Yüzme sporuyla ne zaman tanıştınız, yeteneğinizi nasıl keşfettiniz ve nasıl keşfedildiniz? İsterseniz önce buradan başlayalım.

Yüzmeye 4 yaşında başladım. Suya zaten çok ilgiliydim ve biraz da hiperaktif bir çocuk olduğum için annem beni yüzme sporuna yönlendirmeyi düşünmüş. Yüzmeye başlatırken annemin aslında böyle bir seviyeye geleceğimi veya bu şekilde bir kariyerim olacağı düşüncesi yoktu. Sadece tatilde veya herhangi bir etkinlikte "çocuğum yüzme öğrensin" düşüncesiyle beni yüzmeye başlatmış. Daha sonrasında çok kısa bir sürede yüzmeyi öğrendim ve altyapı takımına alındım. Katıldığım ilk Ankara yarışında üçüncülük elde ettim. Sonrasında Ankara'da bir proje başlatıldı: Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi, Olimpiyat Hazırlık Projesi. 2015 yılında bu proje kapsamında çalışmaya başladım. İlk elde ettiğim, benim için en önemli başarılarımdan bir tanesi 2020 Şubat ayında aldığım ilk olimpiyat kotasıydı.1500 metre serbestte kotayı almıştım. Sonrasında olimpiyatların ertelenmesiyle bir yıl daha çalışma fırsatım oldu. 2020 Aralık ayında 400, 800 ve 1500 metre serbestte olimpiyat kotası alarak 2021 Tokyo Olimpiyatları'na katılmaya hak kazandım. Olimpiyatlardan 2 hafta öncede, Roma'da Avrupa Gençler Şampiyonası’na katılmıştım. 800 ve 1500metre serbest branşlarında Türkiye tarihinde bir ilk olan, hem Avrupa Gençler hem de Avrupa Gençler Şampiyonası Rekoru'nu kırmıştım.

Ailenizde sporla ilgilenen biri var mıydı?

Ailemde hiç kimse sporla ilgilenmiyor, sadece ben varım.

Merve Havuz

Türkiye'de ortalama bir aile kendi bütçeleriyle çocuğunu yüzme sporuna gönderip buradan başarı elde etmesini, sizler gibi olmasını sağlayabilir mi? Diğer spor dallarıyla kıyaslandığınızda biraz pahalı bir spor, değil mi?

Yüzme gerçekten pahalı bir spor. Basitçe söylemek gerekirse, şu an yarışma mayolarımız 15 bin ile 20 bin lira arasında değişiyor. Bu malzemeleri yalnızca belirli sayıda kullanabiliyoruz çünkü özelliklerini kaybediyorlar. Gözlük, bone, mayo gibi malzemeler de oldukça pahalı. Bu nedenle, şu anki Türkiye ekonomisinde, ortalama bir ailenin bu sporu karşılayabilmesi zor. Bu noktada kulübüm ENKA spor kulübü ve federasyonumuz olabildiğince destek olarak bana yardımcı oluyorlar.

Merve Avruğa

Belediyelerin yüzme kursları hakkında ne düşünüyorsunuz? Bu kurslara katılan bir öğrenci profesyonel seviyeye gelebilir mi? Yoksa daha profesyonel mi yaklaşmak gerekiyor?

Bunun en büyük örneklerinden biri benim. Ben yüzmeye Yenimahalle Belediyesi'nde başladım. Bence yeteneğe sahip olan çocuklar nerede olurlarsa olsunlar kendilerini gösteriyorlar ve bir şekilde bu yolda ilerliyorlar. Sadece onlara doğru imkanları ve doğru rehberliği vermemiz gerekiyor. Maalesef ülkemizde yüzme henüz profesyonel, gelişmiş bir spor olarak görünmediği için ben çoğu çocuğumuzun yeteneklerinin göz ardı edildiğini düşünüyorum. Ama ilerlemeye devam ediyoruz, gelişmeye devam ediyoruz. 10 sene öncesiyle karşılaştırdığımızda önemli bir değişim var. Dolayısıyla daha iyi bir noktaya geliyoruz; ama bu demek olmuyor ki şu an en iyi noktadayız. Gelişmemiz gereken hala çok nokta var.

Paris Olimpiyatları'nda Kuzey Tunçelli ülkemizi temsil etti. Özellikle gençler için önemli bir örnek oldu. Kuzey’in başarısı sizi nasıl etkiledi?

