Diğer yöntemlerin iki aşamalı ameliyatlardan oluştuğunu ve gözün bir süre kapalı kalması gerektiğini belirten Evereklioğlu, kendi geliştirdiği yöntemle hastaların tek aşamalı ameliyatın hemen sonrasında normal hayatına devam edebildiğini dile getirdi.
Göz kapaklarındaki açıklık nedeniyle göz kapalı olsa bile hastanın görme sorunu yaşamadığını aktaran Evereklioğlu, şunları kaydetti:
"Mesela yetişkinlerdeki kapak kanserlerinde o tümörü çıkarttığımızda kapakta büyük bir açıklık kalıyor. Kapağın 3'te 2'si yok oluyor. Ya da bebeklerde doğuştan kapağın yarısı ya da 3'te 2'si bazen olmuyor. Bu gibi durumlarda eskiden biz genellikle iki aşamalı ameliyatlar yapıyorduk. Örneğin üst kapakta bir açık varsa alt kapaktan bir yama ilerletiyorduk. Bu orada tutana kadar hasta bebeğin ya da erişkinin gözü duruma göre 1 ay kapalı kalabiliyor. Bir ay sonra da o yamanın oraya tuttuğu anlaşıldığında ikinci bir ameliyatla aradaki doku kesilir, hastanın kapakları birbirinden ayrılır ve dünyayı görmesi sağlanır. Bizim yaptığımız kapak nakliyle hastanın sağlam olan bir kapağından borç alıyoruz ve eksik olan yere naklediyoruz. Buna ben kapaktan kapağa, göz kapağı nakli adını verdim."
Bu yöntemle ilgili yurt dışında bir yıl içinde 3 yayını bulunduğunu vurgulayan Evereklioğlu, Avrupa Plastik Cerrahi Dergisi ve Avrupa Göz Dergisi'nde de yayımlandığını aktardı.
Hasta aynı gün taburcu ediliyor
Evereklioğlu, bu yöntemin etkili olduğunu vurgulayarak, şöyle devam etti:
"Bunun birinci avantajı tek aşamalı olması. Tek aşamalı olmasından dolayı da hastalar bir kere ameliyatını olur, bir daha hastaneye gelmek zorunda kalmazlar. O yüzden önemlidir. İkincisi, başka bir gözü kapatmak ya da iyileşene kadar bir gözü kapatmak gerekmez. Vücutta beklemediğimiz bir morarma, vücudun reddetmesi gibi durum olmuyor çünkü kendi dokusu. Hasta kısa sürede iyileşiyor ve kısa sürede evine gidiyor. Ameliyat yaklaşık yarım saat, 45 dakikada tamamlanmakta. Narkoz aldığı için hasta 1-2 saat gözlem altında tutulduktan sonra evine gönderilmektedir."
"Çok güzel sonuçlar aldık"
Bu yöntemi her yaştan hastaya uygulayabildiklerini aktaran Evereklioğlu, "Yaklaşık 15-20 yıldır bu yöntemle tedavi yapıyordum. Tabii uzun dönem takip ettik. Kongrelerde zaman zaman bunlardan bahsettik. 'Çok tutmaz, bunu yapmamak lazım' diyen cerrahlar oldu. Biz de çok büyük olmamak şartıyla kapaklarda bunun uygulanabileceğini söyledik. Yıllar geçti. Tabii sonuçlarımızı biriktirdik. Çok güzel sonuçlar aldık. Hiç tekrar eden hastamız olmadı. Ya da koyduğumuz, nakil yaptığımız kapağı vücudun reddettiği, kabul etmediği, tekrar ameliyata almamız gereken bir hastamız olmadı." diye konuştu.
Evereklioğlu, tedavi yönteminin kapaktaki açıklığı yüzde 70'in altında olan hastalarda uygulanabildiğini sözlerine ekledi.