Fabrikada 36 sokakta yüzlerce köpeğe bakıyor
İzmir’de 1997 yılında kurulan Uz Kimya’nın sahibi Can Şafak Uzsoy, fabrikasını sahipsiz ve işkence görmüş sokak hayvanlarına açıyor. Fabrikada şu an 36 köpek ve 7 kedi 5 yıldızlı otel konforunda yaşıyor. Bu merhamet dolu öykünün başlangıcı ise fabrikanın kurulduğu günlere kadar gidiyor. Evlerinde her zaman bir kedi ya da köpekle büyümüş olan Uzsoy, fabrika kurmak için arsa aldığında etraftaki kedi köpekleri beslemeye başlamış, O hayvanların fabrikayı sahiplenmesi ve korumasıyla başlayan dostluğun bugünlere geldiğini söyleyen Uzsoy, ilginç öyküsünü şu sözlerle anlattı:
“Biz bu alandaki sokak köpeklerini besliyorduk, kısırlaştırma ve bakımlarını yaptırıyorduk, onlar da burayı koruma içgüdüsüyle sahiplenmeye başladılar biz de fabrika tamamlanınca onları bünyemize aldık. Sonrasında sokakta gördüğümüz yaralı, zor durumdaki köpeklere kıyamadık ve tedavi ettirerek buraya getirdik. Böyle böyle büyüyen kocaman bir aile olduk.”
Hepsinin çok acı hikayesi var
Can Şafak Uzsoy, işyerindeki sokak hayvanlarının hapsinin bir hikayesi olduğunu da vurguladı. Uzsoy şunları söyledi:
“Buradaki bir köpeğimizi İstanbul’da bir avcı sokağa atmış mesela. Bir arkadaşım videosunu çekip gönderdi, kaburgaları çıkmış perişan haldeydi, ben de dayanamadım getirdim. 15 gün yoğun bakımda tedavi gördü 5-6 yıldır bizimle ve şimdiki durumu çok iyi. Kangal köpeğimiz gençlik hastalığına yakalandığı için sahibi sokağa atmış. Yaşlı bir kızımız var mesela damızlık olarak kullanmışlar ve buraya gelene kadar sadece kafese kapalı bir şekilde yaşamış, doğurganlığı bitince de atmışlar, diğeri havladığı için kaynar suyla dövmüşler. Kısacası hepsinin çok kötü hikayesi var buraya gelene kadar maalesef cehennemde yaşamışlar şimdi biz onları cennete yaşatmaya çalışıyoruz.”
Her sabah hep birlikte yürüyüşe çıkıyorlar
Sahiplenip, iyileşmelerini sağladığı canlarla her sabah istisnasız, yağmur, kış, kıyamet fark etmeden 06.45 ‘de yürüyüşe çıkan Uzsoy,”Mahallenin delisi gibi hep birlikte dağ yoluna gidiyoruz, orada tasmasız bir şekilde rahat rahat dolaşıyorlar, tuvaletlerini yapıyorlar. Bu etkinliğimiz bana da çok iyi geliyor. 2009’dan beri burada olduğum her gün beraber yürüyoruz, onlar sayesinde müthiş bir keyifle ve enerjiyle işe başlıyorum” dedi.
Hayvan satışının yasaklanması şart
İş İnsanı Can Uzsoy, hayvan satışının kesinlikle yasaklanmasını da istedi. Uzsoy konuyla ilgili şunları söyledi:
“Bizim insanımız bu konuda da çok cahil. Sosyal medyada sevimli köpek videosu gören gidiyor köpek alıyor. İyi de bu köpeğe çocuk gibi bakılması lazım, günde en az 2 kez dışarı çıkarılması lazım, eğitim verilmesi lazım, çocuk gibi ilgi ve sevgi gösterilmesi lazım. Köpek beslemek normal çocuk gibi de değil engelli bir çocuk büyütmek gibi. Normal bir çocuğu belli bir yaştan sonra kendi başına bırakabilirsiniz ama köpeği bırakamazsınız. Ama bizim insanımız alıyor köpeği atıyor balkona. hayvanın çişi geliyor ya da sıkılıyor başlıyor havlamaya bu sefer ne yapıyorlar? Ya dövüyorlar ya atıyorlar. Yazlıklar da aynı şekilde. Karne hediyesi köpek alıyorlar çocuklarına kışlığa dönerken bırakıyorlar hayvanı. Tüm yazlık beldeler sokak hayvanı dolu. Hiç bir cezası da yok.”