Kuzey gerçekten çok yetenekli ve çalışkan bir sporcu. Soyisim benzerliğimizden dolayı bize herkes kardeş misiniz diye soruyor. Geçen sene Ocak ayından itibaren Aykut Çelik ile çalışmaya başladım. Kuzeyle birlikte  6 ay beraber antrenman yaptım. 6 ay boyunca her gün sabah birbirimizi gördük, beraber zaman geçirdik, beraber kamplara gittik. Olimpiyat sürecine hazırlanırken birbirimize çok destek olduk. Onun zaten bu başarıyı elde edeceğine inanıyordum ki onun hedefi de zaten bu yöndeydi. Bu kadar genç yaşta olmasına rağmen madalya almayı bile hedefliyordu.

C-9

Ülkemizde yüzme sporunun diğer spor dallarına göre daha arka planda kalmasının nedeni sizce nedir?

Ülkemizde yüzmenin daha ön planda olmamasının en önemli sebeplerinden biri, sağlanan imkanların sınırlı olması. Şu anda Amerika’da üniversite eğitimi alıyorum ve burada bana sunulan imkanlar gerçekten üst seviyede. Ne yazık ki Türkiye’de sporcular, en verimli dönemlerinde akademik sınavlarla karşı karşıya kalıyor. Gençler, ailelerinin yönlendirmesiyle üniversite sınavına odaklanarak akademik kariyerlerini önceliklendiriyorlar. Bu süreçte özellikle akademik ve spor ikilemi arasında kalan birçok yetenekli sporcu, dengeyi sağlamakta zorlanarak sporu bırakmak durumunda kalıyor. Bunun yanı sıra, sağlanan imkanlar sporcuların gelişimi açısından büyük bir fark yaratıyor. Örneğin, Amerika’daki üniversitemizde ders programlarımız antrenman saatlerimize göre düzenleniyor. Tüm sporculara fizyoterapistten beslenme uzmanına kadar birçok profesyonel destek sunuluyor. Aynı zamanda mental destek de büyük bir öneme sahip. Sporcuların psikolojik iyi oluşu önceliklendiriliyor ve spor psikologlarıyla düzenli olarak çalışma imkanı sağlanıyor. Ülkemizde yüzme sporu, daha çok antrenman odaklı bir branş olarak görülüyor. Ancak sporcuların en iyi seviyeye ulaşabilmesi için fiziksel olduğu kadar mental ve akademik anlamda da desteklenmeleri büyük önem taşıyor. Bu alanlarda atılacak adımlar, genç sporcuların hem eğitimlerine devam edebilmelerini hem de sporda ilerleyebilmelerini sağlayarak sporun gelişimine önemli katkılar sunabilir.

Aslında çok enteresan değil mi? Üç tarafı denizlerle çevrili bir ülkede yaşıyoruz ve yüzme sporuna çok mesafeliyiz.

Bence bu durumun birkaç temel sebebi var. Hem antrenörler açısından geliştirmemiz gereken noktalar var hem de sporcuların düşünme biçimini değiştirmemiz gerekiyor. Antrenörlerimizin kendilerini geliştirmesi gereken pek çok alan bulunuyor. Türkiye’de sporcular genellikle yalnızca yarış odaklı çalışıyor ve antrenörlerin büyük bir kısmı sürecin mental ve fiziksel boyutuna yeterince eğilmiyor. Elbette belirli bir seviyeye ulaştıktan sonra bazı imkanlara erişim sağlanabiliyor, ancak asıl önemli olan bu imkanları sporun en başındaki çocuklara sunabilmek. 

Özellikle fizik tedavi konusunda bilinçli ve düzenli bir sistem oluşturulması, sakatlıkların önüne geçmek açısından büyük bir fark yaratacaktır. Çünkü sakatlandıktan sonra fizik tedaviye başlamak yerine, sporculara düzenli olarak fizyoterapist desteği sunulması, olası sakatlık risklerini en aza indirecek ve onların uzun vadede sağlıklı bir şekilde performanslarını sürdürebilmelerini sağlayacaktır.

Yüzücüler seçilirken avantaj ya da dezavantaj olarak nitelendirebileceğiniz fiziksel kıstaslar var mı?

Yüzme sporu fiziksel olarak zorlayıcı bir spor. Boy uzunluğu ve atletik olmak önemli faktörler. Ancak boyun kısa olması, yüzme başarısını engelleyen bir durum değil. Farklı vücut tipleri farklı mesafelerde başarılı olabilir.

