9 Eylül Gazetesi'nden Utku Çelik'in haberine göre: TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu, İzmir Tabip Odası ve İzmir Barosu, "İzmir'in Çernobili" olarak nitelendirdikleri Gaziemir Aslan Avcı Kurşun Fabrikası arazisinde yürütülen çalışmalar hakkında kritik bir “Halk bilgilendirme toplantısı” yapıldı. Karabağlar Belediye Başkanı Helil İnay Kınay'da katılım sağladı. Toplantıya Nükleer Fizik Uzmanı Prof. Dr. Hayrettin Kılıç da katılarak önemli uyarılarda bulundu.
“TOZ TANECİKLERİ CİĞERLERDEN ATILAMIYOR”
Daha önce orada çalışma yapan şirketlerin verilerini değerlendiren Nükleer Fizik Uzmanı Prof. Dr. Hayrettin Kılıç “Günde 15 bin ton toplam atık çıkarılacak ve bunların ölçülmesi, yüklenmesi, taşınması sırasında çıkan tozlar var. Önceki raporda yayınlanan bilgilere göre, bu tozların yoğun bir miktarda yol aldığı görülebiliyor. Ortaya çıkan tozları toplayabilecek, filtreleyebilecek ekipmanları yok. Biz de onların verdiği rakamlardan hareketle, bu toz taneciklerinin içerisinde radyoaktif izotoplar olduğu, milyarlarca atom ve molekül bulunduğunu görebiliyoruz. Bu toz tanecikleri, ciğerlerden atılamayacak derecede ufak ve ciğerlere yerleşiyor.” açıklamasında bulundu.
“BU SORUN TÜM KENTİN SORUNU”
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir bu kirliliğin sadece Gaziemir’i etkilemeyeceğini söyleyerek “Bu sorun bütün bir kentin sorunu. Aynı zamanda Ege Denizi’ne bağlı bütün adalara gidecek bir sorunla karşı karşıyayız. Burada yapılan her türlü çalışma ticari bir faaliyettir; koşul sabıkası, kar amaçlı bir işletmedir. Kar amaçlı bir işletmenin hisselerini altyapı kuruluşunun sahibi alıyor, şirketin sahibi oluyor. Diğer kendi şirketine de "Gel, burada altyapı hizmeti yap" diye iş alıyor.” dedi.
“TEMİZLEME DEĞİL HAFRİYAT ÇALIŞMASI”
Yapılan çalışmanın “Temizlik” çalışması olmadığını söyleyen Akdemir “İş aslında bir hafriyat çalışmasıdır. Hiçbir bilimsel teknik verisi yoktur; bize sunduğu bir şey yok, hiçbir bilimsel tekniğin karşılığı yok. Bu hafriyat çalışmasının sonucunda para kazanacağı nettir. Ticari bir işletmedir, para kazanmak için bu işi yapmaktadır. Para kazanıyorum derken, o bölgede, bütün İzmir'de bu tehlikeyle yüz yüze gelecektir. Net bir şekilde bunu herkesin bilmesi, söylemesi gerekiyor.” diye konuştu
“NE BECERİSİ NE TECRÜBESİ NE DE PARASI VAR”
Konunun öncelikli olarak halk sağlığı, çevre sağlığı olduğunu söyleyen Akdemir “ Öyle bir an gelir ki bu firmanın bu işleri yapacak ne bilgisi vardır, ne becerisi vardır, ne tecrübesi vardır, ne de bu işi sonuna getirecek parası vardır. Çünkü biz bu soruyu sorduğumuzda bize verilen cevap açıktı: "Bizim paramızın ne kadar olup olmadığı ticaret sırrıdır, sizi ilgilendirmez." Ancak çok nettir ki dünyanın herhangi bir yerinde buna benzer işlerin bütçesi ne kadarsa söylenir. Teminatı yatırır, ondan sonra işlemi yapılır. Bu işlemin teminatını da gerekli kurumlara yatırırsın, biz de o parayla kamu kurumları gereklilikleri yerine getirsin. Gereği budur.” ifadelerini kullandı.
