ÖZEL/ Didar DEMİRCİ

İzmir’in özellikle Buca ve Bornova ilçelerinde levantenlerden kalan yapılara rastlamak mümkün. Levantenlerin yaşadığı köşkler, bugün İzmir’in tarihi ve kültürel mirasının önemli bir parçasını oluşturuyor. Yaklaşık 200 yıllık geçmişi ve ayrı dönemlerde üç levanten aileye sıcak bir yuva olan Charnaud Köşkü ise bugün ‘Villa Levante’ adıyla, Türkiye’nin ilk levanten oteli olarak hizmet veriyor. Otel, geçmişte yaşamış levanten ailelerin bugün dördüncü, beşinci kuşak nesillerini ağırlayarak, onların geçmişlerine yolculuk etmelerini sağlarken; aynı zamanda levantenler hakkında bilgi edinilmesini sağlıyor. Otele girdiğiniz andan itibaren, bahçe zeminine döşenmiş Rodos tipi işlemeler ve köşkün duvarlarına kadar her bir noktada Zipcy, Charnaud ve Clarke ailelerinden izler görmek mümkün.

UZUN EV OLARAK BİLİNİYOR

Villa Levante Oteli’nin aslında Charnaud Köşkü olarak bilindiğini, köşkün 1831 yılında inşa edildiğini aktaran Otel Müdürü Aylin Gürel Baştürk, “Bu bina Charnaud Köşkü ya da Uzun Ev olarak bilinir. 1831 yılında ilk İtalyan asıllı olduğu söylenen Zipcy tarafından inşa edilen köşkün mülkiyeti 1919 yılında Fransız asıllı Charnaud ailesine geçmiş. 1950 ile 60’lı yıllarda ise Amerikan asıllı Clarke ailesi köşkün sahibi olmuş, ardından 2000’li yıllarda bugün otelin işletme sahibi olan aile satın almış” diye konuştu. Baştürk, “Restorasyonu 2013 yılında Yüksek Mimar Salih Seymen tarafından aslına sadık kalınarak gerçekleştirilmiş olan Villa Levante, restoran ve otel olarak hizmet vermekte olup, bir çok özel davetlere ve kurumsal toplantılara ev sahipliği yapmaktadır. Geçmişten kalan izlere emanet gibi sahip çıkıyoruz” mesajını verdi.

YAPIM TARİHİ İŞLENMİŞ

Köşkün korunması gereken kültürel bir miras olduğunu belirten Baştürk, zeminlerden dış doğramalara kadar hemen hemen her şeyin binanın orijinalinde olduğunun altını çizdi. Baştürk, sözlerine şöyle devam etti: “Her döneme ait, her aileye yönelik izler var. Mesela ofis olarak kullandığımız yer, Clarke ailesinden Edwen Clarke’ın çalışma odasıymış. Onun kapı girişinde de metal bir levhada adı yazılı. Onun dışında da her aileye ait izler mevcut. Villa Levante bahçe girişinde misafirlerimizi zemindeki Rodos işi döşenmiş taşlar karşılamakta. Hatta zeminde 'Davut Yıldızı' içinde 1831 yılı yapımı olduğunu gösteren bir işleme de var. Burası ikinci derece tarihi SİT alanı. Buradaki restorasyon Anıtlar Kurulu ile birlikte yapıldı.”

TORUNU DOĞUM GÜNÜNÜ BURADA KUTLADI

Pandemiden önce Charnoud ailesinin oteli ziyaret ettiğini ve torun Harry Charnoud’ın 70’inci yaş gününü Villa Levante’de kutladığını aktaran Baştürk, “Onlar buraya bir sürpriz yapıp geldiler. Şimdi bizde her oda bir çiçek adında ama işte onlar için başka şekilde kodlanıyor odalar. Örneğin; dedemin odası, büyükannemin odası gibi... Bizim için duygusal bir tecrübeydi” ifadelerini kullandı. Öte yandan otelde anısı olan çok insan olduğunu belirten Baştürk, çocukluğunda otelinde bahçesinde oyunlar oynayan insanların bugün önemli kutlamalarını otelin restoranında yaptıklarını dile getirerek, “Gelirler burada kendi evlerinin bahçesinde oturuyor gibi yerler içerler” dedi.

'TARİHİ YAŞATMAYA ÇALIŞIYORUZ'

Villa Levante Oteli’ni sıradan otellerden ayıran bir diğer özelliği ise yine tarihi izleri korumaya çalışırken ortaya çıkıyor. Normal otellere göre her odası aynı olmayan daha doğrusu olamayan Villa Levante’de kaldığınız bir odanın eskiden mutfak ya da kiler olarak kullanılmış olması mümkün. Bununla ilgili Baştürk, “Tarihi yaşatmaya çalışıyoruz. O nedenle buranın algısı veya amacı bir mekan işletmek değil. Aslına sadık kalınarak burası restore edildiği için hiçbir odanın dizaynı birbiriyle aynı değil. O dönem mutfaklarında kullandıkları eski mutfak dolapları, karo zeminler hepsi aynı şekilde duruyor” açıklamasını yaptı.