Donald Trump'ın Ocak 2025'te ikinci kez Beyaz Saray'a girmesinden bu yana uygulamaya koyduğu agresif ticaret politikaları, küresel ekonomide ciddi dalgalanmalara yol açıyor. Özellikle ticari gerilimlerin tırmanması ve uluslararası pazarlarda artan belirsizlik, başta teknoloji sektörü olmak üzere birçok alanda şirket değerlerinde dramatik düşüşlere neden oldu. Ekonomi analistlerine göre, bu politikaların en ilginç sonuçlarından biri, Trump'ı destekleyen milyarderlerin bile ciddi ekonomik kayıplar yaşaması oldu.

Finansal araştırma kuruluşu BloombergHNW'nin son raporuna göre, Amerika'nın önde gelen sekiz milyarderi, Trump'ın ocak ayında göreve başlamasından bu yana toplam servetlerinden 250 milyar doları aşan bir kayıp yaşadı. Bu rakam, Türkiye'nin yıllık gayri safi yurtiçi hasılasının yaklaşık dörtte birine denk geliyor. Ekonomist Dr. Ayşe Yılmaz, "Trump'ın 'Amerika'yı yeniden büyük yapma' vizyonu şimdilik Amerika'nın en büyüklerini küçültme etkisi yaratıyor," değerlendirmesinde bulundu.

Wall Street'te son haftalarda yaşanan dalgalanmalar, tüm piyasaları tedirgin ederken, Trump yönetiminin özellikle Çin, Kanada ve Meksika'ya yönelik getirdiği yeni gümrük tarifeleri yatırımcıların risk iştahını azalttı. Morgan Stanley'in yayınladığı araştırma notunda, "Korumacı ticaret politikalarının orta vadede ABD ekonomisine zarar verme riski artıyor. Tedarik zincirlerindeki bozulmalar ve maliyet artışları önümüzdeki aylarda şirket kârlarını baskılayabilir," ifadelerine yer verildi.

Elon musk'ın dramatik düşüşü: En büyük destekçi en büyük kaybı yaşadı

Trump'ın seçim kampanyasını aktif olarak destekleyen ve yeni kurulan Hükümet Verimliliği Bakanlığı'nda (DOGE) başkanın kıdemli danışmanı olan Elon Musk, son dönemde en fazla zarara uğrayan milyarder oldu. Aralık 2024'te kişisel serveti 486 milyar dolara ulaşarak dünya rekorunu kıran Musk, Trump'ın göreve gelmesinden sonra servetinin yaklaşık yüzde 30'unu kaybetti.

Finansal veri sağlayıcı Terminal X'in hesaplamalarına göre, Musk'ın ocak ayı ortasından bu yana yaşadığı kaybın miktarı 130 milyar doları aştı. Bu rakam, İsviçre'nin yıllık GSYİH'sine yakın bir değer. Sadece 10 Mart 2025 tarihinde Musk'ın serveti 29 milyar dolar azaldı. Bu dramatik düşüşün ana nedeni, Tesla'nın hisse değerindeki sert gerileme olarak gösteriliyor.

Silicon Valley Teknoloji Analisti Jake Peterson, "Musk'ın kaybı ironik bir şekilde desteklediği politikaların doğrudan sonucu. Trump'ın korumacı politikaları ve özellikle Çin'e karşı tutumu, Tesla'nın en büyük pazarlarından birinde ciddi satış düşüşlerine neden oldu," dedi.

Tesla değer kaybetmeye devam ediyor: Piyasa değeri üç ayda yarıya düştü

Elektrikli araç üreticisi Tesla, geçtiğimiz aralık ayında 1,4 trilyon dolarlık piyasa değeriyle küresel otomobil sektöründeki diğer tüm büyük şirketlerin toplam değerini yakalamıştı. Ancak Trump'ın başkanlığı devralmasından sonra şirketin değeri hızla düşmeye başladı. 12 Mart 2025 itibarıyla Tesla'nın piyasa değeri 770 milyar dolar seviyesine kadar gerileyerek, son üç ayda neredeyse yarı yarıya azaldı.

Tesla'nın değer kaybının sadece ekonomik politikalardan kaynaklanmadığını belirten uzmanlar, Musk'ın siyasi duruşunun da şirket imajını olumsuz etkilediğini vurguluyor. Avrupa Otomotiv Analisti Dr. Klaus Berger, "Musk'ın ocak ayında Trump'ın göreve başlama töreninde Nazi selamına benzetilen el hareketi ve Avrupa'da aşırı sağcı partilere açık destek vermesi, özellikle Avrupalı tüketiciler arasında Tesla'ya karşı bir boykot hareketine dönüştü," açıklamasında bulundu.

