Türkiye'de milyonlarca insanın cüzdanındaki en temel finansal araç olan kredi kartı kullanımında yeni bir dönem başlıyor. Yüksek enflasyon ve artan yaşam maliyetleri nedeniyle kredi kartı borçluluğunun rekor seviyelere ulaştığı bir ortamda, Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB), piyasaların uzun süredir beklediği bir adımı atarak faiz oranlarında değişikliğe gitti. Resmi Gazete'de yayımlanarak kesinleşen kararla, kredi kartı işlemlerinde uygulanan azami faiz oranları, belirli borç limitlerine sahip kullanıcılar için aşağı çekildi.

Bu düzenleme, sadece bir teknik oran değişikliği olmanın ötesinde, Merkez Bankası'nın para politikası ve finansal istikrar arasındaki hassas dengeyi nasıl yönetmeye çalıştığına dair önemli ipuçları taşıyor. Karar, 1 Ağustos 2025 tarihinden itibaren yürürlüğe girecek ve milyonlarca kart kullanıcısının aylık ödeme tablolarını doğrudan etkileyecek.

Borç yüküne göre yeni faiz haritası: Kim, ne kadar ödeyecek?

TCMB'nin yeni düzenlemesi, tek bir oran indiriminden ziyade, "kademeli" bir yapı üzerine kuruldu. Bu, faiz indiriminden faydalanacak olan kesimin, mevcut borç tutarına göre belirleneceği anlamına geliyor. Bu stratejiyle, en çok borcu olan ve dolayısıyla en yüksek riski taşıyan kesime bir miktar nefes aldırılması hedeflenirken, düşük limitli borçlanmanın teşvik edilmemesi amaçlanıyor.

Yeni faiz haritası şu şekilde şekillendi:

IMF'den Türkiye için 'iyimser' revizyon, ama 'risk' uyarısı gölgesinde
IMF'den Türkiye için 'iyimser' revizyon, ama 'risk' uyarısı gölgesinde
İçeriği Görüntüle
  • 25.000 TL Altı Borcu Olanlar: Bu grupta yer alan ve genellikle nüfusun en geniş kesimini oluşturan bireysel kart kullanıcıları için mevcut aylık akdi faiz oranı olan yüzde 3,50 seviyesi sabit tutuldu. Bu grupta herhangi bir değişiklik yapılmadı.

  • 25.000 TL – 150.000 TL Arası Borcu Olanlar: Orta segment olarak kabul edilen bu gruptaki bireysel kredi kartı borçluları için aylık azami akdi faiz oranı, yüzde 4,25'ten yüzde 4,00'e indirildi. Bu, 25 baz puanlık bir indirim anlamına geliyor.

  • 150.000 TL Üzeri ve Kurumsal Kartlar: Yüksek borçluluk oranına sahip bireysel kullanıcılar ile tüm ticari (kurumsal) kredi kartları için uygulanan aylık azami akdi faiz oranı, yüzde 4,75'ten yüzde 4,50'ye çekildi. Bu grupta da 25 baz puanlık bir indirime gidildi.

  • Nakit Avans ve Kredili Mevduat Hesapları (KMH): Vatandaşların en acil nakit ihtiyaçları için başvurduğu ve genellikle en yüksek faiz oranına sahip olan nakit avans ve "eksi hesap" olarak da bilinen Kredili Mevduat Hesabı (KMH) işlemlerinde uygulanan faiz oranı da yüzde 5,00'ten yüzde 4,75'e düşürüldü.

Bu kademeli yapı, TCMB'nin "seçici" bir yaklaşımla hareket ettiğini gösteriyor.

Merkez Bankası'nın hamlesi ne anlama geliyor?

Piyasalar, bu adımı, Merkez Bankası'nın genel para politikası duruşunda bir gevşemeye gidip gitmediği sorusuyla yorumlamaya başladı. Ancak uzmanlara göre bu karar, bir politika değişikliğinden çok, finansal istikrarı korumaya yönelik proaktif bir "risk yönetimi" hamlesi.

Enflasyonla mücadelenin öncelik olduğu ve sıkı para politikasının devam ettiği bir dönemde, faiz oranlarının genel olarak yüksek seyretmesi kaçınılmaz. Ancak, kredi kartı faizlerinin kontrolsüz bir şekilde artması, "takipteki alacaklar" yani ödenemeyen borç oranında bir patlamaya yol açma riski taşıyor. Bu durum, hem bankacılık sektörünün bilançoları için bir tehdit oluşturuyor hem de milyonlarca vatandaşı icra ve hukuki süreçlerle karşı karşıya bırakarak toplumsal bir soruna dönüşebiliyor.

