Fikret Dağtekin/Marangoz sektörüne sunta ve benzeri ürünler satan iş yerlerinde çalışma hayatına adım atan Ferda Sökmen, 5 yıl gibi kısa bir sürede patronlar kulübünde yerini alan ilk kadın oldu. Sökmen, “Muhasebeci olarak farklı sektörlerde çalıştım. Galvaniz ve tekstil sektöründe mesela. 2006 da marangoz ürünleri sektörüne girdim. 1 ay muhasebe işi yaptım sonra satış bölümüne geçtim. Patron istedi satış bölümüne geçmemi. O zaman fark etti yeteneğimi heralde. Bu sektörde benden başka bayan yok. Hattta satış bölümünde bile yok. Patron anlamında hiç yok. Babasından kalan işi devam ettiren bayan var tabi. Bayanlar genelde geri planda çalıştırılıyor. Telefon bakmak gibi mesela.” dedi.

RAHMİ AMCAM SAĞ OLSUN

Sökmen, “Bu işin patronu olma gibi bir hayalim yoktu. Çalıştığım iş yerinden ayrıldıktan sonra bir süre işşiz dolaştım. Bu arada bir arkadaşın işine yardımcı oldum. Sağlık sorunlarından dolayı işinin başında değildi. Bu süreçte sektörün profösörü olarak bilinen Rahmi abi bana “Sende her bilgi var ama bir tek cesaret yok. ” dedi. Bu söz üzerine kendi işimi kurmaya karar verdim. Arkadaşın sağlık sorunu bitir bitmez kolları sıvadım ve kendi işimi kurdum”dedi.

ÖNCE HOME OFİS

Kendi işini kurmaya karar verdiğinde 3 bin liralık kredi kartı olduğuna dikkat çeken Ferda Sökmen, “İşlerimi evden yürütüyordum. Bir iş yapıyordum ikinci iş için ödeme yapılmasını bekliyordum. Yani evden al sat yaparak başladım işe. Nakliye işini de piyasadan kiminle anlaştıysam onunla yapıyordum” dedi

ORTAKLIK İSTEMEDİM

Home Ofis döneminde ortaklık teklifi aldığını söyleyen Sökmen, “Bir ortaklık ne kadar sürer. 10 yıl dedim kabaca. Bu bana pek sıcak gelmedi. 5 yıl çalışır kendi işimi kurarım dedim ve yoluma devam ettim.” dedi

D S C 0043

MARONGOZLAR MAL ALMAK İSTEMEDİ

5 yıl süren Home ofis macerasında resmi kurumlarla iş yaptığına dikkat çeken Sökmen, “Sektörden geldiğim için benden mal alacaklarını hiç düşünmedim. Bu yüzden direk resmi kurumlarla çalışmaya başladım. Çünkü buralarda rakibim yoktu. Resmi kurumlar ürün ve hizmet kalitesine aşırı derecede önem verir. Malın zamanında teslimi ve doğru malzemenin teslim edilmesi çok önemlidir. Bu da sorumluluk sahibi olan kişilerin yapabileceği bir iş. Ben de bu duygu fazlasıyla var olduğu için ofisim olmamasına rağmen kapı kapı dolaştım ve her gittiğim yerden de iş almayı başardım.” dedi.

UMURSAMAZLIK VAR

Sektördeki sorunların kendisini hızlı bir şekilde başarıya götürdüğüne dikkat çeken Sökmen, kısa bir söre sonra ikinci iş yerini açtığını söyledi. Sökmen, “Bizim sektörde genel olarak bir umursamazlık var. Ben bunu çalıştığım her iş yerinde gördüm yaşadım. Her patron ister al ister alma modunda yani. Bu durum benim işime yaradı. Kısa sürede iki iş yeri açmayı başardım” dedi.

