Doğal güzelliğiyle adeta bir cennet köşesi gibi görünen Gaiola Adası, İtalya'nın Napoli Körfezi'nde yer alıyor. Berrak denizi, yemyeşil bitki örtüsü ve eşsiz manzarasıyla ilk bakışta büyüleyen ada, gizemli ve ürkütücü bir geçmişe de sahip. Yerel halk arasında "lanetli ada" olarak bilinen Gaiola, yüzyıldır yaşanan trajik olaylar ve lanet hikayeleri ile ünlenmiş durumda.

Lanetin Başlangıcı: Hans Broun'un Gizemli Ölümü

Gaiola Adası'nın lanetli olduğu inancı, 1920'li yıllarda adaya yerleşen Hans Broun adında bir Alman iş adamının gizemli ölümüyle başladı. Broun, adada bulunan bir villayı satın alarak buraya taşındı. Fakat taşınmasının ardından talihsizlikler peşini bırakmadı. Kısa bir süre sonra Broun, evinde halıya sarılarak ölü bulundu. Bu tuhaf ölüm, adanın lanetlendiğine dair ilk inancı doğurdu.

Parmağının ucu kopan Roza, 4 hastane dolaştı Parmağının ucu kopan Roza, 4 hastane dolaştı

Lanet Zincirinden Kurtulan Olmadı: Ottı Grubnoc ve Diğer Sahipler

Hans Broun'un ölümünün ardından Gaiola Adası'ndaki villada Ottı Grubnoc adında bir kişi yaşamaya başladı. Fakat Grubnoc da Broun gibi trajik bir sona uğradı ve evde ölü olarak bulundu. Bu olay, adanın lanetli olduğuna dair inancı daha da pekiştirdi.

Grubnoc'tan sonra adaya yerleşen varlıklı bir iş adamı da ölümle yüzleşmese de, maddi açıdan büyük bir çöküş yaşadı ve tüm serveti elinden gitti. Bu durum, adanın lanetinin sadece ölümle sınırlı olmadığını, maddi felaketlere de yol açtığını gösterdi.

Adada yaşayan dördüncü kişi ise ailenin üyelerinin birbiri ardına ölümüyle şahit olduğu trajedilere dayanamayarak adadan kaçtı. Son olarak adayı satın alan beşinci kişi ise cinayet suçlamasıyla hapse girdi.

Lanetli Ada Efsanesi Günümüzde de Yaşıyor

Gaiola Adası, günümüzde özel mülkiyete ait olsa da, Napoli Körfezi'ne gelen turistler tarafından sıklıkla ziyaret ediliyor. Adanın lanetli olduğuna dair inançlar hala devam ediyor ve birçok kişi buraya adım atmaktan çekiniyor.

Gaiola Adası'nın hikayesi, güzelliğin aldatıcı olabileceğini ve her cennetin bir bedeli olabileceğini hatırlatıyor. Adanın lanetli olup olmadığına inanmak kişisel bir tercih olsa da, bu gizemli ve ürkütücü hikayenin geçmişten günümüze uzanan etkisi yadsınamaz.

Kaynak: haber merkezi