TCMB'nin bu hamlesi, işte bu riski yönetmeyi hedefliyor. En yüksek borç yüküne sahip olan ve temerrüde düşme (borcunu ödeyememe) olasılığı en yüksek olan kesimlere yönelik yapılan küçük indirimlerle, bu borçluların ödeme kapasiteleri bir nebze olsun destekleniyor. Böylece, sistemik bir riskin önüne geçilmesi amaçlanıyor. Diğer yandan, en geniş kitleyi oluşturan 25 bin TL altı borçlular için oranın sabit tutulması, yeni ve aşırı borçlanmanın teşvik edilmediği, "ayağını yorganına göre uzat" mesajının verildiği şeklinde yorumlanıyor.

Vatandaşın cebine nasıl yansıyacak?

Peki, bu 25 baz puanlık indirimler, vatandaşın aylık bütçesinde somut olarak nasıl bir fark yaratacak? Rakamlar küçük gibi görünse de, özellikle yüksek borç bakiyeleri için anlamlı bir rahatlama sağlayabilir.

Örneğin, 50.000 TL kredi kartı borcu olan ve her ay sadece asgari ödeme yapan bir vatandaş, eski yüzde 4,25'lik orana göre ayda yaklaşık 2.125 TL faiz öderken, yeni yüzde 4,00'lük oranla yaklaşık 2.000 TL faiz ödeyecek. Bu, aylık yaklaşık 125 TL'lik bir tasarruf anlamına geliyor.

Benzer şekilde, 200.000 TL borcu olan bir kullanıcı için ise yüzde 4,75'ten yüzde 4,50'ye yapılan indirim, aylık faiz yükünü yaklaşık 500 TL azaltacak. En kritik rahatlama ise, acil nakit sıkışıklığında yüksek maliyetle kullanılan nakit avans ve KMH'larda yaşanacak. Yüzde 5,00 gibi oldukça yüksek bir oranın yüzde 4,75'e çekilmesi, bu ürünleri kullanmak zorunda kalan vatandaşlar için küçük de olsa bir nefes alma imkanı sunacak.

Bankalardan müşterilere 'yeni oran' mesajları yağmaya başladı

Kararın Resmi Gazete'de yayımlanması ve yürürlük tarihinin yaklaşmasıyla birlikte, bankalar da yasal yükümlülükleri gereği müşterilerini bilgilendirme sürecini başlattı. Milyonlarca kredi kartı, nakit avans ve KMH kullanıcısının cep telefonlarına, yeni faiz oranlarını bildiren kısa mesajlar (SMS) gönderilmeye başlandı.

Bankalar tarafından gönderilen standart mesajlarda genellikle şu ifadelere yer veriliyor:
"Değerli müşterimiz, 01.08.2025'den itibaren, Avans Hesap (Kredili Mevduat Hesabı) aylık akdi faiz oranı yüzde 4,75'e, aylık gecikme faiz oranı ise yüzde 5,05'e düşürülecektir. Bu bildirim sözleşme değişikliği niteliğindedir. İyi günler dileriz."

Bu mesajlarda dikkat çeken iki önemli kavram var: "Akdi faiz" ve "gecikme faizi". Akdi faiz, kart sahibinin dönem borcunun sadece asgari tutarını ödemesi durumunda, kalan borca uygulanan anapara faizidir. Gecikme faizi ise, asgari tutarın dahi ödenmemesi durumunda, ödenmeyen asgari tutar üzerinden işletilen daha yüksek bir orandır. TCMB'nin kararı, bu iki oranın da paralel olarak aşağı çekilmesini sağlıyor.

Uzmanlar ne diyor: Rahatlama mı, yetersiz bir adım mı?

Ekonomi çevreleri, Merkez Bankası'nın bu adımını farklı açılardan değerlendiriyor. Kimi uzmanlar bunu yerinde ve gerekli bir "ince ayar" olarak görürken, kimileri ise sorunun kökenine inmeyen, yetersiz bir rahatlama olarak nitelendiriyor.

Bir grup ekonomiste göre, bu karar, TCMB'nin veri odaklı ve proaktif bir risk yönetimi anlayışını benimsediğini gösteriyor. Tüketici kredilerindeki bozulmanın bankacılık sistemi için bir riske dönüşmesini engellemeye yönelik atılmış mantıklı bir adım olarak değerlendiriliyor.

Diğer bir grup ise, asıl sorunun, vatandaşları bu denli yüksek borçluluğa iten yüksek enflasyon ve düşen alım gücü olduğunu savunuyor. Bu görüşe göre, yüzde 4,25 yerine yüzde 4,00 faiz ödemek, temel gıda maddelerine gelen zamlar karşısında eriyen bütçeler için anlamlı bir çözüm sunmuyor. Tüketici hakları savunucuları da, bu indirimlerin "bir damla su" gibi olduğunu, asıl çözümün, alım gücünü artıracak ve vatandaşın borca bağımlılığını azaltacak makroekonomik politikalarda yattığını belirtiyor. Her şeye rağmen, 1 Ağustos'tan itibaren milyonlarca borçlunun faiz yükü, az da olsa hafifleyecek.

Muhabir: Kazim Bozkurt