Türkiye’nin en büyük işçi konfederasyonları TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ, kamu çalışanlarının 2025-2026 dönemini kapsayan ücret artışlarına ilişkin taleplerini resmiyet kazandırdı. Kamu Toplu İş Sözleşmeleri Çerçeve Protokolü kapsamında hazırlanan 21 maddelik taslak, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’na sunuldu.
Talep listesinin ilk sırasında, kamuda günlük en düşük ücretin 1800 liraya yükseltilmesi yer alıyor. Bu artışın ardından, işçilere kıdem zammı uygulanması ve elde edilen rakamın 2025’in ilk altı ayında yüzde 50 oranında artırılması isteniyor.
Zam takvimi ve refah payı vurgusu
Konfederasyonlar, 2025’in ikinci yarısı ile 2026’nın her iki dönemi için yüzde 25’lik zam talep ediyor. Ancak bu oranların üzerine, her altı ayda bir yüzde 10 refah payı eklenmesi de planlanıyor. Talepler, enflasyonun zam oranlarını aşması durumunda ise enflasyon farkının ödenmesini zorunlu kılıyor.
Karayolları, demiryolları, üniversiteler ve hastaneler başta olmak üzere kamu kurumlarında görev yapan işçilerin maaşlarına doğrudan etki edecek bu adım, özellikle yüksek enflasyon ortamında dikkat çekiyor.
Enflasyon baskısı ve işçi hakları
TÜRK-İŞ ve HAK-İŞ yetkilileri, hazırladıkları taslağın “işçilerin alım gücünü korumaya yönelik” olduğunu vurguluyor. Enflasyon farkı talebinin gerekçesi olarak, TÜİK verilerinin gerisinde kalan ücret artışlarının reel kayba yol açtığı belirtiliyor.
Sendikalar, kamu işçilerinin çoğunluğunun asgari ücrete yakın gelirle çalıştığına dikkat çekerek, “Bu artışlar, geçim sıkıntısını hafifletmek için şart” açıklamasını yapıyor.
Bakanlık ne diyor?
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın talepleri ne zaman değerlendireceği merak konusu. Kamuoyunda, yüzde 50 zam oranının bütçe üzerinde yaratacağı etkiye ilişkin tartışmalar sürerken, uzmanlar “sendikalar ile hükümet arasında pazarlık sürecinin zorlu geçeceği” yorumunu yapıyor.
Öte yandan, taleplerin kabul edilmemesi durumunda toplu iş sözleşmelerinde anlaşmazlık yaşanabileceği ve kamu hizmetlerinin aksayabileceği uyarıları da gündemde.
