Yağmur KARADAĞ/Türkiye’de kadın olmak, birçok alanda mücadeleyi beraberinde getiriyor. Toplumsal cinsiyet rolleri, kadınların özgürlük alanlarını daraltırken, ekonomik eşitsizlikler ise bağımsızlıklarını kısıtlıyor. Hukuki düzenlemeler olmasına rağmen etkin uygulanmadığı için kadına yönelik şiddet ve ayrımcılık çok ciddi bir sorun olmaya devam ediyor.

Huriye Serter-2Girişimci İş Kadınları Federasyonu (GİFED) Kurucu Başkanı Huriye Serter

LİDERLİK POZİSYONUNA YÜKSELMEKTE ZORLUK YAŞANIYOR

Türkiye’de kadın olmanın zorlukları, toplumsal cinsiyet eşitsizliği, kadınlara biçilmiş geleneksel roller ve iş dünyasındaki ayrımcılık gibi birçok faktörle şekillendiğini vurgulayan Girişimci İş Kadınları Federasyonu (GİFED) Kurucu Başkanı Huriye Serter, dünyada kadın erkek eşitliğini tamamen sağlayabilmiş bir ülke olmamasına rağmen İsveç, Norveç, Danimarka gibi bazı ülkeler kadın hakları, eşit işe eşit ücret, eğitim fırsatları, iş gücüne katılım gibi alanlarda Türkiye’ye nazaran daha yüksek eşitlik düzeylerine ulaşmış olduklarını ifade etti.

Kadınların iş dünyasında çoğu zaman liderlik pozisyonuna yükselmekte zorluklar yaşadıklarının da altını çizen Serter, “Buna cam tavan sendromu diyoruz. Sırf kadın oldukları için belli bir yere kadar geldikten sonra karar alma mekanizmalarına yükselmemeleri için önlerine pek çok engel koyuluyor. Evlenebilir, doğum yapabilir, evindeki yaşlı ya da çocuğa bakabilir ve böylece aile ve iş dengesini sağlayamaz diyerek yükselmelerinin önüne set çekilip daha düşük ücretle daha düşük pozisyonlarda çalıştırılıyorlar. Aynı işi yapan erkek ve kadınlar arasında da ücret farklılığı açısından yine erkek çalışandan yana ciddi bir ayrımcılık yaşanıyor. Çoğu sektörde kadın çalışanlar erkek meslektaşlarına göre daha düşük maaşlara katlanmak zorunda kalıyor” dedi.

KADIN HAREKETİ ÇOK GÜÇLÜ AMA YALNIZ BIRAKILMIŞ DURUMDA

Kadınların kariyerlerinde başarılı olabilmeleri için şirketlerin sunması gereken eğitim, mentorluk gibi yeterli destek sistemlerinden de sırf kadın oldukları için yararlandırılmamalarının onların geride kalmalarına sebep olduğu belirten Serter, “Kadınlar bütün bu zorluklarla başa çıkabilmek için daha kollektif bir yaşamı benimsiyorlar. Türkiye’de kadın hareketi aslında çok güçlü, fakat maalesef yalnız bırakılmış durumda” diye konuştu.

“CİNSİYETÇİ ENGELLERE VE AYRIMCILIĞA KARŞI KONTROL SAHİBİLER”

Kadınların iş dünyasında birbirlerine destek olabilecek ağlar kurduklarını ve deneyimlerini paylaşarak birbirlerine rehberlik ettiklerini söyleyen Serter, “Daha güçlü ve rekabetçi olabilmenin yollarını arıyoruz. Yetkinlik alanlarımızı arttırıyoruz. Bu anlamda cam tavanı aşabilmiş kadınlar olarak henüz çabalayan kadınların elinden tutuyor, mentorluk ediyoruz. Girişimci olmak isteyen kadınları destekliyoruz. Çünkü kendi işini kuran kadınlar dışarıdan gelen cinsiyetçi engellere ve ayrımcılığa karşı daha fazla kontrol sahibi olabiliyorlar. Kadınlar örgütlenerek birlikte başarmayı ve savunuculuk yapmayı başardıkça cesaretleri artıyor. Cinsel taciz, mobbing ve eşit işe eşit ücret talepleri için hukuki süreçlere başvurarak işyerlerinde daha adil bir ortam yaratmak için çabalıyorlar. Onun için sivil toplum örgütlerine katılıyorlar ve orada hep birlikte mücadele etmeyi öğreniyorlar” dedi.

