Almanya, pazar günü yapılacak olan federal seçimlerle tarihî bir dönüm noktasına ulaşacak. Avrupa'nın en büyük ekonomisi olarak kabul edilen Almanya, son yıllarda giderek derinleşen yapısal sorunlarla mücadele ediyor. Artan enerji maliyetleri, sanayi üretimindeki düşüş ve küresel ticaret savaşlarının etkisiyle Almanya, ekonomik geleceğini belirleyecek bu kritik seçimlere adım atıyor.

Erdoğan, NATO Genel Sekreteri ile görüştü Erdoğan, NATO Genel Sekreteri ile görüştü

Yapısal sorunlar ve ekonomik modelin baskı altında olması

Almanya ekonomisinin karşılaştığı en büyük sorunlardan biri, çok az yatırım, yüksek bürokrasi ve yüksek lokasyon maliyetleri. Bu faktörler, ülkenin küresel rekabet gücünü tehdit ediyor. Özellikle sanayi üretimindeki azalma ve dış ticaretin gerilemesi, seçim sonrasında kurulacak hükümetin önünde çözülmesi gereken büyük engeller arasında yer alıyor. Bu bağlamda, Almanya'nın uzun süredir gündemde olan reform ihtiyacı, yeniden masaya yatırılacak gibi görünüyor.

Sanayi ve enerji sektörü zor bir dönemden geçiyor

Almanya'nın sanayi sektörü, küresel düzeydeki rekabetin giderek arttığı bir ortamda sıkıntılı bir süreç geçiriyor. Özellikle geleneksel otomotiv sektörü, elektrikli araç pazarındaki durgunluk ve ABD-Çin ticaret gerilimleri ile başa çıkmaya çalışıyor. Ayrıca, enerji maliyetlerindeki artış da üretim sektöründe büyük bir yük oluşturuyor. Angela Merkel döneminde ucuz enerji temin edilen Rusya ile ilişkilerin kopması, bu sorunun derinleşmesine yol açtı.

Bu zorluklar karşısında, yeni hükümetin yenilenebilir enerji yatırımlarına daha fazla kaynak ayırması, sanayiye rekabet gücü kazandırmak için radikal reformlara gitmesi bekleniyor. Almanya'nın enerji altyapısının güçlendirilmesi de acil önceliklerden biri olacak.

Küresel ticaret gerilimleri Almanya'yı nasıl etkiliyor?

Almanya, ABD ve Çin ile olan ticari ilişkiler nedeniyle küresel ticaret savaşlarının etkilerini yakından hissediyor. Donald Trump'ın yeniden ABD başkanı olması, ticaret savaşlarının yeniden başlamasına yol açabilir. Almanya, şu an ABD ile 70 milyar avro civarında ticaret fazlasına sahipken, Trump'ın yeni gümrük vergileri uygulamayı gündeme getirmesi, Alman sanayi için ciddi bir tehdit oluşturuyor.

Diğer bir sorun ise Çin'in Almanya'ya olan bağımlılığı. Çin'in bazı ürünleri kendi ülkesinde üretmeye başlaması, Almanya'nın rekabet gücünü zayıflatıyor. Almanya'nın bu büyük ticaret partneri ile olan ilişkilerini nasıl yöneteceği, yeni hükümetin en kritik gündem maddelerinden biri olacak.

Borç freni ve kamu harcamaları tartışması

Almanya'da kamu borçlarını sınırlayan borç freni uygulaması, uzun süredir tartışma konusu. SPD ve Yeşiller, bu kısıtlamaların gevşetilmesi ve kamu harcamalarının artırılması gerektiğini savunuyor. Öte yandan, CDU/CSU gibi partiler, mali disiplinden yana tavır alıyor. Savunma harcamaları, altyapı yatırımları ve dijitalleşme projeleri için gerekli finansmanın nasıl sağlanacağı, seçimlerin ardından oluşacak hükümetin vereceği en önemli kararlar arasında yer alacak.

Beş aday başbakanlık için yarışıyor

Almanya'daki federal seçimlerde başbakanlık için beş farklı aday mücadele ediyor. Mevcut Başbakan Olaf Scholz (SPD), Hristiyan Birlik (CDU/CSU) adayı Friedrich Merz, Yeşiller Partisi adayı Robert Habeck, aşırı sağcı AfD partisinin adayı Alice Weidel ve FDP partisinin adayı Christian Lindner bu seçimde öne çıkan isimler arasında. Adayların ekonomi politikaları, sanayi dostu ve çevre dostu yatırım seçenekleri arasında farklılıklar gösteriyor.

Yeni hükümetin ekonomi ve sanayi politikaları, Almanya'nın geleceğini şekillendirecek en belirleyici faktör olacak.

Almanya'nın 'hasta adam' tartışması son bulacak mı?

1990'larda Almanya, birleşmenin getirdiği mali yükler ve artan işsizlik nedeniyle "Avrupa'nın hasta adamı" olarak anılıyordu. Bugün ise sanayi üretimindeki zayıflama, yüksek enerji maliyetleri ve yatırım eksiklikleri yeniden bu tartışmayı alevlendirdi. Ekonomistler, yeni hükümetin doğru reformları hayata geçirmesi durumunda Almanya'nın yeniden büyüme yoluna girebileceğini belirtirken, sanayisizleşme ve küresel ticaret sorunları çözülmezse, Almanya'nın Avrupa ekonomisindeki liderliğini kaybetme riski bulunuyor.

Editör: Kazim Bozkurt