İzmir, Basmane Çukuru'na yapılması planlanan projeler nedeniyle tartışmaların odağında. İzmir’in önemli çevre ve şehircilik platformlarından biri olan Kültürpark Platformu, bölgenin gökdelen gibi yüksek yapılarla doldurulmasına şiddetle karşı çıkıyor. Platform, yaptığı basın açıklamasında, bu kararın İzmir’in nefes alan yegane bölgelerinden biri olan Basmane Çukuru'na zarar vereceğini ve bu adımın bir kent suçu olduğunu belirtti.
"Basmane Çukuru Kamuya Dönmeli"
Platformun açıklamasında, Basmane Çukuru’nun Kültürpark’ın ayrılmaz bir parçası olduğu ve bölgenin tamamen halka geri dönmesi gerektiği vurgulandı. Ayrıca, Kültürpark ile Basmane Çukuru’nun entegre edilmesinin önemine dikkat çeken platform, bölgenin yoğun yapılaşmaya açılmasının kabul edilemez olduğunu dile getirdi.
Açıklamada, 2018 yılında düzenlenen bir çalıştayda Basmane Çukuru'nun tarihi ve kültürel dokusuna dikkat çekilerek, alanın Cumhuriyet dönemi eserler, tarihi meydanlar ve bulvarlar ile çevrili olduğu hatırlatıldı. İzmir Büyükşehir Belediyesi'nin, alanın yüzde 30’unu kamuya devretme kararına tepki gösteren platform, TMSF ile yapılan görüşmelerin detaylarının kamuoyuna açıklanmasını talep etti.
"Yüksek Yapılar İzmir’in Kimliğine Zarar Verir"
Kültürpark Platformu, Basmane Çukuru’na yüksek yapıların yapılmasını kentin tarihi dokusuna ve doğal yapısına zarar vereceğini savunuyor. Açıklamada, bölgenin yüksek yoğunluklu imara açılmasının bir kent suçu olduğu vurgulanarak, yerel yönetimlerin bu konuda şeffaf olması gerektiği ifade edildi.
Platform, özellikle İzmir Büyükşehir Belediye Binası ile ilgili alınan kararlara dikkat çekti. Depreme dayanıksızlık gerekçesiyle yıkılan binanın ardından belediyenin bu bölgeyi büyütme planlarına karşı çıkan platform, bu kararların kamu yararına aykırı olduğunu belirtti.
"Basmane Çukuru İzmir’in Nefes Alan Bölgesidir"
Kültürpark Platformu, Basmane Çukuru’nun İzmir’in oksijen deposu olduğunu belirterek, bu alanda yapılacak yüksek yapıların çevresel dengeleri bozacağını söyledi. Platform yetkilileri, İzmir’in ekosistemi ve sürdürülebilir yaşam dengesi için bu alanın korunmasının şart olduğunu ifade etti. Ayrıca, bu konuda alınan belediye meclisi kararlarının ve yapılan anlaşmaların şeffaf bir şekilde açıklanması gerektiğini dile getirdi.