Bunun adı uyutmak değil öldürmek
Yeni Yasa tasarısına ilişkin görüşlerini 9 Eylül Gazetesi’ne aktaran Uzsoy, “Bu yasa çok talihsiz bir durum bence. Bütün görevini yapmayan yetkililerin cezasını bu masum hayvanlara kesiyorlar. Çünkü bunlar, içgüdüsel bir şekilde kontrolsüz olarak üreyen canlılar. parti gözetmeksizin söylüyorum belediyelerin çoğu görevini yapmıyor” dedi. Uzsoy şöyle devam etti:
“Çünkü bu hayvancıkların oyları ve paraları olmadığı için bunlara bütçe ayırmak zor geliyor. Bu sefer ne oluyor? hayvanlar kontrolsüz bir şekilde çoğalıyorlar. Bunun çözümü aslında çok kolay ama yıllardır halının altına süpürülmüş, ihmal edilmiş. Konuşuluyor, tartışılıyor ama oy kaygısıyla geçiştiriliyor. Sonunda hayvanlar perişan bir şekilde sokaklarda dolaşıyorlar barınaklar da aynı durumda. Bu iş eğitim, vicdan, sevgi, empati ve farkındalıkla yapılabilir. Bu hayvanların belli bölgelerde kontrol altında tutularak kısırlaştırılması şart. Daha da önemlisi şimdi uyutacaklar yani öldürecekler başıboş hayvanları ama 20 yıl sonra yine aynı şey olacak. Ben bu yapılacak olana uyutulmak denmesine de karşıyım, bunun adı öldürmek. Benim de yok olmasını istediğim bir sürü insan var ama ben birşey yapamıyorum. 5 paralık faydası olmayan çocuk tecavüzcüleri, katiller, kadınlara şiddet uygulayan, hırlısı hırsızı varken bu masum dostları öldürmek ne diye? insan yüzyılarca kendisine dost olsun, koruma olsun diye evcilleştirdiği, şirin gözüksünler diye genleriyle oynadığı köpekleri şimdi de çok çoğaldı diye öldürmek istiyor. Bunun bütün sorumlusu olan insanoğlu şimdi masum hayvanları öldürerek çözüm arıyor. Bu dünya bize ait değil öncelikle bunu anlamamız lazım”
Doğru çözümle her iki taraf da memnun olur
Adeta işyerinde sokak hayvanlarından bir ordu oluşturan Uzsoy, çözüm önerisini de şeyle açıkladı:
“Bu durumu çözmek adına biz hayvanseverler olarak ne kadar çabalasak yine gücümüz yetmez… Radikal tedbirler alınmadığı sürece, sağlam cezalar uygulanmadığı sürece bunun önüne geçilemez. Öncelikle bir köpeği sokağa atmanın cezası insanların çok canını acıtan bir ceza olması lazım ki bunu bir daha yapmasınlar. Dönüp dolaşıp konu eğitime geliyor. Avrupa’da ya da Amerika’da hiç kimse hayvanını sokağa terk etmez, o hayvan o ailenin bir ferdi olur. Bu konu devletin, desteğiyle, belediyelerin desteğiyle ve vicdanlı personelin çalışmasıyla çözülebilir. Ben burada kendi imkanlarımla 36 köpek 7 kediye bakıyorsam, dışarıda onlarca hayvan besliyorsam, barınaklara, sivil toplum örgütlerine yardım edebiliyorsam bunu devlet, belediyeler, okullar, hastaneler, askeriyeler hayli hayli yapabilir. Çöpe atılan artık yemeklerin haddi hesabı yok. Biz sadece yanımızdaki okulun artık yemekleriyle hem buradaki hem sanayi sitesinin içindeki hayvancıkları besliyoruz. Düşünün askeriyelerin, hastanelerin, devlet kurumlarının, belediyelerin çöpe attığı yemekleri. Akıllı bir politik gurup bu işi düzgün ele alsa, şehirden uzak hayvanların serbestçe dolaşabildiği, bakımlarının yapıldığı kaliteli barınaklar kurulsa, sistematik bir kısırlaştırmayla bu iş 5 sene içinde çözülür. Bu politika iki tarafın oyunu da alır. Benim gibi hayvanseverler köpekler orada iyi şartlarda bakıldığı için oy verir, diğer kesim de sokaklarda köpek dolaşmadığı için oy verir ve düzgün şartlarda yapıldığı takdirde hayvanlar da rahat eder.”
Kaynak: HABER MERKEZİ