Merve 1

10 yaşında Türkiye Olimpiyat Hazırlık Merkezi'ne seçildiniz. Bu çok özel bir an olmalı. O dönemde nasıl hissetmiştiniz? Bu başarıyı öngörebilmiş miydiniz?

Aslında çok fazla idrak edememiştim ne olduğunu. Bana sadece yeni bir havuza geçeceğimizi ve yabancı bir antrenörle çalışacağımızı söylediler. Ama o yaşta çok heyecanlanmıştım.

En özel madalyanız hangisi?

En değerli madalyam, 2022 Avrupa Büyükler Şampiyonası'nda 800 metre serbestte aldığım madalyam. Bu, Türkiye'nin kadınlarda kazandığı ilk Avrupa madalyasıydı ve çok anlamlıydı. Roma'da aldım, Roma benim favori havuzum. Avrupa Gençler Rekorumu, Avrupa Büyükler madalyamı bu havuzda aldığım için Roma havuzunun bende yeri aynı.

2028 Los Angeles Olimpiyatları'na hazırlanıyorsunuz. Motivasyonunuz nasıl? 2024 Olimpiyatları'na katılamadığınız için hâlâ içinizde bir burukluk var mı?

Evet, 2024 Olimpiyatları’na katılamamak benim için oldukça zorlayıcı bir deneyim oldu. İçimde, olimpiyatlarda yarışabilecek potansiyele sahip olduğumu biliyordum. Bu yüzden 2028 Olimpiyatları benim için çok büyük bir hedef ve motivasyon kaynağı haline geldi. Su anda her gün havuza geldiğimde beni en çok motive eden şeylerden biri, 2028 Olimpiyatları’nda yarışma hedefim.

Çok yoğun bir tempoda çalışıyorsunuz, sosyal hayatınız bu yoğunluktan nasıl etkileniyor?

Evet, yüzme sporunun sosyal hayata etkisi büyük. Küçükken o kadar fazla beni etkilemiyordu ama yaş büyüdükçe birazcık daha etkileniyorum. Bence tüm profesyonel sporlar sosyal hayatı belirli bir düzeyde etkiliyor. Ama elde ettiğim başarılar ve bana sunulan imkanları göz önünde bulundurduğum zaman diyorum ki iyi ki de yüzme sporunu seçmişim ve iyi ki de bu yoldayım.

Yüzme sporu  olmasaydı, başka hangi spor dalını tercih ederdiniz?

Muhtemelen yine bir su sporu seçerdim, belki atlama gibi. Jimnastik de ilgi alanımdaydı, o yüzden o alana da yönelebilirdim. Ben zaten belirli bir süre 4-5 yaşlarındayken hem yüzmeyle hem de Jimnastiğe aynı anda gitmiştim.

Türkiye çok uzun yıllar futbolla adı anılan bir ülke oldu. Ama az önce söylediğiniz gibi artık kalıplar aşılıyor, farklı spor dallarından sporcular ülkemizi gururlandırıyor. Türkiye'de spor alanında nasıl bir değişim yaşanıyor sizce?

Evet, özellikle futbolun ön planda olduğu Türkiye'de artık başka spor dalları da yükselmeye başladı.

Şu an Amerika’da yaşıyorsunuz. Amerika ile ülkemizi imkanlar ve sınırlar bakımından kıyaslarsak neler söylersiniz?

Bu eller büyülüyor Bu eller büyülüyor

Amerika ile Türkiye'yi kıyasladığınızda spor konusunda çok farklılıklar var. Amerika'da akademik ve atletik hayat bir arada yürütülebilirken, Türkiye'de spor genellikle akademik kariyerin gerisinde kalıyor. Amerika'da hem atletik hayatını hem de akademik hayatınızı aynı anda yönetebiliyorsunuz. Maalesef ülkemizde eğer zor bir bölüm eğer güzel bir diploma almak istiyorsanız sporculuk kariyerinizi geri planda bırakmanız gerekiyor. Bir başka konu ise Amerika’daki sporcuların düşünme biçimi… Onlar sporu keyif almak ve mutlu olmak için yapıyorlar. Bizim ülkemizde ise sporcular yarışa girmeden önce korkuyorlar çünkü eğer kötü bir sonuç elde ederse antrenörünün kızma olasılığı var. Ailelerinden gelen bir baskı var. Aileler de bu konuda gerçekten çok baskıcı olabiliyorlar. Sürekli rakipleriyle kıyaslama yapıyorlar. Amerika'da bu yok. Amerika'da sporcular eğlenmek için yapıyorlar bu sporu. Eğleniyorlar, keyif alıyorlar yarışlara giderken. Sporu sadece sevdikleri için yapıyorlar. Fakat ülkemizde çocuklar birazcık daha baskı altında ve korkuyla bu spor yaptıkları için bence bir süre sonra bu onlar için mental olarak zorlayıcı olmaya başlıyor.