Son verilere göre, Tesla'nın satışları Avrupa ülkelerinde ve Çin'de hızla geriliyor. Çin Otomotiv Pazarı Araştırma Merkezi'nin yayınladığı rapora göre, şirketin Şangay fabrikasından çıkan araçların satışları ocak-şubat döneminde yıllık bazda yüzde 35 düşüş kaydetti. Benzer şekilde, Avrupa'da da Tesla'nın pazar payı yüzde 7,5'ten yüzde 4,2'ye geriledi.

Diğer teknoloji devlerinin kurucuları da milyarlarca dolar kaybetti

Tesla ve Musk tek kayıp yaşayan değil. Başkan Trump'ın 20 Ocak'taki yemin törenine katılan iş insanlarından Amazon kurucusu Jeff Bezos da son dönemdeki politikalar sonucu 20 milyar dolar kayba uğradı. Bezos'un kaybı, Amazon'un hisselerindeki yüzde 11'i bulan düşüşten kaynaklandı. E-ticaret devi, Trump'ın Çin ve Meksika'dan ithalata getirdiği ek vergilerin tedarik zincirlerini ve maliyetleri olumsuz etkileyeceği endişesiyle yatırımcıların güvenini kaybetti.

Teknoloji sektörünün diğer önemli isimleri de benzer kayıplar yaşadı. ABD'li teknoloji şirketi Oracle'ın kurucusu Larry Ellison yaklaşık 20 milyar dolar, Dell'in kurucusu Michael Dell şirketinin yüzde 20 değer kaybetmesiyle 20 milyar dolar servet kaybı yaşadı. Yapay zeka çipleri üreticisi Nvidia'nın İcra Kurulu Başkanı Jensen Huang'ın kaybı da 20 milyar doları bulurken, şirketinin hisseleri yüzde 20 geriledi.

Arama motoru devi Google'ın ana şirketi Alphabet'in hisselerindeki yüzde 12'lik düşüşün ardından kurucu ortakları Larry Page 18 milyar dolar ve Sergey Brin 17 milyar dolar değerinde servet kaybı yaşadı. Teknoloji Politikaları Uzmanı Dr. Sarah Li, "Trump yönetiminin internet şirketlerine yönelik olası yeni regülasyonlar getireceği endişesi, sektör genelinde değer kaybına neden oluyor. Özellikle büyük teknoloji şirketlerine yönelik antitröst soruşturmaları ve veri gizliliği düzenlemeleri gündemde," dedi.

Trump'ın tarifeleri küresel ticareti ve borsaları vuruyor

Trump'ın göreve gelmesinden bu yana yoğunlaşan ticaret savaşları, küresel ekonomiyi derinden etkiliyor. Başkan, Kanada, Meksika ve Çin başta olmak üzere neredeyse tüm ticaret ortaklarına yönelik yeni gümrük tarifeleri uygulamaya başladı. Sadece 12 Mart 2025 tarihinde çelik ve alüminyum ithalatına getirilen yüzde 25'lik gümrük vergisi yürürlüğe girdi.

Özellikle Çin'in ticaret savaşına karşı aldığı misilleme önlemleri dikkat çekiyor. Pekin yönetimi, ABD'den yapılan tarım ürünleri, uçak ve otomobil ithalatına ek vergiler getirdi. Çin Ticaret Bakanlığı'ndan yapılan açıklamada, "Ulusal çıkarlarımızı korumak için gerekli tüm önlemleri almaya devam edeceğiz," ifadelerine yer verildi.

Ekonomistler uyarıyor: "Resesyon riski artıyor"

ABD ekonomisinin gidişatına ilişkin endişeler, ekonomistler arasında da yaygınlaşıyor. Nobel ödüllü ekonomist Paul Krugman, New York Times'daki köşesinde, "Trump'ın ticaret politikaları, ülkeler arasında bir misilleme sarmalı başlatarak küresel ticareti daraltabilir. Bu durum, 1930'lardaki Büyük Buhran'ı derinleştiren Smoot-Hawley tarifelerini hatırlatıyor," görüşünü paylaştı.

Uluslararası Para Fonu (IMF) eski baş ekonomisti Olivier Blanchard da benzer endişeleri dile getirerek, "Korumacı politikalar ve artan ticaret engelleri, küresel tedarik zincirlerinde bozulmalara, enflasyonist baskılara ve nihai olarak ekonomik büyümenin yavaşlamasına neden olabilir," dedi.

Pazar günü bir televizyon kanalına verdiği röportajda, tarifeler nedeniyle bu yıl resesyon beklenip beklenmediği sorusuna Trump, tahmin yapmaktan "nefret ettiğini" belirterek şu yanıtı verdi: "Şu anda bir geçiş dönemi var çünkü yaptığımız şey çok büyük. Amerika'ya zenginliği geri getiriyoruz. Bu çok önemli bir şey. Her zaman biraz zaman alan dönemler vardır."

En sıcak üçüncü şubatı yaşadık! En sıcak üçüncü şubatı yaşadık!

