Utku ÇELİK- Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS), Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ) desteğiyle gerçekleştirdiği "Türkiye’de Gazetecilik: Algı ve Profil Araştırması" adlı projesinin sonuçlarını yayımladı. Bu araştırma, Türkiye'deki medya ve gazetecilik sektöründe çalışanların mevcut sosyo-ekonomik durumunu, çalışma koşullarını ve mesleki örgütlenmelerle ilgili algılarını belirlemeyi hedeflemektedir. Kasım 2022 ile Ocak 2023 tarihleri arasında telefon üzerinden 285 gazeteciyle gerçekleştirilen bu araştırma, sektörün ihtiyaçlarını, algılarını, beklentilerini ve önceliklerini ortaya koymayı amaçlamaktadır.
Gazetecilerin Çalışma Koşulları ve Algıları
Araştırmanın ilk bölümünde gazetecilerin çalışma hayatları ve koşulları ele alınırken, ikinci bölümde gazetecilik mesleğinin mevcut durumu sorun alanları üzerinden incelenmiştir. Araştırmada, Türkiye'de gazeteciliğin zorlu şartlar altında yapıldığı ve gazetecilerin mesleklerini sosyal gerilimler ve baskılar altında icra etmek zorunda kaldığı vurgulanmaktadır. İşte raporda öne çıkan bazı bulgular:
- Düşük Maaşlar ve Sosyal Haklar: Gazetecilerin çoğunluğu düşük maaşlar aldığı ve bu maaşların enflasyon karşısında yetersiz kaldığı belirtilmektedir. Ayrıca, gazetecilerin yarısından fazlası sosyal haklarının yetersiz olduğunu ifade etmektedir. Ulusal medya ve metropol illerde çalışan gazeteciler arasında düşük maaşlar ve memnuniyetsizlik oranlarının daha yüksek olduğu gözlemlenmiştir.
- Siyasi Baskı ve Meslek Değişimi: Ankete katılan gazetecilerin neredeyse yarısı mesleklerini icra ederken siyasi baskı hissettiklerini belirtmiştir. Ayrıca, her dört gazeteciden biri meslek değiştirmeyi düşündüğünü ifade etmektedir.
- Zorluklar ve Tükenmişlik Sendromu: Gazeteciler, mesleklerini yaparken sosyal hayata zaman ayıramama, iş-sosyal hayat dengesini kuramama ve mesleki gelişime zaman ayıramama gibi zorluklarla karşılaşmaktadır. Araştırmada, tükenmişlik sendromunun gazetecilerin önemli bir sorunu olduğu da vurgulanmaktadır.
Engeller ve Sorunlar
Araştırmaya katılan gazeteciler, haber yapma sürecinde birçok zorlukla karşılaştıklarını belirtmişlerdir. Bunlar arasında kendilerine dava açılması, haberlerine erişim engeli getirilmesi, fiziksel saldırıya uğrama ve dijital materyallerine el konulması gibi sorunlar bulunmaktadır. Araştırma, kadın gazetecilerin erkek gazetecilere kıyasla daha fazla engelle karşılaştığını ve ulusal basında çalışan gazetecilerin yerel basında çalışanlara kıyasla daha sık darp edildiğini ve dijital materyallerine el konulduğunu göstermektedir.
Sansür ve Oto-sansür Uygulamaları
Araştırmada, gazetecilerin yüzde 42,8'inin sansür uygulamalarına maruz kaldığı belirtilmektedir. Sansür genellikle haberlerin yayımlanmaması, çıkarılması veya değiştirilmesi şeklinde gerçekleşmektedir. Sansüre maruz kalanların çoğunluğunu kadın gazeteciler ve 35 yaş altı gazeteciler oluşturmaktadır. Öte yandan, Türkiye'deki gazetecilerin yaklaşık dörtte biri oto-sansür uyguladığını ifade etmektedir. Oto-sansür oranının kadın gazeteciler, düşük eğitim seviyesindeki gazeteciler ve metropol olmayan illerde çalışan gazeteciler arasında daha yüksek olduğu görülmektedir.
Diğer Bulgular
Araştırmada ortaya çıkan diğer bulgular arasında gazetecilerin haftada 45 saat ve üzeri çalıştığı, yıllık izin haklarını tam olarak kullanamadığı ve genel olarak mesleki örgütlenmelere üye olmadıkları yer almaktadır. Ayrıca, basın kartına sahip olan gazetecilerin oranının sadece yüzde 34,1 olduğu belirlenmiştir.
Sonuç ve Öneriler
Araştırmanın sonuçları, Türkiye'deki gazetecilerin mesleki deneyimlerinin ve karşılaştıkları engellerin mesleği icra etmelerini zorlaştırdığını göstermektedir. Bu nedenle, ifade özgürlüğünün güvence altına alınması, sansürün önlenmesi ve gazetecilerin mesleki bağımsızlığının desteklenmesi önemli hale gelmektedir. Gazetecilerin haklarını savunma konusunda mesleki örgütlenmelerin rolünün ve etkinliğinin artırılması gerekmektedir. Ayrıca, gazetecilerin güvende hissetmelerini sağlamak ve toplumun haber alma hakkını güçlendirmek için araştırma sonuçlarına dayalı çözüm odaklı çalışmalar yapılmalıdır.