9 Eylül Gazetesi'nden Mert Yasin Alpdündar'ın haberine göre: Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği, Türk deri ve deri mamulleri sektörünün yaşadığı sorunları kamuoyu ile paylaşmak amacıyla basın toplantısı düzenledi. Ege İhracatçı Birlikleri (EİB) 5. Kat Mete Uğuz Toplantı Salonu’nda gerçekleştirilen toplantıya Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Zandar, Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halil Gündoğdu, Ege İhracatçı Birlikleri Genel Sekreteri Cumhur İşbırakmaz ve EİB Genel Sekreter Yardımcısı Çiğdem Önsal katıldı. 

İHRACAT PANDEMİ DÖNEMİ ALTINA DÜŞTÜ

Deri ve deri mamulleri sektörünün zor bir süreçten geçtiğini söyleyen Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Zandar, yılın ilk dört ayında ihracatta ciddi düşüşler yaşandığı bilgisini verdi. İhracatın pandemi döneminin altına düştüğünü vurgulayan Zandar, “Yılın ilk 4 ayında deri ve deri mamulleri ihracatı yüzde 28, ayakkabı ihracatında yüzde 30, deri kürk ve konfeksiyon ihracatında yüzde 36’lık düşüş yaşadık” ifadelerini kullandı. 

FABRİKALAR KAPANMA TEHLİKESİ İLE KARŞI KARŞIYA

Sektör olarak önlerindeki 5 yılda ne yapacaklarına karar verilmesi gerektiğinin altını çizen Zandar, “Bizim üretime devam etmemiz isteniyor mu, istenmiyor mu? Buna karar verilmesi gerek. Tekstilciler nasıl ki maliyetlere yetişemediği için yurtdışına gidiyorsa biz de gitmeyi düşüneceğiz” diye konuştu. Kurda enflasyon oranında değişim olmaması ve Ocak’ta gelecek olan asgari ücret zammının yüzde 50’leri bulması durumunda fabrikaların kapanacağı uyarısında bulunan Zandar, “Biz emek yoğun bir sektörüz. Yanımızda kalifiye olmayan personel çalıştıramıyoruz. Bu personellerin hiçbiri de asgari ücretle çalışmıyor. Yaklaşık iki yıldan beridir de asgari ücrete yapılan zam oranında biz de personelimize zam yapmak zorunda kalıyoruz. Emek yoğun bir sektör olduğumuz için malzeme harici giderlerimiz de oluyor. Biz bugün ortalama 26 dolarlık kilogram başı ayakkabı ihracatı yapıyorsak bunun içinde 16 doları sadece genel giderler. Bunun üstüne malzeme, firma kârı, varsa finansman maliyeti, varsa belki bina kirası gelecek. Arada kalan rakam bu geri kalan her şeyi kapsıyor. Maliyetlerin yüzde 40’ını geçmemesi gerekirken işletme genel giderlerinin yüzde 62’ye çıktı. Bu durumda sektördekilerin ödemelerini yapamaz hale geldi. İşletme genel giderleri yüzde 62’ye kadar çıkmış bir işletme şu anda ihracat yapması, piyasada fiyat tutturması, para kazanacak finansman maliyetlerini ödemesi ve kirasını ödemesi mümkün değil. Sonra da diyorlar ki bu sektör neden ihracat yapamıyor. Yapamaz çünkü bunun üzerine işte o geri kalan bütün masrafları koyduğunuzda fiyat tutturmanız mümkün değil. Açıkçası şu anda sadece bizim değil bütün emek yoğun sektörlerin durumu ve özeti bu. Eğer ki biz bu yıl 2024 yılına kurdaki değişim gerçekten enflasyon oranında olması ve biz ocak ayında yine yüzde 40- 50 oranında asgari ücret zammıyla karşılaşırsak sektördeki bu yüzde 62’lik oran belki 72’lere çıkacak. Ondan sonra bu fabrikaların hepsi kapanacak ve bu firmaların hepsi yurt dışında bir yerlerde üretimi yapacak” diye konuştu.

AVRUPA’YA İHRACAT HAYAL OLACAK

Sektörün ihracat yaptığı pazarların 2023’ten sonra toparlandığına dikkat çeken Zandar, Türkiye’de enflasyona bağlı ücret zamları ve kurun sabit kalması halinde Avrupa’ya ihracatın imkânsız hale geleceğini söyledi. Kur etkisi ve enflasyon nedeniyle maliyetleri tolere edemez hale geldiklerini yineleyen Zandar, “Bizim kur fiyatımız belli ama iç piyasada kur hesabı yok ve kafalarına göre fiyat belirliyorlar. Eğer bize bu işi Türkiye’de bu işi yapmayın diyorlarsa biz de yapmayız arkadaşlar” diye belirtti.  Zandar, fırsat olarak Suudi Arabistan pazarı için çalışmalar yaptıklarını söylerken, “Ama bu Pazar da bizi rahatlatacak büyüklükte değil. İthalata baktığımızda ise ABD, Almanya gibi ülkelerde ithalatları düşerken bizde tam tersine yüzde 172 oranında artmış. Fiyat tutturamadığımız için ihracat yapamıyoruz. Kendi iç piyasanda bile pahalısın. Bu ithalat ortamında da bizi çok iyi bir gelecek beklenmiyor. Eğer işler bilye sürürse Ocak ayından itibaren yüzde 40’lık bir daralma yaşanacak sektörde. Önümüzü görmediğimiz için büyümüyoruz. Ben 5 yıldır işçi almıyorum yeni yatırım yapmıyorum.  Gençlere bir imkan sağlayamazsanız sonra bu gençler fabrikada çalışmak yerine youtuber olmayı tercih ediyor. Çünkü ne olacağını bilmiyorlar. İşletmelerimiz yüzde 30 düşük kapasiteyle çalışıyorlar ve en sonunda ‘arkadaşlar güle güle’ diyeceğiz” dedi. 

‘PRİM DESTEĞİ ARTIRILMALI’

Ege Deri ve Deri Mamulleri İhracatçıları Birliği Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Halil Gündoğdu ise Türkiye’de işçilik maliyetlerinde de artıştan kaynaklı olarak Avrupa ülkelerindeki üreticinin de rakip haline geldiğini ifade etti. Deri üretiminde düşüşlerden kaynaklı fiyatlarında da düşüşler yaşandığını söyleyen Gündoğdu, bu sayede ihracat yapılabildiğini vurguladı. Gündoğdu, “Oradaki bir oynama ile ihracat yapamaz hale geleceğiz. Fiyat veremez hale geleceğiz. Ekonomiyi yönetenlerin sözlerinden kurun artmayacağı belli. Emek yoğun olan bu sektörde ihracatçıya destek istiyoruz. Gelen dövizin yüzde 40’ını merkez bankasına vermek zorundayız. Geçici bir şekilde yüzde 2’lik prim desteğimizin yüzde 10’a çıkarılması bizlere nefes aldıracaktır” dedi.

Deri Mamulleri OSB’ye de ihtiyaç olduğunu dile getiren Gündoğdu, “Diğer türlü müşterileri biz bu işletmelere götüremeyiz. Oraları görenler almaktan vazgeçer. 1 kiloluk deriyi işleyip sattığımızda 140 dolarlık döviz kazandırıyoruz. İzmir özelinde Deri OSB konusunda da taleplerimizi 2018’den beri sürekli dile getiriyoruz çünkü bu acil ve elzem bir konu. Cemil Tugay başkanımıza da bunu ilettik. Artık atölye tarzı değil fabrika tarzı yerlerde çalışmamız gerek” dedi. 
 
 

Kaynak: HABER MERKEZİ