ERKEKLERİN DOMİNE ETTİĞİ SEKTÖRLERE GİRİŞ İÇİN TEŞVİK EDİCİ POLİTİKALAR

Birini rol model almanın başarı üzerindeki etkisi özellikle iş dünyasında pozitif açıdan çok önemli olduğuna da dikkat çeken Serter, “’O başarmış ben de başarabilirim’ duygusunu verebilecek en güçlü motivasyon kaynağı rol modellerdir. Bu yüzden başarmak isteyen her kadın, başkalarından ilham almalı ve birbirine destek olmalıdır. Kadınların, erkeklerin domine ettiği sektörlere örneğin, teknoloji, mühendislik gibi alanlara ve pozisyonlara daha fazla girmesi için teşvik edici politikalar geliştirilmelidir. Aile izni ve ebeveyn izni gibi politikalar gerek kamuda gerekse özel sektörde daha adil ve kapsayıcı hale getirilmeli. Kreş ve bakım hizmetleri, hem çalışan annelerin iş hayatına daha kolay adapte olmalarını sağlar hem de cinsiyet eşitliği perspektifinden destekleyici bir ortam yaratır. Bu açıdan tüm iş yerlerinde kadın çalışan sayısına bakılmaksızın, kreş ve bakım hizmetlerinin sağlanması, çalışanların iş ve aile hayatı dengesini kurmalarına yardımcı olur ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin toplumda gelişmesini sağlar” diye konuştu.

EŞİT YAŞAM HEPİMİZİN ORTAK SORUMLULUĞU 

Genç kadınların kariyerlerinde liderlik pozisyonlarına yönlendirecek ve cesaretlendirecek programların uygulanması, onların potansiyellerini keşfetmelerine, özgüven kazanmalarına ve profesyonel gelişimlerini hızlandırmalarına yardımcı olacağını da söyleyen Serter sözlerini şöyle sürdürdü:

“Kadın girişimciler için özel finansal destekler ve teşvikler sağlanmalı, geliştirme destekleri artırılmalıdır. Kadınların iş gücüne katılımını teşvik eden ulusal politikalar oluşturulmalı, yönetim kurullarında kadınların temsil oranını artıracak stratejiler benimsenmelidir. Hamile kalıp çocuğunu doğurduktan sonra kadının işine geri dönmesi hem ekonomik bağımsızlığını sürdürmesi hem de kariyerinde ilerleyebilmesi için desteklenmeli ve işyerlerinde gerekli düzenlemeler yapılmalıdır. Eşitlik sadece kadınların sorunu değildir. Tüm bireylerin haklarına saygı gösterilen, adil ve dengeli bir toplum inşa etmek için ‘eşit yaşam’ hepimizin ortak sorumluluğudur. Kamu, özel sektör, üniversiteler, STK’lar, yerel yönetimler ve medya hep birlikte hareket etmek ve aksiyon almak zorunda.”

Ekran Görüntüsü 2025 03 21 133622

Kadın Adayları Destekleme Derneği (KADER) İzmir Şube Başkanı Banu Önkol İçhedef

SİYASETTE DE EŞİT TEMSİLİYET OLMALI

Kadın Adayları Destekleme Derneği (KADER) İzmir Şube Başkanı Banu Önkol İçhedef ise kadınların siyasal yaşama katılımında da zorluklar olduğunu ifade ederek, “Bu zorluklarla mücadelede öncelikle ekonomik özgürlük, aile, akraba, arkadaş çevre desteği çok önemli. Tam da bu amaçlarla Kadın Adayları Destekleme Derneği varlığını sürdürüyor, bu yola çıkmış tüm hemcinslerimize öncelikle deneyimlerinizi, tecrübelerimizi aktarıyoruz, yaptığımız çalışmalarla onlara eğitim desteği de veriyoruz. Bu destek siyasette eşit temsiliyete kadar devam edecek” dedi.

SİSTEM TAMAMEN ERKEK EGEMEN

Kadınların siyasal alanda varlık gösterebilmeleri için kararlı olmalarının da oldukça önemli olduğunu belirten Önkol İçhedef, “Toplumunun biz kadınlara yüklediği roller, sorumluluklar hem günlük hayatımızda hem de profesyonel alanda zorluklara neden oluyor. Bizler sürekli toplumsal baskı ve fırsat eşitsizliği ile mücadele ediyoruz. Siyasette, iş hayatında eğitimli ve deneyimli olan kadınların bile eşitsizlik bir gölge gibi peşinde. Siyasette sistem tamamen erkek egemen olduğu için mücadele etmemiz daha da zorlaşıyor. Ayrıca belirtmeliyim ki kadınların özellikle siyasal alanda eşitsizlik mücadelesi sadece ülkemiz sınırları içinde bir sorun değil, yaptığımız toplantılarda yurtdışından gelen siyasal danışmanlar da bize bu mücadeleyi aktarıyorlar ve onlarla da bu konular üzerine çalışıyoruz” dedi.