BENİM İŞİM DEĞİL DEMEM

Benim çalıştığım yerler aslında bizim sektörden değil. Yani marangoz değil. Ama bizim ürünleri kullanıyor. Mesela palet yapıyor. Malzemesini koruyacak bir kalıp yapmak istiyor. Ama bu konularda hizmet alamıyor. Sorunlarının çözülmesini istiyorlar. Ben bunları da yaptım. Yani bu benim işim değil diye bakmadım olaya. Mesela, çalıştığım iş yerinde bir firmanın ürün talebi olmuştu. Bunu karşılayamadık. Bu olay içime oturdu. Niye yardımcı olmadığımızı bir türlü anlayamadım. Firma direk böyle bir malzeme bizde yok deyip kestirip attı. İşten ayrıldıktan sonra bu firmayı aradım. Sorun çözüldümü diye sordum ve  hayır cevabını aldım. Düşünebiliyormusunuz koskoca bir firmanın çok basit bir sorunu aylarca çözülmemiş. Tabi ben kısa sürede hallettim. Müşteri memnuniyeti benim için olmazsa olmaz bir kuraldır çünkü. Bu başarıdan sonra resmi kurumlarla daha fazla ilgilenmeye başladım. Benle bir kere çalışın ondan sonra karar verin dedim ve bu şekilde merdivenlere hızla tırmanmaya başladım. Aynı kurumlarla hala çalışmaya devam ediyorum ” dedi.

DSÖ'den o aşıya onay! DSÖ'den o aşıya onay!

BANA SORMADAN ALMIYORLAR

Sektöre yeni bir bakış açısı kazandırdığını dile getiren Ferda Sökmen, “Doğru ürün ve zamanında teslimat başta olmak üzere sektörde olmayan yenilikleri hayata geçirdim. Sonuçta biz de fabrikadan mal alıp teslimat yapıyoruz. Dolayısı ile malı verip paramızı alıp bir kenara çekilmiyoruz. Benimle ilgisi olsun ya da olmasın her türlü sorunu çözüyorum. Hatta şöyle bir örnek vereyim. Çalıştığım kurumlar veya firmalar bazen fiyat dolayısı ile başka yerden mal almak istiyorlar ama anlaşma yapmadan önce de mutlaka bana soruyorlar. Ben okeylemeden anlaşma yapmıyorlar” dedi.

ZORLA PATRONİÇE YAPTILAR

Home ofis döneminde satacağı ürünlerin kesimini de piyasaya yaptırdığına dikkat çeken Sökmen, başlangıçta iş yeri açmayı hayal bile etmediğini söyledi. Sökmen, “Siparişi aldığım ürünlerin kesimini piyasaya yaptırıyordum. Ama sürekli sorun yaşıyordum. Ürünü hiçbir zaman vaktinde teslim alamadım mesela. Tabi bunu müşteriye yansıtmıyordum. Tercrübeli olduğum için bu gecikmeyi kendi içimde eritiyordum. Bu şekilde 5 yıl devam ettim. Ve sonunda iş yerini açmaya karar verdim. Kısacası şartlar beni patron olmaya zorladı. Yine aynı şartlar nedeniyle de ikinci iş yerimi açtım. Mesela aylar önce parasını da verdiğim ürünü hala alamadım. CNS makinam olmadığı için elim kolum bağlı öylece bekliyordum. Bu yüzden CNC makinesini aldım ve ikinci iş yerimi açtım.”  

ÖZÜR DİLEMEK ÇOK MU ZOR?

Orman ürünleri sektöründe inanılmaz derecede bir sorumluzluk olduğunu iddia eden Sökmen, “Sipariş verdiğiniz üründe sorun olduğunda asla çözüm bulmuyorlar. Mesela sipariş veridiğiniz ürün kalitesiz çıktığında asla ilgilenmiyorlar. Hatta firma patronlarına sorunu anlatıyorsunuz ama onlar da sessiz kalıyor. İşine gelmiyorsa çalışmayın bizimle diyorlar. Yani böyle bir sorumsuzluk ve vurdumduymazlık olabilir mi? Ben bir müşteriye yanlış bir ürün teslim ettiğimde hemen özür diliyor ve sorunu çözüyorum. İşte ben bu sebeplerden dolayı başarılı oldum. Ama önemli olan benim başarım değilki. Hem alıcı hem de satıcının mutlu olduğu bir sistem kurulması lazım. Ben bunun için gayret gösteriyorum.” dedi.

