SAĞLIK

Kaderleri aynı, mucizeleri ortak: anne ve kızına 14 yıl arayla aynı ekip hayat verdi

Tıpta ve hayatta nadir görülecek bir mucize İzmir'de yaşandı. 14 yıl önce Ege Üniversitesi Hastanesi'nde kalp nakliyle hayata tutunan Gülüzar En'in, aynı kaderi paylaşan kızı Burcu En de, annesini ameliyat eden aynı cerrah ekibi tarafından yapılan kalp nakliyle sağlığına kavuştu. Anne En, "Evladıma organ bağışı çıkınca bir hayat, bir aile toparlandı," derken, kızı Burcu, "Doktorlarımız bize tekrar hayat verdi," diyerek organ bağışının önemine dikkat çekti.

Abone Ol

Eskişehir'de yaşayan En ailesinin hayatı, adeta bir film senaryosunu andıran olaylarla şekillendi. Her şey, anne Gülüzar En'in 2009 yılında ikinci çocuğuna hamileyken yaşadığı sağlık sorunlarıyla başladı. Yapılan tetkikler sonucunda genç anneye kalp yetmezliği teşhisi kondu. Hastalığı hızla ilerleyen Gülüzar En, İzmir'deki Ege Üniversitesi Hastanesi'ne sevk edildi.

Burada, 2011 yılında Kalp Damar Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mustafa Özbaran başkanlığındaki ekip tarafından yapılan başarılı bir kalp nakli ameliyatıyla adeta yeniden doğdu. Ancak kader, yıllar sonra En ailesinin kapısını bir kez daha aynı acı senaryoyla çalacaktı. Anne Gülüzar En'in kızı Burcu En, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Veterinerlik Fakültesi'nde eğitimine başladığı 2022 yılında geçirdiği kalp kriziyle sarsıldı.

Yapılan tetkikler, acı gerçeği ortaya çıkardı: 24 yaşındaki Burcu da, tıpkı annesi gibi ileri derecede kalp yetmezliği hastasıydı.

14 yıl sonra aynı ekip, aynı mucize

Burcu'nun teşhisinin konulmasının ardından, aile için zorlu bir bekleyiş ve tedavi süreci başladı. Annesinin yıllar önce muayenesini yapan Prof. Dr. Tahir Yağdı, bu kez de kızının durumuyla ilgileniyordu. Uygulanan ilaç tedavilerinin sonuç vermemesi üzerine Burcu'ya, uygun kalp bulunana kadar hayata tutunmasını sağlayacak bir yapay kalp cihazı takıldı. Ancak kalbindeki ritim bozuklukları nedeniyle tedavisinin büyük bir kısmını hastanenin yoğun bakım servisinde geçiren genç kız için tek çare kalp nakliydi. Ailenin umutlarının tükenmeye başladığı bir anda, beklenen müjdeli haber İstanbul'dan geldi.

Beyin ölümü gerçekleşen bir hastanın kalbinin, Burcu'ya nakledilmek üzere uygun olduğu belirlendi. Türk Hava Kuvvetleri'ne ait bir uçakla zamanla yarışarak İzmir'e getirilen kalp, tam 14 yıl sonra yine aynı ekip tarafından, yine bir En ailesi ferdine nakledilecekti. Prof. Dr. Mustafa Özbaran'ın başkanlığındaki, Prof. Dr. Tahir Yağdı, Prof. Dr. Çağatay Engin ve Prof. Dr. Sanem Nalbantgil'den oluşan ekip, 22 Ağustos'ta gerçekleştirdikleri başarılı operasyonla Burcu'ya yeni bir hayat hediye etti.

'Evladım bana tekrar nefes oldu'

Kızının da kendisiyle aynı kaderi yaşadığını öğrendiğinde dünyasının yıkıldığını anlatan anne Gülüzar En, nakil haberini aldıklarındaki mutluluğu ise kelimelerle ifade etmekte zorlanıyor. "Evladıma organ bağışı çıkınca inanılmaz sevindik. Bu müjdeli haber bir evi, bir hayatı, bir aileyi toparladı. Biz bitmiştik, mutlu olduk," diyen anne En, "Evladım bana tekrar nefes oldu. Nefesime nefes oldu. İki aydır çok mutluyuz. Tüm bunlar bize organ bağışının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha gösterdi. Lütfen organlarınızı toprak yapmayın, insanlara hayat verin," diyerek tüm topluma çağrıda bulundu. Yeni kalbiyle hayata tutunan Burcu En ise bu zorlu süreçte en büyük destekçisinin annesi olduğunu söyledi. "Annem kendi deneyimlerini bana aktarıyordu, dayanmam gerektiğini söylüyordu. Annemi hayata döndüren ekibe o kadar çok güveniyordum ki, ameliyata büyük bir rahatlıkla girdim. Doktorlarımız çok başarılı, bize tekrar hayat verdi ve nefes oldu," dedi.

Organ bağışı hayat kurtarıyor

Nakil operasyonlarında görev alan Prof. Dr. Çağatay Engin ise bir ekip olarak, 14 yıl arayla hem anneye hem de kızına başarılı bir şekilde kalp nakli yapmanın mutluluğunu ve gururunu yaşadıklarını belirtti. Kalp nakli ameliyatlarının yüz güldürücü sonuçlar verdiğini söyleyen Engin, "Öncesinde nefes darlığı nedeniyle yataktan kımıldayamayan bir insanın, tekrar hayatın içinde kendine yer bulduğunu, günlük ihtiyaçlarını yerine getirdiğini görmek bizim için en büyük mutluluk," diye konuştu. Ancak Prof. Dr. Engin, Türkiye'de organ bağışının hala yeterli seviyede olmadığına dikkat çekerek, bu yöndeki bilincin artmasıyla daha nice Burcu'ların hayata tutunabileceğini sözlerine ekledi. Anne ve kızının bu inanılmaz hikayesi, organ bağışının bir aileye nasıl çifte mutluluk ve umut getirebileceğinin en dokunaklı örneği olarak tıp tarihine geçti.