Öncelikli olarak siyasi partilerin kanunlarını revize etmeleri gerektiğini de vurgulayan Önkol İçhedef, bu revizelerin yapılmasıyla çalışmaların karşılık bulabileceğini ifade etti.

Ekran Görüntüsü 2025 03 13 131758

İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Banu Ufacık

KADIN OLMAK MÜCADELE DEMEK! 

İzmir Kent Konseyi Kadın Meclisi Başkanı Banu Ufacık ise kadın yoksulluğunun, toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin, şiddet ve istismarın, cam tavanların, düşük ücretlerin, haklara erişimde sıkıntıların yaşandığını söyleyerek, “Bizler kadınların kentte kendilerini güven içinde hissetmelerini sağlamak, toplumsal yaşamda söz sahibi olmalarına teşvik etmek ve karar alma süreçlerinde aktif katılımlarını desteklemek için çalışmalar yapıyoruz. Her kadın için alan açamamanın mücadelesini veriyoruz. Ülkemizin kadına yönelik şiddetle değil eşitlikle anılmasını, dünyaya örnek olmasını istiyoruz. Ancak kadın ve kız çocukları için fırsat eşitliğinin sağlandığı, kadınların erkeklerle eşit haklara sahip oldukları ve bu haklara sahip çıktıkları bir ülke olduğumuzda ilerleyebiliriz. Refah seviyemizi ancak bu şekilde artırabiliriz” diye konuştu.

Tüm bu olumsuzlukları bilerek mücadele etmenin önemine dikkat çeken Ufacık, “Kadın dayanışmasını büyüterek, büyüyecek safları sıklaştırarak, çıkmazlara karşı duruyoruz. Türkiye de kadın olmak mücadele demek. Mücadeleyi ilmek ilmek örmek demek. Kadınların yaşamın her alanında eşit haklara sahip olacağı güne kadar mücadelemizi sürdüreceğiz” dedi.

Izmir De Bir Kadin Bosanma Asamasinda Oldugu Erkek Tarafindan Olduruldu

Çocuk istismarıyla mücadelede özel soruşturma usulleri uygulanmalı! Çocuk istismarıyla mücadelede özel soruşturma usulleri uygulanmalı!

EN ÇOK 2024’TE ÖLDÜRÜLDÜK

Türkiye’de kadınların eşitlik ve hak mücadelesi sürerken bir yandan da her geçen gün artan şiddet, istismar olayları ile karşı karşıyayız. 2024 yılı kadın cinayetleri ve şüpheli kadın ölümlerinin rekor düzeye çıktığı bir yıl oldu. Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun açıkladığı verilerine göre, 2024 yılı en çok kadın cinayeti ve şüpheli kadın ölümünün gerçekleştiği yıl olarak kayda geçti. Geçtiğimiz yıl 394 kadın cinayeti ve 259 şüpheli ölüm gerçekleşti. Kadınların yüzde 57’si kendi evlerinde ve yüzde 71’i ise aile içerisinde; eşleri, babaları, boşandıkları ya da boşanmaya çalıştıkları erkekler tarafından öldürüldü.

Suphelikadinolumleri

2025’İN İLK 3 AYINDA 67 KADIN CİNAYETİ

Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun 2025 yılı Ocak verilere göre ise 33 kadın cinayeti işlendi, 32 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Şubat verilerine göre de 16 kadın cinayeti işlendi, 21 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Öldürülen 16 kadından 3’ü boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, evlenmeyi reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak istemesi bahanesi ile öldürüldü. Bir kadın oğlunun çalışmaması hakkında konuşması bahanesiyle öldürüldü. 12’sinin ise hangi bahaneyle öldürüldüğü tespit edilemedi. Mart ayında ise 18 kadın cinayeti, 30 şüpheli kadın ölümü gerçekleşti. Kadınlar en çok evlerinde ve ateşli silahla katledildi.

Martayi

MART AYINDA 2 GÜNDE 5 KADIN KATLEDİLDİ  

Mart ayında ise 2 gün içerisinde 5 kadın en yakınındaki erkekler tarafından öldürüldü. Gülnur Akalın boşandığı Tuncer Batmaz, Havva Adıyaman boşanma aşamasında olduğu Yusuf Adıyaman, Halime Avşar evli olduğu Halil Avşar, Sevcan Demir Sakman evli olduğu Halit Can Sakman, Fatma Kara eskiden birlikte olduğu Olgun Gacar tarafından öldürüldü.

Muhabir: Yağmur Karadağ