Ağız ve Diş Sağlığı Haftası'nda toplumun bilinçlenmesi için yapılan etkinlikler devam ederken, uzmanlardan özellikle ebeveynler için hayati bir uyarı geldi. Okul çağındaki çocuklarda sıkça karşılaşılan düşme ve çarpma gibi kazalar sonucu meydana gelen diş yaralanmalarının, kalıcı diş kayıplarına yol açmaması için saniyelerle yarışmak gerekiyor. Bornova Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi'nden Çocuk Diş Hekimi Uzm. Dr. İlknur Azime Moğulkoç, bir dişin çürüğünün veya ağrısının planlı bir şekilde tedavi edilebileceğini ancak dental travmanın ani ve acil müdahale gerektiren, öngörülemez bir durum olduğunu belirterek, "Diş travması, diş hekimliğinin belki de tek acil durumu. Mutlaka o anda diş hekimine başvurulması gereken bir durum" diyerek konunun ciddiyetine dikkat çekti.
Diş yerinden fırladıysa saniyelerle yarışıyorsunuz
Çocuklarda yaşanan travmalar arasında en dramatik olanı ve en acil müdahaleyi gerektireni, dişin köküyle birlikte yerinden tamamen çıkması. Uzm. Dr. Moğulkoç, bu durumda dişin kurtarılabilmesi için olay yerindeki ilk müdahalenin ve zamanlamanın, tedavinin kendisinden bile daha kritik olabildiğini vurguladı. "Dişin sağlığının korunması ve uzun dönemde ağız içerisinde varlığını sürdürebilmesi açısından ilk 60 dakika çok önemlidir" diyen Moğulkoç, yapılması gerekenleri şöyle sıraladı: "Dişin komple ağzından çıkması durumunda olay yerindeki kişilerin bu konuda bilgili olması önem taşımaktadır. Çünkü o diş, anında kemiğin içerisine tekrardan eski pozisyonuna yerleştirilebilirse, dişin ağız içerisinde çok daha uzun sürede kalmasını sağlayabiliyoruz."
Eğer dişi yerine yerleştirmek mümkün değilse veya bu konuda tereddüt yaşanıyorsa, dişin asla peçeteye sarılmaması veya kuru bir ortamda bekletilmemesi gerekiyor. Dişin canlılığını korumak için en ideal ortamlar ise sırasıyla; süt, serum fizyolojik veya bunların hiçbiri bulunamıyorsa, hastanın kendi yanağının içinde, tükürüğü ile temas edecek şekilde muhafaza edilmesidir. Bu şekilde, en kısa sürede bir diş hekimine ulaşmak, dişin kurtarılması için en büyük şansı sunuyor.
Kırık ve çatlakları hafife almayın
Dental travmalar sadece dişin yerinden çıkmasıyla sınırlı değil. Dişte meydana gelen çatlaklar, sinirleri de içine alan büyük kırıklar veya dişin bağlı olduğu çene kemiğinde oluşan hasarlar da acil müdahale gerektiren ciddi durumlar. Uzm. Dr. Moğulkoç, bu gibi durumlarda etraftaki kişilerin dişe doğrudan bir müdahalede bulunmasının doğru olmadığını belirtti. "Bu tip kırıklarda etraftaki kişilerin müdahale edebileceği bir durum söz konusu değil. O anda yapılması gereken en doğru şey, hastayı mümkün olduğunca sakinleştirip, çevre dokularda kanamalı alanlar varsa temiz bir bezle hafifçe silip, mümkün olan en kısa sürede diş hekimine başvurulmalıdır" diyerek, profesyonel yardımın önemini vurguladı. Özellikle sinir dokusunun açığa çıktığı kırıklarda, enfeksiyon riskini önlemek ve dişin canlılığını korumak için dakikaların bile önemi büyük.
Spor yapan çocuklar için hayati önlem: ağız koruyucu
Çocuklarda ve genç yetişkinlerde diş travmalarının en sık yaşandığı alanların başında spor aktiviteleri geliyor. Basketbol, futbol, dövüş sporları gibi yakın temas içeren branşlarda alınan darbeler, kalıcı diş kayıplarına yol açabiliyor. Uzm. Dr. Moğulkoç, bu riski en aza indirmenin en etkili yolunun ise kişiye özel hazırlanan ağız koruyucuları olduğunu belirtti. "Basketbol, futbol gibi sporlarla uğraşan çocuklar, spor sırasında bir diş hekimi tarafından yapılan ağız koruyucu (mouthguard) kullanırlarsa, travma sonrasında dişlerde meydana gelen zedelenme ve hasar önemli ölçüde azalır" diyen Moğulkoç, bu basit önlemin, çocukları hem büyük bir acıdan hem de aileleri uzun ve maliyetli tedavi süreçlerinden koruyabileceğini ifade etti.
Tedavi sonrası tehlike geçmiş sayılmaz: kontrolleri aksatmayın
Travmaya uğrayan bir dişe zamanında ve doğru müdahale yapılmış olsa bile, tehlikenin tamamen geçtiği düşünülmemeli. Uzm. Dr. İlknur Azime Moğulkoç, travma görmüş bir dişin, tüm tedavilere rağmen ilerleyen zamanlarda kaybedilebileceği gerçeğinin unutulmaması gerektiğini söyledi. "Her travmada ilaç kullanılmasına gerek yoktur. Antibiyotik kullanma kararını mutlaka hekim vermelidir. Travma gören dişin belli bir süre kullanılmaması, temizliğine dikkat edilmesi gibi uyarılara mutlaka uyulmalı" diyen Moğulkoç, en önemli konunun ise düzenli hekim kontrolü olduğunu belirtti. "Hiçbir zaman unutulmamalı ki, travma gören bir diş ne kadar uygun sürede hekime başvurulsa dahi sonrasında kaybedilebilir. Bu maalesef bir gerçek. O yüzden kontrolleri aksatmamak gerekli." diyerek, dişin durumunun belirli periyotlarla takip edilmesinin, olası bir soruna erken müdahale şansı tanıyacağını sözlerine ekledi. Unutulmamalıdır ki, diş çürükleri önlenebilirken, diş travmaları ani gelişir ve o anki doğru bilgi hayat kurtarır.