Depersonalizasyon bozukluğu, obsesif kompulsif bozukluk (OKB) ve şizofreni kadar yaygın görülen bir rahatsızlık olarak öne çıkıyor. Yapılan araştırmalar, bu hastalığın her 100 kişiden birini etkilediğini ortaya koyuyor. Bu ciddi rahatsızlık, bireylerin kendilerine yabancılaşmasına ve zamanla sevme yetilerini kaybetmelerine neden oluyor. Üstelik, doğru teşhis koyulmadığında hastalar ömür boyu bu durumla mücadele etmek zorunda kalıyor.
TEHŞİS KOYMAK ZOR, DOKTORLAR BİLE BİLEMEYEBİLİR
Hastaların büyük bir kısmı, depersonalizasyon bozukluğunun teşhisinde yaşanan sıkıntılar nedeniyle doğru tedaviye erişemiyor. Birçok doktorun bu hastalığı bilmemesi ya da tıp fakültelerinde bu konuda eğitim verilmemesi, yanlış teşhislerin konulmasına yol açıyor. Hatta bu konuda deneyim sahibi bir doktor, en az iki hastasına yanlış teşhis koyduğunu itiraf etti.
ERGENLİK DÖNEMİNDE BAŞLIYOR
Depersonalizasyon bozukluğu, genellikle ergenlik çağında ortaya çıkıyor. Depersonalizasyon Bozukluğu Servisi'nde görev yapan Dr. Elaine Hunter, 15 yaşında bir hastasını örnek göstererek bu bozukluğun gençleri nasıl etkilediğini dile getiriyor. Dr. Hunter, hastalar arasında 13 yaşında bu rahatsızlığa yakalanan ve günde 10’dan fazla panik atak geçiren birinin iki yıl boyunca evinden çıkamadığını belirtiyor. Bu gibi vakaların, özellikle erken dönemde teşhis edilmesinin kritik olduğunu ifade ediyor.
TEDAVİ UMUT VERİYOR
Dr. Elaine Hunter, bu hastalığa yönelik bilişsel davranışçı tedavi yöntemleri geliştirdiğini ve eğitimli tıp uzmanlarının bu hastalığa karşı farkındalık kazanmaları gerektiğini savunuyor. Tedavi gören hastalardan biri olan Sarah Ashley, tedavi sonrası ruh sağlığında ciddi bir iyileşme yaşadığını belirtiyor. Ashley, başlarda ellerini ve vücudunu tanıyamadığını, hatta aynaya baktığında başkasının yüzüne baktığını düşündüğünü ifade ediyor.
DEPRESONALİZASYON BOZUKLUĞU NEDİR?
Depersonalizasyon bozukluğu, kişinin kendi bedenine yabancılaştığı ve gerçeklikten koptuğu bir ruhsal bozukluktur. Bu rahatsızlık genellikle akut kaygı ve travma sonrası ortaya çıkıyor. Zamanla kişilerin gerçeklik duygusunu yitirmesine neden olan bu durum, bazen de bağımlılık yapan maddelerin kullanımına bağlı olarak gelişebiliyor.