9 Eylül Gazetesi'nden İnci Ongun'un haberine göre, Yeni yılın yaklaşmasıyla birlikte, otellerin doluluğu, alışverişlerde artan yoğunluğun haberleriyle sıkça karşılaşılıyor. Ama madalyonun diğer yanında ise kurulan ikinci el pazarları var. Basmane Hatuniye Meydanı’nı da bu alanlardan biri, her köşede farklı bir hikaye saklı. Kısıtlı bütçelerle yaşamlarını sürdürmeye çalışan insanların ihtiyaçlarını karşılamak için, evlerindeki eşyaları satıyor ya da bütçesi buna yettiği için ancak ikinci el ürün giyebiliyor.
Tevfik Paşa Konağı, Camii ve Dönertaş Sebili ile İzmir’in geçmişte güzide yeri Basmane Hatuniye Meydanı, bugün düşük gelirli vatandaşların AVM’si durumda. Kimi kendinin, kimi ise eşinin, çocuğunun eşyasını getirerek 2-3 parça ile meydanda yerini alıyor. Tezgahlarda ayakkabıdan pantolona, monttan kazağa alternatifli ürünler sergileniyor. Yılbaşı öncesinde ise, yeni ürüne bütçe ayıramayan ve ihtiyaçları ikinci elden karşılayabilir miyim diye düşünenler yoğunluğu artırıyor.
Kimi insanlar, ihtiyaçlarını karşılamak için başkalarından aldığı yardımları satarak geçimlerini sağlıyor. Kimi ise eski eşyalarını satarak birkaç kuruş kazanmayı umuyor. İkinci el pazarına gelenler, burada çok düşük fiyatlarla ürünler bulabiliyor. Pantolon, kazak, ayakkabı, ceket ve palto gibi ürünler 10 ile 50 TL arasında değişen fiyatlarla satışa sunuluyor. Bu fiyatlar üzerinden dahi pazarlıklar yapılıyor, bütçesi kısıtlı olanlar ihtiyaçlarını karşılayabiliyor.
Derdimiz tencereyi kaynatmak
Meydanda tezgah açan Abdullah Keser, içinde bulundukları durumu şu sözlerle aktarıyor:
“Karnımızı doyurmak için eskiden kalma eşyalarımızı satıyoruz. Geldiğimiz nokta bu. Tek pantolon tek ayakkabı ile idare etmek zorundayız. Hiçbir şey alamıyoruz tencereyi kaynatma derdindeyiz.”
Nesibe Umut ise günü kurtarma peşinde koştuklarını ve geleceğe yönelik umutsuzluklarını anlatarak “Karnımızı zor doyuyoruz, evde, eşte, dosta kullanılmayan eşyaları buraya getiriğ 10 liraya satmaya çalışıyoruz. Alanda oluyor çünkü herkes ihtiyaçlı. Biz bu duruma nasıl geldik hiç anlmadık” ifadelerini kullanıyor.
Hasan Coşar ise, “Yardım kutularına bile atılmayacak hale gelen eskilerimizi getirip üç kuruşa satıp başka bir ihtiyacımız olan şeyi alıyoruz. Örneğin fazla kumaş pantolonlarımı sattım ayakkabı bulmaya çalışıyorum” diyor.