Nif Dağı’nın eteğinde Kaynaklar Köyü'ndeki ‘Kunduracı Çınarı’ tam 1027 yıldır dimdik ayakta dünyaya meydan okuyor… Bugüne kadar birçok medeniyetler, savaşlar, darbelere tanıklık eden geçmişten günümüze kalan en önemli çınar ağıcı içinde binlerce hikaye barındırıyor. Ama ona asıl ismini veren ‘Kunduracı’nın kim olduğu pek bilinmiyordu. Milli Mücadele döneminde Mersin'in Gülnar kazasının İshaklar Köyü'nden yola çıkarak askere gelen ve memleketine geri dönmeyen, yoksul, çalışkan ama umutlu bir adammış Kunduracı Ahmet Onbaşı. Köylüler tarafından Yemen’de kocasını kaybeden Emine hanım ile evlendirilmiş Kunduracı Ahmet. İki kızı (Münevver ve Fatma) bir oğlu (Mustafa) olmuş.
Ömrü boyunca çalışıp didinmiş Ahmet Balcı, nam-ı diğer Ahmet Onbaşı. Her sabah bıkıp usanmadan yeniden başladığı hayatı boyunca yoktan var etti ihtiyacı olan her şeyi. Çınar ağacının gövdesine kurdu tezgahını. Dalıma asılan lambanın altında kunduralar yaptı. Ondan hatıra kaldı, 'Kunduracı' adı. Oradan kazandığı parayla çocuklarını okuttu. 1940 senesinde yağmurlu çamurlu bir havada Mustafa’yı eşeğin arkasına bindirip, dağ yolundan Kızılçullu Köy Enstitüsü’ne götürmüş. O fakir haliyle okutmuş. O Mustafa öğretmen olmuş ve yıllarca başöğretmenlik yapmış. Sonra emekli olmuş 94 yaşında da vefat etmiş. Şimdi Ahmet Onbaşı’nın kıza Münevver’in torunu Naci Çalış var hayatta. Bir de 30 metre boyunda, dört metre çapında tabiat anıtı olarak 1994'de tescillenen Kunduracı Çınarı, şimdi bin on yaşında…
BİRÇOK KİŞİ TİFODAN ÖLMÜŞ
Ahmet Onbaşı’nın torunu Naci Çalışal bile 79 yaşında. Naci bey, “Milli mücadele döneminde düşmanla göğüs göğüse çarpışmış hayatta kalmayı başarmış. Memleketinde kimse kalmadığı için geri dönmemiş. Dedem buraya geldiğinde, civardaki beş köy tifüs hastalığından dağılmış, ölmüşler. Sağ kalanlar aşağı mahallede tahtadan evler yapmışlar, oradan köyün adı Tahtalı kalmış. Daha eskiden de Dambeli derlermiş. Şimdi Kaynaklar oldu ve Buca'nın mahallesi olarak kayıtlı artık” diyor.
AĞACIN DOĞUM TARİHİ 1016
Kaynaklar Mahalle Muhtarı Erhan Şen tarihi çınar ile ilgili önemli detaylar veriyor. Milli Parklar Müdürlüğü tarafından yapılan araştırmada çınar ağacının 1010 yaşında olduğunu söyleyen Şen, “Yapılan araştırmalara göre çınarın doğum tarihi 1016. Türkler Anadolu’ya 1071’de giriyor. Biz bu çınarı alperenlerin diktiğine inanıyoruz. Yunan işgalinde karakol olarak kullanılmış. Biz çocukken burada saklanbaç oynardık. Oda büyüklüğünde kocaman gövdesi vardı. 2015 yılında orayı kapattık. Çürük diş tedavisi gibi çürükleri vardı. Dolgu yapıldı. Şimdi daha sağlıklı, yıllara meydan okuyamaya devam ediyor. Burasını bir turizm merkezi haline getirmeye çalışıyoruz” diye konuştu.