BENDEN ALMAK AYRICALIK OLSUN

İş yeri açtıktan sonra sektöre çok sayıda yenilik kazandırdığını söyleyen Sökmen, bunlardan en önemlisinin “önce para yerine önce müşteri memnuniyeti” olduğuna dikkat çekti. Sökmen, “Mesela piyasanın en kötü makinası vardı elimde. Ama buna rağmen ortaya koyduğum prensipler sayesinde tercih edilmeye başladım. Yani, güçleriyle beni ezeceklerini düşünen patronları tuş ettim. Kendi farkındalığımı ortaya koydum. Kodamanlara benim müşterime el atamayacaklarını kabul ettirdim. Yani benden mal almayı ayrıcalıklı hale geldim. Onların müşterisi benden benimkiler de ondan asla mal ve hizmet almazlar”dedi.

MAL ÇOK İŞ YOK

Sökmen, sektere kazandırdığı prensipler sayesinde bazı firmaların zor günler yaşadığını da ileri sürdü. Sökmen, “Böyle bir durumdan asla memnun değilim yanlış anlaşılmasın. Ama maalesef yıllardır bu işi yapan kodamanların deposunda dünya kadar mal varken ve makinaları sus pus iken benimkiler dur durak belmiyor. Yani şunu söylemek istiyorum. Hor gördükleri, asla başaralı olamayacağını düşündükleri bir kız çocuğu onlara unutamayacakları bir ders verdi.” dedi.

D S C 0036

YENİ PATRONİÇELER ŞART

Sektördeki erkek egemenliğinin sona ermesi gerektiğine dikkat çeken Sökmen, bunun için yeni patroniçelere ihtiyaç olduğunu vurgulardı. Sökmen, “Marangoz ve ağaç işiyle uğraşan kişilerin konuşması farklı, saygısızlık çok fazla, adap yok, uygunsuz konuşmalar ve emrivaki hareketler çok. Ama bunu sadece bana yapmaya çalışıyorlar. Mesela, acil bir sipariş istiyorlar. Yapamam deyince de deliriyorlar. Niye? Çünkü kadınım. Bir kadının hayır demesini asla hazmedemiyorlar. Erkek bir patron hayır dediğinde ise ses çıkarmadan gidiyorlar. Mesela, nakliyeciye şuraya yanaş diyorum yapmıyor. Ama erkek biri söylediğinde ses çıkarmıyor.” dedi.

HAYIRLI OLSUN BİLE DİYEMEDİLER

İlk iş yerini açtığında herkesin sus pus olduğunu belirten Sökmen, “Bayan erkek ayrımı olmadan söylüyorum. Bir Allah’ın kulu hayırlı olsun demedi. Açılışa sadece sektör dışındaki arkadaşlar geldi. Hiç kimseden destek almadan sıfır sermaye ile başladım ve 5 yıl içinde ilk iş yerimi açtım. En azından bayan çalışanlar ilgi gösterebilirdi ama bu da olmadı. Çünkü erkek egemenliği onlara bir açılışı bile çok gördü.” dedi.

HÜNGÜR HÜNGÜR AĞLADIM

İş yeri açıncaya kadar her aşamada inanılmaz zorluklar yaşadığını kaydeden Sökmen, “Mesela ilk mal teslimatına nakliyeci ile birlikte gittim. Kamyon sırtında yani. Düşünün bir bayan bir kamyon şoförü ile 100 km uzaktaki bir müşteriye mal teslim etmeye gitiyor. Ya da Tepecik’de ürün arıyorsunuz herkes sanki anlaşmış gibi size mal yok diyor. Hepsi farklı bir yere yolluyor. Araba yok hava ateş gibi.. O günü hiç unutamam çünkü yorgunluktan dilim damağıma yapışmıştı. Hüngür hüngür ağlamıştım” dedi.

Muhabir: Fikret Dağtekin