“HESAP SORACAĞIZ”
Çağrısını yenileyen Akdemir “Bu kentte yaşayanlar, bu cinayet mahalinin sorumlularına karşı hesap sormakta, şu an adına "temizleme" diye yapılan çalışmanın takibinden ve tüm çevre, halk sağlığına karşı olan zararının da takip edilmesinden geri durmadık, durmayacağız. Oraya o nükleer atıkları getirenlerin, buna izin verenlerin, karşısında dik durmayan, görevini yerine getirmeyen tüm kamu görevlilerinin takibinde olduğumuzu, hukukun bir gün işleyeceğine ve bunlara hesap soracağımızı hatırlatıyoruz. Buradan rant bekleyenler bir daha düşünsün.” şeklinde konuştu.
“BÜTÇE YETERSİZLİĞİ DAHA BÜYÜK BİR SORUN”
Akdemir tahmini bütçenin yeterli olmadığını söyleyerek ”İlave bütçenin firma tarafından karşılanamaması durumunda çalışmalar yarıda kalarak çevre ve halk sağlığının mevcut durumundan çok daha büyük bir tehlike oluşturacaktır. Bu riske karşı bir teminat veya B planı bulunmadığını tespit etmiş bulunmaktayız.”dedi.
“KAZMA KÜREK ÇALIŞMALARI DEVAM EDİYOR”
Konunun uluslararası mecraya taşınması gerektiğini fakat bu süreçte bir şeyler yapılması gerektiğini söyleyen İzmir Barosu Başkanı Sefa Yılmaz “Kazma kürek çalışmaları devam ediyor. Biz oralarda bir sonuç oluşuncaya kadar ne yapacağız, önemli olan bu. Bunu daha önce gördük. Bizler idari yargıya başvurup, dava açıp yürütmeyi durdurma kararı alıncaya kadar binalar diktiler.” diyerek hatırlatmada bulundu.
SİVİL İTAATSİZLİK ÇAĞRISI
Olması gerekenin Anayasal hak olan sivil itaatsizlik olduğunu söyleyen Yılmaz “Bunun başında yerel yönetimler olmalı, büyükşehir olmalı, bütün STK'lar olmalı ve durum sürekli gündemde tutulmalı. Elbette bu durumlarda, bu alanlarda bir şeyler yapılacaktır. Uluslararası alanda faaliyet olacaktır. Ama bizim bir an önce harekete geçmemiz lazım. O kazma küreği durdurmamız gerekiyor. Bunun için de büyükşehir belediyesine çok büyük görevler düşüyor.
“BİR ARAYA GELMELİYİZ”
Bir araya gelme çağrısı yapan Yılmaz “STK'lar bir araya gelmeliyiz. Biz burada tartışırken inanın orada kazma kürek çalışmaları devam ediyor. O yüzden sivil itaatsizliğin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha hatırlatıyorum.” şeklinde konuştu.
ÇÖZÜM ÖNERİLERİ SUNULDU
Konuya dair çözüm önerileri şu şekilde sıralandı:
- Çevresel iyileştirme planı, iş termin planı, analiz raporları ile birlikte konu ile ilgili belgelerin tamamının kamuoyuyla paylaşılması.
- Alandaki tüm çalışmaların, radyoaktif kirlilik yaşanan alanların temizlenmesi ve rehabilitasyonu konusunda uzman ve benzer iş deneyimine sahip uluslararası akredite kuruluşların denetiminde; ayrıca uzman meslek odaları ve yerel yönetimlerin temsilcileri ile bağımsız uzman/akademisyenlerin katılımıyla kurulacak bir komisyonun gözetiminde gerçekleştirilmesi.
- Alandaki tüm kirleticilere (radyoaktivite ve diğer tehlikeli maddelere) yönelik sürekli izleme yapılarak ölçüm sonuçlarının paylaşılması ve alana kameralar yerleştirilerek alandaki çalışmaların kamuoyu tarafından sürekli izlenebilir duruma getirilmesi.
- İlk üç maddedeki koşullar sağlanıncaya kadar alandaki çalışmaların durdurulması.