Ödemiş Devlet Hastanesi’nde 2017 yılında başlayan sahtecilik, kamu zararı ve görevi kötüye kullanma iddiaları hâlâ çözüme kavuşturulabilmiş değil. İlgili şahıslar hakkında pek çok suçlamanın yapılmasına rağmen, yedi yıldır bir sonuç alınamaması kamuoyunda büyük yankı uyandırdı. Bu süreçte, sorumluların terfi ettirilmesi ise liyakat tartışmalarını yeniden gündeme getirdi.
Basın açıklamasında şu ifadelere yer verildi:
"2017 yılında Ödemiş Devlet Hastanesi’nde aynı anda üç nöbeti birden tutarak (08-16 acil servis mesaisi, 08-24 süpervisior, 08-08 hasta nakil ambulans icap nöbeti) evrakta sahtecilik, kamu zararı, nitelikli dolandırıcılık ve görevi kötüye kullanma gibi suçlar işlendi. Ancak bu süreçte halen bir sonuç alınamamış olması üzücü ve düşündürücüdür."
Ayrıca, açıklamada liyakat ilkesinin göz ardı edildiği şu sözlerle vurgulandı:
"Geçen yedi yıllık süre içerisinde sağlık memuru olan ilgili şahıs, önce başhemşire muavini, ardından da başhemşire olarak göreve getirilmiştir. Bu, hakkın, hukukun, adaletin ve liyakatın nasıl ortadan kaldırıldığının çarpıcı bir örneğidir."
ÇALIŞANLARA MOBBİNG İDDİASI
Olaylar bununla da sınırlı kalmıyor. Nöbet formlarında imzaların kendisine ait olmadığını ve sahte olduğunu iddia eden bir hemşireye yönelik baskılar da basın açıklamasında geniş yer buldu. İddialara göre, hemşire yakın zamanda Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Vakkas Kara hakkında şikayet dilekçesi verdi ve aynı zamanda CİMER’e de başvuruda bulundu. Basın metninde yer alan açıklamalar şöyle devam etti:
"Değiştirilen nöbet formlarındaki imzaların kendisine ait olmadığını ve sahte olduğunu söyleyen Hemşire Hanım’a mobbing uygulanmıştır. Hemşire hanım, yakın zamanda Vakkas Kara hakkında kurum içi şikayet dilekçesi vererek, CİMER’e de başvurmuştur."
Sağlık çalışanlarının nöbet listelerinde yapılan usulsüzlüklerin yanı sıra, enjeksiyon yetkisi olmayan bir personele nöbet yazıldığı ve bunun insan hayatını tehlikeye attığı iddiaları da açıklamalarda yer buldu:
"Sağlık Bakım Hizmetleri Müdürü Kara, acil servis enjeksiyon nöbetine, enjeksiyon yetkisi olmayan memura nöbet yazmış ve insan hayatını tehlikeye atmıştır."
'YOĞUN BAKIMDA ŞİDDET'
Açıklamada, hastane çalışanlarının çeşitli yolsuzluk ve şiddet olaylarına karıştığı iddiaları da yer aldı. Bir sağlık memurunun 90 yaşındaki bir hastaya fiziksel şiddet uyguladığı, ancak bu olayla ilgili herhangi bir soruşturma başlatılmadığı iddia ediliyor:
"Hastanenin yoğun bakımında bir sağlık memurunun 90 yaşındaki bir hastaya fiziksel şiddet uyguladığı ve bunu öğrenen yoğun bakım sorumlusunun bu kişiyi yoğun bakımda istemediğini belirtmesine rağmen, yoğun bakım servisinden alınmadığı; sorumlunun ısrarı sonrası herhangi bir tutanak ya da soruşturma başlatılmadan aşı birimine, sonra savunmasız bakıma muhtaç hastaların yoğun olduğu evde bakım hizmetleri birimine görevlendirildiği belirtilmiştir."
Narkotik ilaçların dışarı çıkarılması ve hastane çalışanlarının usulsüzlükle suçlanması da açıklamalarda yer aldı:
"Bir hemşirenin hastaneden narkotik ilaçları kurum dışına çıkardığı ve bunun müfettiş tutanaklarına yansıdığı belirtilmiştir. Buna rağmen, hakkında bu iddialar bulunan hemşire narkotik ilaçların yoğun olduğu yoğun bakım biriminde çalıştırılmaya devam etmektedir."
SENDİKAL ÖRGÜTLENMEYE BASKI
Sendika temsilcilerinin çalışanlar üzerinde baskı kurduğu, yıllık izinlerin verilmediği ve sendika değiştirilmesi karşılığında izin hakkı tanındığı iddiaları da basın açıklamasında yer aldı:
"Düğün hazırlıkları için yıllık izin isteyen bir çalışana önce müdür tarafından izin verilmemiş, sonrasında sendikal baskı yapılarak ‘bizim sendikaya geçersen izin işini hallederim’ denmiştir. Çalışanın sendikasını değiştirmesiyle yıllık izni verilmiştir. Yapılan tüm bu hukuksuzluk ve adaletsizliklerle ilgili, devletin ve milletin menfaatlerini korumak adına Cumhuriyet Savcılığına başvuru için avukatımız gerekli çalışmaları yapmaktadır."