirkişinin iddia ettiği gibi gerçekten derinlik etkili olsaydı savcılığın kabloları aynı derinlikte aynı yere koyması kabul edilemezdir. Buradaki sorunun dış etkenler olduğu açıktır. Görevim masa başıdır sahaya inemem, sorumluluğumda 771 personel vardır. Organizasyonun boyutu ölçüldüğünde bana gelene kadar birçok teknik aşamadan geçmektedir. Dosyaya giren kayıtlardan yalnızca bir tanesi olayla ilgilidir. Bilirkişi raporunu da reddediyorum. Bu iş için sahada görevli bir sürü arkadaşımız var burada olan herkesin sahadaki problemden haberim olmadığı için suçlu olmam mümkün değldir. Sorumluluğumun olmadığı konular yüzünden 50 gündür tutukluyum. Tahliye talep ediyorum." şeklinde konuştu.

'OLAY GÜNÜ HAFTALIK İZİNDEYDİM'


İlk söz verilen tutuklu sanık olan sorumlu şirket GDZ A.Ş'de teknik şef olarak çalışan Ahmet Orhan Kaygısız, "Vahim olay günü haftalık izinde olmamdan dolayı bilgi sahibi değilim. Arıza onarım biriminde çalışmadım. Yaptığım görev kapsamında doğrudan talimat alma ve verme yetkim yoktur. 2015 yılında yeni kamu tesisinde ve 9 ocak saha çalışmaları benim fiilen yaptığım çalışmaların dışındadır ben tailmat verip almadığım gibi işlem bilgisi sahibi olmama hayatın olağan akışına aykırıdır. Efendim bir yanlış anlaşılmadan dolayı kendi birimimle alaklı olmayan çıkan bir durumdan dolayı tek sorumlu ben olarak görülüyorum fakat üst amirlerim serbest. Saygılarımı sunuyorum. Suçlamayı kabul etmiyorum ve aleyhimdeki delilleri kabul etmiyorum" diye konuştu.
 

KKTC DAVAYI İZLİYOR

Duruşmaya katılan KKTC Ulaştırma Bakanı Erhan Arıklı, Özge Ceren Deniz'in KKTC ile yakın bağları bulunduğunu belirterek davanın takipçisi olacaklarını söyledi.

BABA AHMET ABİ: "ADALET İSTİYORUZ"

Özge Ceren Deniz'in babası Ahmet Abi ise, kızının ölümünden sorumlu olanların en ağır şekilde cezalandırılması talebinde bulunarak "Adalet istiyoruz" dedi.

Dava devam ediyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