Özge UYANIK- Tüm Bel-Sen 1 Nolu Şube, İZSU'da çalışan işçilere yönelik açılan soruşturmalar ve yapılan görev değişikliklerine karşı İZSU Genel Müdürlüğü önünde basın açıklaması yaptı. Sendika, açıklamasında hukuki ve demokratik hakların savunulacağına vurgu yaptı.
Açıklamaya KESK, SES 1 ve 2 Şube, Eğitim-Sen ve TESKİF İzmir Şubesi de destek verdi. KESK Yönetim Kurulu üyesi Deniz Çetin, emekçilerin üzerindeki baskıların giderek arttığını belirterek, kamu emekçileri arasında mobbing, ücret baskıları ve soruşturmaların yaygınlaştığını ifade etti.
"Kazanılmış haklar yok sayılmak isteniyor"
Tüm Bel-Sen 1 Nolu Şube Başkanı Turgut Angün, kazanılmış haklarının yok sayılmaya çalışıldığını vurguladı. Angün, son dönemdeki görev değişikliklerinin, kamu hizmetlerinin etkin bir şekilde sunulmasını olumsuz etkilediğini belirtti. “Son birkaç ayda İzmir Büyükşehir Belediyesi, İZSU Genel Müdürlüğü ve ESHOT Genel Müdürlüğü’nde organizasyon şeması değişiklikleri ve görevlendirmeler de kamu emekçilerinin çalışma koşullarını ve kamu hizmetlerinin etkin bir şekilde sunulması sürecini olumsuz etkileyen bir noktaya gelmiştir. Sosyal Hizmetler, Ulaşım Hizmetleri, Kadın Çalışmaları, İtfaiye, Muhtarlıklar ve İşletmeler gibi birçok birimde ya birimler kapatılmış ya hizmetler kısıtlanmış, yaşanan yönetici değişiklikleri ile buralarda yıllardır görev yapmakta olan birçok arkadaşımızın fikri dahi sorulmadan ikamet koşullarına bakılmadan görev yerleri değiştirilmiştir” ifadelerini kullandı.
Angün, soruşturmalar, mobbing ve görev değişikliklerine karşı mücadelelerini sürdüreceklerini belirterek açıklamasını şu şekilde sonlandırdı: "Bizler, soruşturmalar, mobbing, görev ve görev yeri değişikliklerine karşı mücadelemizi sürdürecek, emekçilerin ve halkın çıkarlarına bağlı bir yerel yönetim anlayışını ilke edinmiş mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz!
Ülkemizde bir taraftan halkı aydınlatma görevini yerine getiren gazeteciler gözaltına alınıp tutuklanıp, bir taraftan da belediyeler üzerinde uygulanan baskılara, seçilmişleri görevden alma ve kayyum atama saldırıları devam ederken, tüm bunlara karşı toplumsal muhalefet olarak birlikte mücadele edilmesi gereken bir dönemde emekçilere yönelen bu türden anti-demokratik uygulamalar kabul edilemez."