Adnan Süvari... İlkokulu İtalyan Mektebi'nde, ortaokulu Saint Joseph'te, liseyi Avusturya Lisesi'nde okudu. Ardından Ticaret Fakültesi'ni bitirdi. Süvari gençlik yıllarında çok iyi basketbol oynardı. Daha sonra futbola merak sardı. O dönemin iyi takımlarından Metin Oktaylı Yün Mensucat'ta önce futbol oynadı, sonra da antrenörlük yaptı. Tekstil mühendisliği eğitimi almak için İngiltere'ye gitti. Bu yıllarda Londra'da açılan antrenörlük kursuna katıldı. Türkiye'ye döndükten sonra ilk önce 1.5 sezon Karşıyaka'da görev aldı.

Burada Ekim 1960'de görevine son verilmesinden sonra Göztepe'de teknik direktör Kuttik'ın yardımcılığını üstlendi. Kuttik Beşiktaş'a gidince Süvari teknik direktörlüğe getirildi. 1960'tan 1971 yıllarına kadar aralıksız Göztepe'yi çalıştırdı. Süvari'nin başında olduğu Göztepe 11 yıllık süreçte 3 kez final oynadığı Türkiye Kupası'nı iki, iki kez final oynadığı Cumhurbaşkanlığı Kupası'nı bir kez müzesine götürdü. Üç yıl Göztepe ile birlikte A Milli Takımı çalıştırdı tarihi başarılar yaşadı. 20 yıldır yenilmeyen Rusya'yı Moskova'da 2-0'lık skorla dize getirdi. Türkiye Ligi'nde takımını hep zirveye oynattı, hücum futbolunu kafalara kazıttı, Türkiye'ye 4-3-3 sistemini getiren ilk teknik adamdı.

Ama en büyük destanı Avrupa'da yazdı. 1967-68'de çeyrek final oynattığı Göztepe'ye 1968- 69 sezonunda Avrupa'da yarı final oynattı. Bu Türk futbol tarihinde bir ilkti. Dünya devlerini İzmir'e getirdi, onlara meydan okudu. Bir ağabeyimin dediği gibi Adnan Süvari, 60'lı yılların sürekli hücumu düşünen, kendine güvenen, ilk yumruğu atan bir Göztepe yarattı. O yumruğun sesi sadece İstanbul'dan değil, tüm Avrupa'dan duyuldu.
Ağabeyi Sebahattin Süvari'nin 1970 yılındaki ölümünün ardından yönetimle anlaşmazlığa düşen Adnan Süvari, istifa etti ve teknik direktörlük kariyerine de nokta koydu.

ASIL MESELE İSTİKRAR

Mesele Adnan Süvari veya Yılmaz Vural değil. Mesele Göztepe üzerinden Türk futbolunun içinde bulunduğu durumu ve çıkmazı anlamaktır. Artık futbolda teknik direktör için 2 yıldan fazla aynı takım çalıştırmak artık neredeyse imkansız. Geldiği sezonun devre arasında kovulanlar, ya da o kadar beklemeyip göreve geldikten 3 maç sonra görevinden alınan teknik direktörler hepimizin malumu. Türkiye'de profesyonel liglerde 127 takım var. Ancak 8 bin küsur da lisanslı 'teknik direktör'. Bu kadar az takıma, bu kadar çok teknik adam olmasına rağmen kulüpler genelde hep aynı isimler üzerinde yoğunlaşıyor.

Geçmiş yıllarda olduğu gibi Süper Lig'de ve 1.Lig'de her başarısızlığın ardından teknik direktör kıyımları sürüyor. 2. ve 3. Lig'dekilerden bahsetmeyeceğim, orası tam anlamıyla gayya kuyusu. 1960'tan 1971'e kadar Göztepe'de yani aralıksız 11 yıl görev yapıp bu süre içerisinde tarihi büyük başarılara imza atan Adnan Süvari gibi bir örnek karşımızda dururken kulüplerin hala macera peşinde koşmasına anlam veremiyorum. Hele hele bunu Göztepe'nin gerçekleştirmesini ise hiç ama hiç hazmedemiyorum. Bu süreçte rakiplerine bu konuda uyum sağlayan ve hatta bu uyumu abartan Göz-Göz 54 sene içinde 100'den fazla teknik adamla çalıştı ama bir türlü eski başarılarının yanından bile geçemedi.

O GİTTİ, GÖZTEPE BİTTİ

Göztepe Adnan Süvari'den sonra çöküş dönemi yaşadı. 1971'den bu yıla kadar yani 54 yıllık süreçte belki de yüzlerce teknik adamla çalıştı, şimdiki adıyla Süper Lig'de sadece 9 sezon barınabildi, çeşitli kategorilerde 14 kez küme düştü. Böylesine tarih yazmış bir takım tarihinde ilk kez 3. Lig'de hatta amatör kümede oynama noktasına geldi. İçinde bulunduğu ekonomik krizden bir şekilde kurtulup yeniden çıkış yakaladı ama bu süreçte de yine balansı tutturamadı.
54 yıldır olduğu gibi çareyi hep yeni takım kurmakla, teknik direktör değiştirmekle bulup kötü geleneği sürdürdü, son olarak da çareyi Bulgar teknik adam Stanamir Stoilov’u getirerek bulabildi.

