Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği'nin (MÜSİAD) düzenlediği “2024 Yılı Değerlendirmesi 2025 Yılı Beklentileri” programında önemli açıklamalarda bulundu. Konuşmasında Türkiye ekonomisi ve dünya ekonomisine ilişkin kısa ve uzun vadeli beklentilere değinen Şimşek, 2025’te Avrupa Birliği ve Türkiye’nin yakın coğrafyasındaki büyümenin hızlanmasının beklendiğini vurguladı.
Küresel enflasyondaki düşüş Türkiye için avantaj yaratıyor
Şimşek, küresel enflasyonun düşmeye devam etmesinin Türkiye için olumlu etkiler yaratacağını ifade etti. Özellikle Avrupa ve ABD’de kısa vadeli faiz oranlarının düşük seyretmesinin öngörüldüğünü belirten Şimşek, bu durumun hem Türkiye’nin Orta Vadeli Programı (OVP) hem de ekonomik aktiviteler için destekleyici bir ortam sunduğunu söyledi.
Jeopolitik gelişmeler Türkiye’nin önemini artıracak
Jeopolitik gerginliklerin artmasına rağmen bu durumun Türkiye’nin jeopolitik önemini daha belirgin hale getirdiğini belirten Şimşek, 2025 itibarıyla Türkiye’nin liderlik rolünün daha fazla takdir göreceğini ifade etti. Bölgedeki birçok sorunun çözümünde Türkiye’nin stratejik rolünün artacağını vurgulayan Şimşek, bu gelişmelerin ekonomik büyüme ve ihracat açısından da destekleyici olduğunu söyledi.
İhracatta olumlu trend
Türkiye’nin ihracatının yaklaşık yüzde 76’sının Avrupa, Orta Doğu ve Kuzey Afrika’ya yapıldığına işaret eden Şimşek, bu bölgelerde 2025’te beklenen büyümenin önceki yıllara göre çok daha olumlu olduğunu kaydetti. Şimşek, bu durumun ihracatta pozitif bir hava yaratabileceğini belirtti.
Küresel ticaret parçalanıyor
Dünya ticaretinde artan korumacılık ve parçalanma eğilimlerinin uzun vadeli ekonomik zorluklar doğurabileceğini belirten Şimşek, ABD ile Çin arasındaki rekabetin ticaret savaşlarını hızlandırabileceğini söyledi. Ayrıca, küresel üretim üslerinin kayması ve dost ülkelerden tedarik trendinin yaygınlaşmasının, ticaretin yönünü değiştirebileceğini vurguladı.
Dolar ve avro arasındaki dengesizlik ihracatı etkiliyor
Şimşek, doların küresel bir para birimi olması nedeniyle, dolar-avro paritesindeki dalgalanmaların Türkiye ekonomisini etkilediğini ifade etti. Türkiye’nin ham maddeyi dolarla ithal ederken, ihracatı ağırlıklı olarak avro ile yaptığına dikkat çeken Şimşek, paritedeki değişimlerin rekabet gücünü etkileyebileceğini belirtti.