Son yıllarda kalp kapak hastalıklarının görülme oranında belirgin bir artış yaşanıyor. Uzmanlar, bu artışın en önemli nedenleri arasında toplumun yaşlanması ve beklenen yaşam süresinin uzaması olduğunu belirtiyor. Kalp ve Damar Cerrahisi Uzmanı Prof. Dr. Selim İsbir, “Kalp kapak hastalıkları zamanında teşhis edilmezse ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Türkiye’de her yıl binlerce kişi bu hastalık nedeniyle tedavi görmek zorunda kalıyor” ifadelerini kullandı.
Bu belirtileri görmezden gelmeyin
Günlük yaşamda sıkça karşılaşılan nefes darlığı, çarpıntı ve göğüs ağrısı gibi şikayetler çoğu zaman göz ardı ediliyor. Oysa bu belirtiler, kalp kapak hastalıklarının erken habercisi olabilir. Prof. Dr. İsbir, bu durumun hayati riskler taşıdığını belirterek şunları söyledi:
“Dünyada kalp kapak hastalıklarının görülme oranı yüzde 2 civarında. Ancak 75 yaş üstü bireylerde bu oran yüzde 15’e kadar çıkıyor. Hastalığın ilerlemesi, hastaların günlük aktivitelerini kısıtladığı gibi sosyal izolasyon ve psikolojik sorunlara da neden olabilir.”
Özellikle çabuk yorulma, göğüste sıkışma hissi ve ani bayılma gibi durumlarda vakit kaybetmeden bir doktora başvurulması gerektiğinin altını çizen İsbir, hastalığın ilerlemesi halinde felç ve kalp yetmezliği gibi ciddi sonuçlar doğurabileceğini vurguladı.
Erken teşhis hayat kurtarabilir
Prof. Dr. İsbir, kalp kapak hastalıklarının doğru zamanda teşhis edilmesi halinde başarılı bir şekilde tedavi edilebildiğini söyledi. Bu hastalıkların tanısı konulduğunda, cerrahi müdahale ile hastaların yaşam kalitesinin artırılabileceğini belirtti:
“Kalp kapak hastalıklarında en sık uygulanan tedavi yöntemlerinden biri protez kapak değişimidir. Erken teşhis edilen hastalarda cerrahi başarı oranı oldukça yüksek. Özellikle kalp yetmezliği gelişmemiş ve ritim bozukluğu başlamamış hastalarda yapılan ameliyatlar hastaların sağlıklı bir yaşam sürmesine olanak tanıyor.”
Eskiden hastaların ameliyat için ileri evreye kadar bekletildiğini, ancak günümüzde erken cerrahi müdahalenin çok daha olumlu sonuçlar verdiğini belirten İsbir, hastaların bu süreçte düzenli kontrollerini ihmal etmemesi gerektiğini söyledi.
Tedavi yöntemi hastaya göre belirleniyor
Son yıllarda popüler hale gelen kasıktan kapak değişimi işleminin, uygun hastalarda başarılı sonuçlar verdiğini ifade eden İsbir, bu yöntemin her hasta için uygun olmadığını vurguladı.
“Bu işlem, hasarlı kapağın yerine kateter yardımıyla yeni bir kapak yerleştirilmesi anlamına geliyor. Ancak hangi hastada tam kapak değişimi yapılacağı, hangi hastada kateter yöntemiyle müdahale edileceği hastadan hastaya değişiyor. En önemli nokta, erken teşhis ve doğru tedavi planlamasıdır.”
Ameliyat sonrası enfeksiyon riskine dikkat
Kalp kapak ameliyatı geçiren hastaların en çok dikkat etmesi gereken konuların başında enfeksiyon riski geliyor. Prof. Dr. İsbir, bu hastaların özellikle kan sulandırıcı ilaçları düzenli kullanmaları gerektiğini belirterek şu uyarılarda bulundu:
“Özellikle diş tedavileri sırasında enfeksiyon ve kanama riski artıyor. Bu nedenle kalp kapağı değişimi yapılan hastaların, diş tedavisi veya herhangi bir cerrahi müdahale öncesinde doktorlarına danışarak gerekli önlemleri alması büyük önem taşıyor.”
Hastaların düzenli kontrollerini aksatmaması gerektiğini vurgulayan İsbir, erken teşhis ve tedavinin kalp sağlığını korumanın en etkili yolu olduğunu belirtti.