33 FARKLI TAKIMDA 40 KEZ GÖREV YAPTI


Göztepe'de de görev yapan ve 2016-2017 sezonunda Süper Lig’e çıkma başarısı yaşayan Yılmaz Vural, bir anlamda Türk futbolunun özeti gibi. İşin garip tarafı bunu kendisi de itiraf ediyor. Bir zamanlar kendisiyle ilgili yaptığı özeleştiri oldukça manidardı. Ne demişti Vural 2015'teki o röportajında; "Biz Manchester United'ı çalıştıran Alex Ferguson ile aynı zamanda (1986) teknik direktörlüğe başladık. Adam yazık ölüp gidecek, ama ben Türkiye'de 40 takım çalıştırdım"...
Ferguson 2013 yılında yani 27 yıl sonra Manchester United'ı bıraktı ve emekli oldu.

Fergusan kariyeri boyunca United'la 13'ü Premier Lig şampiyonluğu 38 kupa kazandı. İskoç teknik adam, United'ın iç saha karşılaşmalarını sıklıkla Old Trafford'da takip etmeyi sürdürüyor. Yılmaz Vural ise 72 yaşında ve takım çalıştırmaya devam ediyor. Son olarak Menemen FK’yı çalıştırdı. Hala birçok kulübün gündeminde.

SÜVARİ
Türk futbol tarihinin gelmiş geçmiş en entelektüel teknik adamlarından birisiydi. Gerek futbol donanımı, gerek hayat görüşü, gerekse insani ilişkileri süperdi. Günümüzde yaşıyor olsaydı kesinlikle dünya çapında bir teknik adam olurdu.

VURAL
Çok iyi atlar, çok zıplar, yalandan futbolcu tokatlar, maçları içinde yaşar, her gittiği yere renk katar, tribünlere oynar. Yaptıkları göze, söyledikleri kalbe hükmeder. Ama bir gerçek vardır; O da onu izlemek çalıştırdığı, takımları izlemekten daha keyiflidir.

STOILOV

Stanamir Stoilov Göztepe’ye geldiğinde Fenerbahçe’deki futbolculuk geçmişi dışında insanlar onu pek tanımıyordu. Kısa sürede kendisi kabul ettirdi. Verdiği mesajlarla, yaptıkları hep uyum içindeydi. Yaptırdığı transferler, idmanlar, futbol görüşü onu üst noktaya taşıdı. Türkiye’de pek görülmese de takımı üst lige taşıyan Stoilov ile Süper Lig’de devam edildi. Güveni sarsmadı. Süper Lig’de de dik duruşunu devam ettirdi. Elde edilen başarının perde arkasındaki önemli isimlerinden birisi oldu. Göztepe’de taraflı tarafsız herkes Bulgar teknik adamı çok sevdi. Karakterli duruşu, prensipleri, doğru bildiklerinden kesinlikle taviz vermemesi, yöneticilerle mesafesi, futbolcularla diyaloğu, taraftarlarla uyumu onun yerini sağlamlaştırdı. Geçtiğimiz günlerde de yönetim Bulgar teknik adam ile 2026-2027 sezonu sonuna kadar sözleşme imzaladı. Dilerim tarihinde en büyük başarıları istikrarı ile elde eden Göztepe’nin yine büyük hedeflere istikrarlı seçimlerle ulaşmasıdır. Neden olmasın? 2014 yılında Göztepe’nin başkanlığına getirilen ve bu görevi 2022 yılına kadar sürdüren Mehmet Sepil, her ne kadar Rasmus Ankersen başkan olsa da gerçek başkan olarak sürdürmektedir. Doğru olan da budur. Sepil, Göztepe’de 11 yıldır başkanlık yapıyor. Göztepe’nin tarihine adını altın haflerle yazdıran Adnan Süvari’nin abisi Sebahattin Süvaredi’den (9 yıl başkanlık yaptı) bile fazla… Mevcut kadroda da istikrar yakalanırsa kısa vadede olmasa da orta ve uzun vadede hayal bile edemeyeceğimiz hedeflere ulaşılabilir… Her şey hayal etmekle başlar misali hayallerimizin kahramanı Göztepe geçmişte bunu başarmıştı. Şimdi de başarır. Neden olmasın?

Ali Barak ilk 11'e hazırlanıyor Ali Barak ilk 11'e hazırlanıyor

Kaynak: HABER MERKEZİ