Özge UYANIK- Binlerce çalışanın yemek kartlarını sadece yemek masraflarında değil, bebek maması, tuvalet kağıdı, erzak gibi temel ihtiyaçları karşılamak için de kullandığı bu dönemde, yemek kartlarının kullanımına ilişkin sınırlama iddiaları tartışmalara neden oldu. Yapılan düzenlemeye göre, yemek kartlarının market alışverişlerinde günlük 158 lirayı aşan harcamalar için prim kesintisi uygulanması gündemde. Ancak çalışanlar bu sınırlamanın temel ev ihtiyaçlarını almak için zorluk yaratacağını belirtiyor.
Sosyal Güvenlik Kurumu’nun yayımladığı genelgeyle, yemek kartlarının restoran ve market harcamalarındaki kullanımında ayrım yapılması gündeme geldi. Danıştay’ın aldığı karar doğrultusunda yapılan düzenlemeye göre, işverenler restoran harcamalarında herhangi bir tutar sınırlaması olmaksızın prim istisnası sağlayabilecek. Ancak yemek kartlarının market alışverişlerinde kullanılması durumunda, günlük 158 lirayı aşan harcamaların prim kesintisine tabi tutulacağı iddia edildi.
Çalışanların yarısından fazla yemek kartını markette kullanıyor
Aksoy Araştırma’nın yaptığı bir araştırmaya göre, yemek kartı sahibi çalışanların yüzde 53,2’si bu kartları market alışverişlerinde kullanıyor. Çoğu çalışan, iş yerinde yemek yemek yerine evde hazırladığı yiyecekleri götürmeyi tercih ediyor. Yemek kartlarını market alışverişlerinde kullanarak ev bütçesine katkı sağlamaya çalışıyor.
Ekonomik zorlukların arttığı bir dönemde, çalışanların tasarruf yapma çabası daha da dikkat çekiyor.
Yemek Kartları Derneği: "Sıkıntı yaşanmayacak"
Yemek Kartları Derneği Başkanı Öner Piyade, SGK’nın düzenlemesiyle yemek kartlarında prim kesintisi uygulamasının kaldırıldığını belirtti. Bu düzenlemenin işverenler ve çalışanlar için sorun yaratmayacağını savunan Piyade, yemek ödeneklerinin çalışan lehine artırılacağını ifade etti.
Piyade’nin açıklamasına rağmen, milyonlarca çalışanın tepkileri, yemek kartlarının market alışverişlerinde kullanımının ne kadar önemli olduğunu bir kez daha ortaya koydu. Çalışanlar, yemek kartlarının sınırlanmasının ekonomik olarak kendilerini daha da zor durumda bırakacağını belirtiyor.
“Maaş ile alışveriş yapsak ay sonu gelmez”
Çağrı merkezi çalışanı Deniz Çetinay maaşların yetersizliğine dikkat çekerek temel ihtiyaçlar için yemek kartını kullandığını söyledi.
Çetinay kira ve faturaların en büyük masraf kalemlerinden biri olduğunu söyleyerek “Deterjan, tuvalet kağıdı, paketli erzak gibi ev ihtiyaçlarını yemek kartı ile karşılamak durumunda kalıyorum çoğu zaman, çünkü maaşın büyük kısmı zaten kira ve faturalara gidiyor. Yemek kartımın geçtiği marketleri arayıp bulduğumda seviniyorum şahsen. Yemek kartıyla marketten erzak alışverişi yapıp evde yaptığım yemeği işe götürüyorum genelde. Çünkü yemek kartıma yatan para zaten her iş gününde karnımı doyurmaya yetmez, erzak alışverişini ana maaşım ile yapsam bu defa ay sonunu getiremem. Bu yüzden yemek kartını market harcamalarında kullanıp iş yerinde evden götürdüğüm yemeği yemeye çalışıyorum.” Diye konuştu.
Çetinay, market alışverişine sınırlama getirilmesi durumunda çalışanların zorlanacağını söyleyerek “Zaten bir markete girip de 158 lirayı geçmeyen bir alışveriş yapmak mümkün değil ki. Çamaşır deterjanı, bulaşık deterjanı, kağıt havlu vs zaten tek başına bu miktarın üstüne çıkıyor. Peynir, zeytin, bakliyat, yağ gibi ürünleri de sadece haftalık almaya kalksam bile 158 lira asla yetmiyor. Dolayısıyla zaten zorunda kaldığım için markette kullandığım karttan bir de bu primin kesilmesi adeta aldığım maaşı da ekstra yemek ödemesini de anlamsız kılar.” ifadelerini kullandı.
"Asgari ücretlinin et alma şansı yok"
Yemek kartını ev ihtiyaçları için kullanan çalışanlar, sınırlama iddialarına tepki göstererek "Market alışverişimize de göz dikmesinler" diye seslendi.
20 yıldır yemek kartıyla alışveriş yaptığını söyleyen Zeynep Müldür her gün yemeğini evde yapıp getirdiğini belirterek şöyle konuştu:
"Yemek kartını genellikle temel gıda maddeleri, temizlik malzemeleri için kullanıyorum. Mesela bir koli yumurta, kaliteli bir peynir almak ya da temizlik malzemesi almak gibi. Asgari ücretle çalışan bir insanın gidip et alma şansı zaten yok.
Yirmi yıldır çalışıyorum ve yemek kartım var, hiç dışarıda yemek yemedim. Her gün yemeğimi evde hazırlayıp işime götürüyorum. Yemek kartını market alışverişinde kullanmamızın sebebi de bu. Mutfak ihtiyaçlarını bu şekilde karşılıyoruz.
Eğer market harcamalarına getirilen sınırlama uygulanırsa, bu bizi çok zorlar. Günlük 158 lira sınırıyla dışarıda yemek yemem mümkün değil. Zaten bir çorba 200 liraya çıkmış. 158 liraya ne alabiliriz ki? Bu durumda yemek kartını kullanmamın da bir anlamı kalmaz. İşverenler bu ödemeyi doğrudan nakit olarak versin daha iyi. Zaten hayat her geçen gün daha da pahalılaşıyor bu da yetmezmiş gibi market alışverişlerimize de göz dikiyorlar. Kimse böyle bir düzenlemeyi kabul etmez."
"İşçiyi zor durumda bırakır"
Depo işçisi olarak çalışan Uygar Özbora kartla aynı zamanda çocuğunun da ihtiyaçlarını karşıladığını söyleyerek şöyle konuştu:
“Yemek kartımla bulaşık deterjanı, çamaşır deterjanı bebek için ekstra deterjan ve bez alıyorum. Evimin aylık olmasa da 15 günlük ihtiyaçlarının giderilmesine yardımcı oluyor, Yemek kartları bizim için bir ek gelir anlamına geliyor. Ancak market alışverişinde kullanılmasının sınırlandırılması ve buna bağlı prim kesintileri işçileri çok zor durumda bırakır. Maaşlarımız zaten hiçbir ihtiyacı tamamen karşılamaya yetmiyor.
Bu yemek kartlarıyla sadece yemek masraflarımızı değil, meyve, sebze gibi temel ihtiyaçlarımızı da karşılıyoruz. 10 günlük yemek masrafını karşılayan bu kartlar, aynı zamanda 15 günlük ev alışverişimizi de destekliyor. Eğer bu sınırlama getirilirse, ücretlerin yetersizliği daha da hissedilir hale gelir. Zaten ücretler yetersizken bir de prim kesintisi işçiyi tamamen üzer” dedi.