Tokyo Olimpiyat

Cinsiyet farklılığının sporcular üzerinde yarattığı bir baskı var mı? Yani daha özelde kadın olmanın yüzme sporunda avantajı ya da dezavantajı oluyor mu? Kadın sporcular, üzerlerinde baskı hissediyorlar mı?

Türkiye'de kadın sporcular üzerindeki baskı, özellikle kilo konusunda çok fazla. Amerika'da ise bu konuda çok daha duyarlı bir yaklaşım var ve antrenörler vücut hakkında yorum yapmaktan kaçınıyorlar. Kadın sporcuların daha fazla desteklenmesi gerektiğini düşünüyorum. Türkiye'deki kadın sporcularla erkek sporcuların sayısal olarak aşağı yukarı eşit seviyede olduğunu düşünüyorum. Fakat kadınlar üzerindeki baskının yüksek olmasının sebeplerinden biri de kilo problemi. Ülkemizde maalesef bu sorun hakkında gerçekten kadın sporculara çok fazla baskı var. Herkes herkesin vücudu hakkında yorum yapabiliyor maalesef ülkemizde. Bu çok belirgin bir seviyede ve bazen antrenörler de bu konuda çok fazla ileriye kaçabiliyor. Amerika'da ise vücudumuz hakkında antrenörlerin herhangi bir yorum yapması yasak. Çünkü biz ne de olsa sürekli mayo giyiyoruz ve vücudumuzdaki değişimler göz önünde oluyor. Yani kilo alıp almadığımızı çok kolaylıkla fark edebiliyorsunuz. Amerika'daki eğer bir antrenör bir sporcu hakkında herhangi bir yorum yaparsa spordan men ediliyor. Direkt antrenörlükten atılıyor. Dolayısıyla ülkemizde gelişmesi gereken en önemli noktalardan biri de bu olduğunu düşünüyorum. Çünkü kilo baskısı sporcularda yeme bozukluğuna kadar varabiliyor. Bu konun geliştirmemiz gereken konulardan birisi olduğunu düşünüyorum.

Yarışlara çıktığınızda, belirli ritüelleriniz, totemleriniz var mı?

Öyle spesifik bir şey yok ama belirli favori havuzlarım var tabii ki. Mesela Roma'dan örnek vereceğim. Eğer Roma'da bir yarışa gidiyorsam diyorum ki “tamam Merve, bu senin havuzun, iyi yüzeceksin” gibi bir totemim var. Onun dışında bazı arkadaşlarımın favori mayoları var, favori çorapları var.

Yarışlarda kamera arkasında sporcular birbirlerine bilinçli şekilde psikolojik baskı uyguluyorlar mı ?

Evet, bazen rakipler arasında psikolojik baskı olabilir. Yüzme, fiziksel olduğu kadar psikolojik bir spor da. Çünkü ne de olsa havuzun içinde biz her gün antrenman yapıyoruz. İki saat kafamız suyun içinde tek başınayız. Ve bir noktada psikolojimizin de güçlü olması gerekiyor. Ben karşılaşmadım.

Mervee

Kariyeri, başarıları, rekorları!

Türk yüzme sporunun en büyük yeteneklerinden biri olarak gösterilen Merve Tuncel, 2005 yılında Ankara'da dünyaya geldi. Yüzme sporuna küçük yaşlarda başlayan ve kısa süre içinde büyük başarılar elde eden Tuncel, gerek ulusal gerekse uluslararası platformlarda önemli adımlar attı. Merve, genç yaşına rağmen pek çok önemli rekor kırarak adını duyurdu.

Uluslararası başarılarla dolu bir kariyer

Merve Tuncel'in kariyerinin en önemli dönüm noktalarından biri, 2020 yılında İstanbul'da gerçekleşen Türkiye Arena Kulüpler Arası Kısa Kulvar Genç ve Açık Yaş Yüzme Şampiyonası'nda attığı adım oldu. Bu organizasyonda 1500 metre serbest stilde dünya gençler rekoru kırarak dünya çapında dikkatleri üzerine çekmeyi başardı.

