MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin terör örgütü lideri Abdullah Öcalan’ın TBMM’de konuşmasına dair açıklamaları, bir dönem rafa kaldırılan çözüm sürecini yeniden gündeme taşıdı. Bu gelişmelerin ardından, Selahattin Demirtaş, avukatı aracılığıyla Kürt sorununun çözümüne dair şartlarını açıkladı.
Demirtaş: "Cezaevinde sürece katılamam"
HDP’nin eski Eş Genel Başkanı ve 8 yıldır tutuklu olan Selahattin Demirtaş, avukatı Sıdkı Zilan aracılığıyla yaptığı açıklamada, çözüm sürecinde yer alabilmek için serbest bırakılması gerektiğini söyledi. Demirtaş, “Cezaevinde bu sürece katılmam mümkün değil. Bu süreci dışarıda tartışmak istiyorum” ifadelerini kullandı.
Zilan’ın aktardığına göre, Demirtaş sürecin yeniden başlatılmasını desteklemeye hazır olduğunu belirtti ve Kürt sorununun çözümünün sadece devlet ve PKK arasında yapılacak bir barışla mümkün olamayacağını vurguladı.
"Toplumun tüm katmanları sürece dahil edilmeli"
Selahattin Demirtaş, Kürt sorununun çözümü için daha kapsayıcı bir yaklaşım gerektiğini savundu. Avukatı aracılığıyla verdiği mesajda şu ifadelere yer verdi:
“Devlet ile PKK’nin barışması sorunun çözümünü sağlamaz. Toplumun tüm katmanları bu sürece dahil edilmelidir. Ancak bu şekilde gerçek bir toplumsal barış sağlanabilir. Çözüm, Kürtlerin devlete ortak edilmesiyle mümkündür.”
Demirtaş, bu sürecin başarılı olabilmesi için daha geniş bir toplumsal uzlaşı gerektiğini ifade etti.
Bahçeli ve çözüm süreci tartışmaları
Demirtaş’ın bu açıklamaları, MHP lideri Bahçeli’nin tartışma yaratan sözlerinin ardından geldi. Bahçeli’nin, Abdullah Öcalan’ın çözüm sürecinde Meclis’e davet edilmesine dair ima edilen açıklaması, siyaset sahnesinde yeni bir tartışma başlattı.
Hükümet kanadından bu konuda net bir açıklama gelmezken, Demirtaş’ın çözüm sürecine katılım şartı ve toplumsal uzlaşı çağrısı, sürecin yeniden canlanması ihtimali üzerine önemli bir gündem maddesi haline geldi.
Toplumsal barış nasıl sağlanacak?
Selahattin Demirtaş’ın açıklamaları, Kürt sorununun çözümü için kapsamlı bir müzakere sürecinin gerekliliğini bir kez daha gündeme getirdi. Ancak bu süreçte hangi aktörlerin yer alacağı, müzakerenin kapsamı ve yöntemi konusundaki belirsizlikler, sürecin önündeki en büyük engel olarak duruyor.