10 Ekim katliamı nedir? 10 Ekim 2015'te Ankara'da ne oldu?
10 Ekim 2015, Türkiye'nin başkenti Ankara'da düzenlenen barış mitingine yapılan iki ayrı bombalı saldırıyla tarihe geçti. 103 kişinin hayatını kaybettiği ve yüzlerce kişinin yaralandığı bu katliam, modern Türkiye tarihinin en büyük ve en kanlı terör saldırılarından biri olarak kayıtlara geçti. Peki, bu kanlı saldırı nasıl gerçekleşti ve ardından neler yaşandı?
Ankara Garı'ndaki çifte patlama
10 Ekim 2015 tarihinde, Ankara'nın Ulus semtindeki Ankara Garı önünde toplanan binlerce kişi, barış talebiyle bir araya gelmişti. DİSK, KESK, Türk Tabipleri Birliği, TMMOB ve HDP gibi birçok sivil toplum kuruluşunun desteklediği bu mitingde, savaş karşıtı sloganlar atılarak barış çağrısı yapılıyordu. Ancak, yürüyüş başlamadan önce 10:04 civarında alanda korkunç bir saldırı yaşandı.
Sadece üç saniye arayla gerçekleşen iki ayrı patlama, yürüyüşe katılanların bulunduğu kalabalığın ortasında meydana geldi. IŞİD tarafından gerçekleştirildiği düşünülen bu saldırı, anında yüzlerce insanın ölümüne ve yaralanmasına yol açtı.
Patlamaların ardından yaşanan kaos
Patlamanın hemen ardından, olay yerine ulaşmaya çalışan ambulanslar ve sağlık ekipleri, yaralılara ilk müdahaleyi yapmak için hızla harekete geçti. Ancak, birçok görgü tanığının ifadesine göre, polisin bölgedeki yaralılara ve yardım etmek isteyen göstericilere müdahale etmesi tepkilere yol açtı. Tazyikli su ve biber gazı ile yapılan bu müdahale, o anki kaosu daha da derinleştirdi.
Saldırıya gelen tepkiler
Bu kanlı saldırı sonrasında, Türkiye’nin dört bir yanından saldırıya karşı tepkiler yükseldi. Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) başta olmak üzere, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) ve birçok siyasi parti saldırıyı sert bir şekilde kınadı. Ancak, muhalefet partileri, saldırının ardından hükümeti özellikle güvenlik zafiyeti nedeniyle eleştirdi. CHP ve MHP liderleri, hükümeti daha sert adımlar atmaya davet ederken, HDP saldırının sorumlusu olarak doğrudan AK Parti hükümetini hedef gösterdi.
Ulusal yas ve iptal edilen kampanyalar
Saldırının ardından dönemin başbakanı Ahmet Davutoğlu, üç gün sürecek bir ulusal yas ilan etti. Bu süreçte, birçok siyasi parti seçim kampanyalarını durdurdu. Ülke genelinde büyük bir üzüntü hâkim olurken, saldırı sonrası düzenlenen anma törenlerinde barış çağrıları bir kez daha yükseldi.