Bir diğer önemli başarıyı ise 2021 yılında Roma'da gerçekleşen Avrupa Gençler Şampiyonasında kazandı. Tuncel, burada 400, 800 ve 1500 metre serbest stilinde 3 altın madalya alarak büyük bir zafer kazandı. Özellikle 800 ve 1500 metredeki dereceleri, Avrupa Gençler ve şampiyonanın rekoru olarak kayıtlara geçti. Ayrıca Türkiye'nin 4x200 metre serbest bayrak takımında yer alarak bronz madalya kazanmayı başardı.

Tokyo Olimpiyatlarında bayrağımızı taşıdı

Merve, 16 yaşında kazandığı başarılarla Tokyo 2020 Yaz Olimpiyatları'na katılma hakkı kazandı. Olimpiyatlarda yarışma fırsatı bulamasa da, organizasyonun açılış töreninde Türkiye bayrağını taşıyan isimlerden biri oldu. Genç yaşta Avrupa gençler rekortmeni olarak dört branşta Türkiye’yi temsil etti. Bu durum, onun ne kadar yetenekli ve geleceği parlak bir sporcu olduğunu bir kez daha kanıtladı.

GQ Türkiye tarafından "Yılın Sporcusu" ödülüne layık görüldü

Merve, 2022 yılında ulusal ve uluslararası arenada büyük başarılara imza atarak Türk yüzme tarihinde önemli bir yer edinmiştir. Akdeniz Oyunları’nda 800 metre serbest stilde altın madalya kazanarak Türkiye’ye kadınlar kategorisindeki ilk altın madalyayı getirmiş, ayrıca 200 metre kelebek ve 4x200 metre serbest bayrak yarışlarında bronz madalya elde etmiştir. Avrupa Büyükler Yüzme Şampiyonası’nda 800 metre serbest stilde bronz madalya kazanarak bu organizasyonda madalya alan ilk Türk kadın yüzücü olmuştur. Dünya Gençler Yüzme Şampiyonası’nda ise 400, 800 ve 1500 metre serbest stilde üç altın madalya alırken, 4x200 metre serbest bayrak yarışında bronz madalya kazanmıştır. Avrupa Gençler Yüzme Şampiyonası’nda 400, 800 ve 1500 metre serbest stilde altın, 200 metre serbestte ise bronz madalya elde etmiştir. İslami Dayanışma Oyunları’nda da büyük bir başarı göstererek 200, 400, 800 ve 1500 metre serbest ile 4x100 ve 4x200 metre serbest bayrak yarışlarında altın madalya kazanmıştır. 2022 yılında kazandığı toplam 18 uluslararası madalya ile Türk yüzmesinin en başarılı sporcularından biri haline gelen Merve, bu performansıyla GQ Türkiye tarafından "Yılın Sporcusu" ödülüne layık görülmüştür.

Merve'nin kırdığı rekorlardan bazıları…

Merve, kariyeri boyunca birçok önemli rekor kırdı. Bu rekorlar arasında 400 metre serbest (İstanbul, 2018), 200 metre kelebek (İstanbul, 2018), 800 metre serbest (Budapeşte, 2019) ve 1500 metre serbest (İstanbul, 2019) gibi önemli başarılar yer alıyor. 2021'de, Roma'da gerçekleştirilen Avrupa Gençler Şampiyonası'nda 400 metre serbest, 800 metre serbest ve 1500 metre serbest branşlarında kazandığı dereceler de kayda değer. Merve’nin rekorları bunlarla da sınırlı değil…

Üst üste üç kez Avrupa şampiyonu oldu

Merve Tuncel, 2023'te Fransa'da düzenlenen Giant Open Uluslararası Yüzme Yarışları'nda 400 metre serbestte 4:10.41, 800 metre serbestte 8:38.28 ve 1500 metre serbestte ise 16:21.68'lik derecelerle gümüş madalya kazandı.

Avrupa Gençler Yüzme Şampiyonası’nda 1500 ve  800 metre serbest branşlarında altın madalya kazanarak üst üste üçüncü kez Avrupa şampiyonu olmuştur. Aynı şampiyonada 400 metre serbestte 4:10.44’lük derecesiyle gümüş madalya elde etmiştir.

Son olarak, 2024 Haziran ayında Sırbistan’daki Su Sporları Avrupa Şampiyonası'nda 800 metre serbest finalinde 6. sırada yer aldı.

Kaynak: Pınar Bayram