Küresel yatırımcılar ve tüketiciler tedirgin: "Belirsizlik artıyor"

Küresel yatırım fonu BlackRock'ın Baş Ekonomisti Nora Stevens, mevcut ekonomik politikaların yarattığı belirsizliğin yatırımcıları tedirgin ettiğini belirterek, "Tarife politikalarının nihai hedefi ve kapsamı belirsizliğini koruyor. Bu durum, şirketlerin yatırım planlarını askıya almasına ve tüketici güveninin zayıflamasına neden oluyor," değerlendirmesinde bulundu.

Tüketici güven endeksi, Trump'ın göreve başlamasından bu yana yüzde 12 düşerek son üç yılın en düşük seviyesine geriledi. Ekonomist Dr. James Carter, "Tüketiciler, artan fiyatlar ve ekonomik belirsizlik nedeniyle harcamalarını kısıyor. Bu trend devam ederse, ABD ekonomisinin yüzde 70'ini oluşturan tüketici harcamalarındaki düşüş, ciddi bir ekonomik yavaşlamaya işaret edebilir," dedi.

Uluslararası ticaret uzmanı Prof. Dr. Lin Zhao ise, "Trump'ın korumacı politikaları kısa vadede bazı Amerikan endüstrilerini koruyabilir, ancak uzun vadede ithal malların fiyatlarını artırarak enflasyon baskısı yaratacak ve Amerikan ihracatçılarını hedef alan misillemeler nedeniyle iş kayıplarına yol açabilir," görüşünü paylaştı.

Teknoloji sektörünün geleceği: "Yeni bir döneme giriyoruz"

Teknoloji şirketlerinin yaşadığı değer kayıpları, sektörün geleceğine ilişkin soru işaretlerini de beraberinde getiriyor. Son on yılda ABD ekonomisinin lokomotifi olan teknoloji sektörü, Trump'ın ikinci döneminde ciddi zorluklarla karşı karşıya kalabilir. Morgan Stanley Teknoloji Analisti Rebecca Woods, "Özellikle Çin ile yaşanan teknoloji savaşının derinleşmesi, hem donanım hem de yazılım şirketleri için yeni zorluklar yaratıyor. Çip üretimi ve tedarik zincirleri daha da parçalanabilir," dedi.

Teknoloji şirketlerinin CEO'ları arasında yapılan bir ankete göre, katılımcıların yüzde 78'i önümüzdeki dönemde küresel genişleme planlarını yeniden değerlendirdiklerini belirtti. Silikon Vadisi'nin önde gelen risk sermayedarlarından Mark Thompson, "Artık şirketlere yatırım yaparken geopolitik riskleri çok daha ciddi şekilde hesaba katıyoruz. Özellikle Çin pazarına bağımlı iş modelleri olan girişimlere yatırım yapmakta daha temkinliyiz," açıklamasında bulundu.

Wall Street Journal'ın haberine göre, birçok Amerikan teknoloji şirketi, farklı senaryolara hazırlanmak için acil durum planları oluşturuyor. Bu planlar arasında tedarik zincirlerini çeşitlendirmek, alternatif üretim merkezleri kurmak ve yeni pazarlara açılmak gibi stratejiler yer alıyor.

Dünya ekonomisi için Trump dönemi senaryoları

Ekonomistler, Trump'ın ikinci döneminin dünya ekonomisi üzerindeki muhtemel etkilerini değerlendirirken farklı senaryolar üzerinde duruyor. Londra Ekonomi Okulu'ndan Prof. Dr. Emily Richards, "Mevcut politikaların devam etmesi halinde, küresel ticaret hacminde yüzde 5'e varan bir daralma görebiliriz. Bu da 2008 finansal krizinden sonraki en büyük ticaret daralması olabilir," öngörüsünde bulundu.

İstanbul Ekonomi Araştırmaları Merkezi'nden Dr. Ahmet Yıldırım ise, Trump politikalarının gelişmekte olan ekonomiler üzerindeki etkilerine dikkat çekerek, "Ticaret savaşlarının derinleşmesi ve küresel büyümenin yavaşlaması, Türkiye gibi ülkelerin ihracat performansını olumsuz etkileyebilir. Ayrıca, artan faiz oranları nedeniyle sermaye akışları gelişmekte olan piyasalardan çıkış yaşayabilir," dedi.

Boston Consulting Group'un hazırladığı raporda ise üç farklı senaryo sunuluyor: İyimser senaryoda, Trump'ın tarifeler konusundaki tehditleri müzakere taktiği olarak kullanıp, büyük ticaret ortaklarıyla yeni ve daha dengeli anlaşmalar imzalaması öngörülüyor. Orta senaryoda, sınırlı ticaret savaşlarının devam etmesi, ancak küresel ticareti tamamen sekteye uğratacak boyuta ulaşmaması tahmin ediliyor. Kötümser senaryoda ise, tam kapsamlı bir ticaret savaşının küresel resesyona yol açması ihtimali değerlendiriliyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