Gökçe ADAR ÇUBUKÇUOĞLU- Türkiye’nin en büyük sorunlarından biri olan ‘sağlıkta şiddet’ konusu yeniden gündeme geldi. ‘Mikrofondasın’ adlı YouTube kanalında yayınlanan bir videoda, sokaktaki bir vatandaşın söylediği sözler ülkenin gündemine oturdu. AKP’li olduğunu söyleyen kadın ‘’Eskiden doktorlar bizi azarlardı. Şu an biz doktor beğenmeyip doktor dövüyoruz’’ ifadelerinin ardından vatandaşa tepkiler çığ gibi büyüdü. Sağlıkçılardan yapılan açıklamalar, art arda geldi. İzmir Tabip Odası da, vatandaş hakkında suç duyurusunda bulundu. Türkiye’deki sağlık politikalarının hastayı müşteri haline getirdiğini ifade eden İzmir Tabip Odası Başkanı Süleyman Kaynak, “‘Sağlıkta dönüşüm’ adı altında hayata geçirilen sağlık politikası, hastayı müşteri hastaneleri de ticarethaneye dönüştürdü. Rant yaratılmak için, hastaneler verimsiz hale dönüştürüldü ve bu sistem tıkandı” dedi. 

‘VATANDAŞA KULLANDIRTTI’

Kaynak, şöyle devam etti: “Vatandaş, sağlık hizmetinden, kamu hizmetinden yararlanamaz hale geldi. Böyle olunca, vatandaş suç işlemeye başladı. ‘Rapor mu istiyorsun, muayene mi istiyorsun, ilaç mı istiyorsun, tetkik mi istiyorsun git sağlık kurumuna. İsteklerin yapılmıyor mu? Nefret dili kullanarak, şiddet uygulayarak bunu yap ben senin arkandayım’ dendi. Devlet, ‘zor kullanma’ yetkisini vatandaşa kullandırttı. Bu video bunu çok net açıklıyor. Vatandaşı öyle bir pozisyona sokan sorumlu hükümettir, politikalarıdır” ifadelerini kullandı. 

‘3 AYDA 900 KİŞİ’

Kaynak, şöyle devam etti: “2023 yılının ilk 3 ayında 900’e yakın doktor başka ülkeye gitti. Hekimi itibarsızlaştırıyorsunuz, dayak yiyecek duruma getiriyorsunuz sonra da geri gel diyorsunuz. Eğer bu iktidar değişmezse, Türkiye çok ağır kan kaybedecek. Seçimi bekleyen doktorlarımız var.” 

‘DİNLENMEDİK’

İzmir Tabip Odası Önceki Dönem Başkanı ve TTB Büyük Kongre Delegesi Dr. Lütfi Çamlı, bu durumu AKP iktidarının yarattığını söyledi. Çamlı, “Sağlıkta dönüşüm politikalarının getirdiği nokta bu. ‘Sağlıkta dönüşüm’ adı altında, vatandaşa sürekli bir vaat verdiler. Üstelik Türkiye’de bu vaatleri karşılayacak alt yapı yokken. Doktorlara aynı gün hem muayene etme, hem emar (MR) çekme hem hasta bakma gibi aynı gün içerisinde yapılmayacak görevler yüklediler. Söylenilen vaatleri yerine getiremeyen doktorları ise şiddetle baş başa bıraktılar. Biz, bunun sonucunun sağlıkçılara döneceğini ve sağlıkçıların şiddetle karşılaşacağını ifade ettik ancak dinlenmedik” dedi. 

‘HAKKETTİĞİMİZ BU DEĞİL’

Dr. Çamlı, şöyle devam etti: “Bunun adı kışkırtılmış sağlık sistemidir ve bu şekilde AKP iktidarı çok oy aldı. Karşılanmayan talepler, hasta hekim ilişkisini bozdu ve süreci bu duruma getirdi. İzlerken çok üzüldüm ve ayrıca kanım dondu. Saatlerce, acillerde ameliyatlarda hayatlarını riske atan vatandaşa hizmet vermeye çalışan sağlık çalışanlarımızın hakkettiği açıklama, konuşma bu olmamalıydı. Hiç bir tedbirin alınmaması, hekimlere verilen değeri de gösteriyor. Elbette, bu durum çok üzücü ama bu açıklamayı yapana değil, bu sistemi yaratan ve sürdürmeye çalışan yönetime kızıyorum.” 

‘SAĞLIKÇI HEDEF OLDU’

Yeşil Sol Parti İzmir Milletvekili Adayı psikolog Mevlüt Ülgen de şu ifadeleri kullandı: “Tek sorumlu iktidardır. Sağlıkta şiddette gelinen boyutu gösteriyor. Bu çok ürkütücü. Randevu alınamama gibi yurttaşların sağlık hizmeti alamaması sağlık personellerini hedef haline getirdi ve şiddeti körükledi. Bu yaklaşım, kötülüğün ve hoyratlığın geldiği boyutu göstermektedir.”

İMZA KAMPANYASI BAŞLATILDI 

AKP'li seçmenin hekime şiddeti övmesinin ardından Change.org’da kampanya başlatıldı. Kampanyada, ‘Şimdi sessizlik zamanı değil’ diyen Dr. Murat Molu, sağlıkta şiddetin önlenmesi için etkin yasalar talep ediyor. İmzalayıp paylaşarak, sağlık çalışanlarının yanında ol” ifadeleri yer aldı.