Müslümanlar için her vakit namaz, Allah ile kurulan özel bir bağ, manevi bir arınma ve dinginlik anıdır. Özellikle sabah namazı, günün ilk ibadeti olması hasebiyle ayrı bir öneme sahiptir; güne bereketle başlamanın ve manevi huzur bulmanın anahtarı olarak görülür. Ancak modern yaşamın getirdiği koşuşturma, yorgunluk veya bazen sadece derin bir uyku, bir müminin sabah namazını kaçırmasına neden olabilir. Böyle bir durumda yapılması gerekenler, sadece fıkhi bir yükümlülükten ibaret değildir; aynı zamanda derin bir pişmanlık ve manevi bir muhasebe sürecini de içerir.

Öncelikle namaz kaza edilmelidir

İslam hukukuna göre, vakti içinde kılınamayan namazların daha sonra kaza edilmesi farzdır. Peygamber Efendimiz (s.a.v.), "Her kim bir namazı unutur veya ondan gaflet edip uyuyakalırsa, onu hatırladığında hemen kılsın. Onun bundan başka kefareti yoktur…" buyurmuştur. Bu hadis, uyuma veya unutma gibi meşru mazeretlerle kaçırılan namazların derhal kaza edilmesi gerektiğini açıkça belirtmektedir.

Tunç Soyer’in avukatı konuştu: Suçlamanın içi boş
Tunç Soyer’in avukatı konuştu: Suçlamanın içi boş
İçeriği Görüntüle

Sabah namazının kazasına gelince, bu konuda bazı özel durumlar bulunmaktadır:

  • Aynı gün öğle vaktinden önce kaza: Eğer o günkü sabah namazı kaçırılmış ve güneş doğup bir mızrak boyu yükseldikten sonra, yani kerahat vakti çıktıktan sonra öğle namazı vaktine kadar kaza edilecekse, hem farzı hem de sünneti birlikte kaza edilir.

  • Daha sonraki bir zamanda kaza: Eğer o günün öğle vaktinden sonraya veya başka bir güne sarkarsa, sadece farzı kaza edilir; sünneti kaza edilmez.

  • Kerahat vakitleri dışında: Kaza namazları için belirli bir vakit sınırı yoktur. Kerâhet vakitleri (güneşin doğuş, batış ve tam tepede olduğu anlar) dışında her zaman kaza namazı kılınabilir.

Unutma veya uyuma gibi meşru bir mazeret olmaksızın, tembellik veya ihmalkarlık sebebiyle namazı vaktinde kılmamak ise büyük bir günahtır. Ancak bu durumda bile namazın mutlaka kaza edilmesi gerekir. Kazası olan kişinin nafile namazlar yerine farz borcunu ödemesi gerektiği alimler tarafından vurgulanır.

Pişmanlık ve tövbe: Manevi yükümlülük

Sabah namazını kaçırmak, sadece fıkhi bir borç değil, aynı zamanda manevi bir eksiklik olarak da görülmelidir. İmandan sonraki en büyük mesele olan namazın bir vaktinin geçirilmesi, mümin için sıradan bir olay olmamalıdır. Büyük velilerden Beyazıd-ı Bestami Hazretleri'nin sabah namazına uyanamadığında duyduğu derin üzüntü ve yaptığı tövbe, bu manevi derinliği gözler önüne sermektedir. Öyle ki, bu üzüntü ve istiğfarın, namazın sevabından daha fazla ecir kazandırdığı rivayet edilir.

Sabah namazını kaçıran bir müminin hissetmesi gerekenler:

  • Derin üzüntü ve pişmanlık: Namazın kaçırılması, dünya ve içindeki her şeyden daha hayırlı olduğu belirtilen bir ibadetin aksaması anlamına gelir. Bu nedenle, kaçırıldığında kişinin aklı başından gitmeli, yer yerinden oynamış gibi hissetmeli ve derin bir üzüntü duymalıdır.

  • Tövbe ve istiğfar: Hemen Allah'a el açıp yalvarmalı, af dilemeli ve bu durumdan dolayı tövbe ve istiğfar etmelidir.

  • Nefse isyan: Namazı kaçırma işini "sıradan" görmemeli, "olabilir" diye kabul etmemeli; nefsine, gafletine ve uykusuna isyan etmelidir. Hatta akşama kadar kendini cezalandıracak derecede bir pişmanlık duymalıdır.

Diyanet İşleri Başkanlığı'nın açıklamalarına göre, unutma ve uyuyakalma gibi meşru bir mazeret olmaksızın namazı kazaya bırakmak büyük günahtır. Ancak hangi şekilde olursa olsun, vaktinde kılınmayan namazların mutlaka kaza edilmesi gerekir. Meşru mazerete dayalı olarak namazını vaktinde kılamayan kimse sorumluluk altına girmediği gibi, o namazı kaza etmekle borcundan da kurtulur.

Önlem almak: Tekrar kaçırmamak için ne yapılmalı?

Sabah namazını sürekli kaçıran bir kişi için sadece kaza etmek yeterli değildir. Önemli olan, bu durumun tekrarlanmaması için gerekli tedbirleri almaktır. Eğer sabah namazı düzenli olarak uyuyakalma veya unutma sebebiyle kaçırılıyorsa, bu durum tedbir alınmadığı için günaha dönüşebilir.

Alınabilecek tedbirler arasında şunlar sayılabilir:

  • Erken yatma: Gece geç saatlere kadar ayakta kalmaktan kaçınmak.

  • Alarm kurma: Birden fazla alarm kurmak ve yataktan kalkmayı garantileyecek yöntemler denemek.

  • Manevi hazırlık: Yatmadan önce dua etmek, ayet okumak ve sabah namazına kalkma niyetiyle yatmak.

  • Teknolojiden uzak durma: Yatmadan önce telefon, tablet gibi elektronik cihazlarla zaman geçirmeyi bırakmak, zihni dinlenmeye hazırlamak.

Bir mümin, namazlarını terk etmez; ancak yukarıda belirtilen türden bir özürle namazını kaçırabilir. Bu tür durumlarda dahi, hissedilen pişmanlık ve yapılan tövbe, manevi bir kazanca dönüşebilir. Ancak önemli olan, ibadetlerin düzenli ve aksatılmadan yerine getirilmesidir.

Kaynak: haber merkezi