Dokuz Eylül Gazetesi'nden Utku ÇELİK'in yaptığı habere göre: Ege Yörükleri Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Celal Koç ve Prof. Dr. Mehmet Akif Erdoğru, Yörük kültürü ve kırsaldan kente göçün nedenlerini ele aldı. Celal Koç, köylerde altyapı eksikliği, devlet desteğinin yetersizliği, sağlık hizmetlerine erişimde yaşanan güçlükler ve hayvancılığın desteklenmemesini göçün temel sebepleri olarak sıraladı.
"KÖYLERİMİZDE ALTYAPI YOK, DESTEK YOK"
Koç, "Tarım olmadığı, desteklenmediği için insanlar şehirlere göç ediyor. Devlet ve belediye desteği olmadığı için insanlar şehre iniyor. Doğuya baktığımız zaman bütün köylerde altyapı var. Onca dağ ve engebeye karşın altyapı mevcut, suyu var, elektriği var, kanalizasyon sistemleri var. Ama maalesef bizde hiçbiri yok. Bu durumda insanlar neden şehre inmesin, kim kalır ki köyde? Sağlık hizmeti olmadığı için, çocuklarının sağlığı için insanlar şehre göç ediyor. Altyapı olmayan yerde sağlık da olmaz." dedi.
"KÖYLÜYE GELEN VURUYOR, GİDEN VURUYOR"
Yaşanan yangın felaketlerine de dikkat çeken Koç, "Şehirden gelen adam köyü yakıyor, ağaçları yakıyor. Maalesef cezayı biz yiyoruz. Köyde yangın çıktı, tarlalar yandı, devlet köyleri yakan zenginlerin yanında durdu, fakir köylünün yanında olmadı. Köylüye gelen vuruyor, giden vuruyor. İnsanlar ölsün diye bakıyorlar, yakana destek çıkılıyor." ifadelerini kullandı.
"YÖRÜK HAYATI ZORLAŞTIRILIYOR, DESTEK YOK"
Prof. Dr. Mehmet Akif Erdoğru ise, Yörüklerin yerleşik hayata geçmeye zorlandığını belirterek, hayvancılık ve yayla yaşamının giderek zorlaştığını söyledi. Erdoğru, "Yayla ve hayvancılık işlerini yapacak durumları kalmıyor. Kırsaldan şehire göçün sebepleri neyse Yörüklerin göçünün sebebleride o. Hükümetler hayvancılığı ve yörük yaşamını desteklemedikleri için çocukları okuyamıyor, para kazanamıyorlar. " şeklinde konuştu.
"GİYİM VE KUŞAMA KADAR İNDİRGENDİ"
Yörük kültürünün sadece çadır, kilim ve yemeklerden ibaret olmadığını vurgulayan Erdoğru, "Sadece görüntü, müze, yarı göçebe yaşam tarzı, çadır, keçi ile alakası yok. Kökleri derin bir konudur bu, bunu sadece bir yaşam biçimine indirgeyemeyiz. Bu tür göçebe yaşamların kökleri Orta Asya'ya kadar gider ve derindir. Şehir yaşamından uzak tabiat ile iç içe olma, inançları , kullandıkları eşyalar, giyimler, hayattan beklentileri bir bütün olarak ele alındığında kökleri derine giden bir konudur. Bu konu üzerinde araştırmalar da bırakıldı. Eskiden sosyologlar vardı ama onlar da hayatını kaybettikten sonra araştırmalar durdu. Giyim ve kuşama kadar indirgendi." dedi.
"AVRUPALILAR YÖRÜKLERİ KIŞKIRTACAĞINI DÜŞÜNDÜ"
Erdoğru, "Avrupa'da Fransız ve Alman araştırmacılar, özellikle Osmanlı döneminde, Yörüklerin siyasi olarak kullanılabileceği ve hatta bağımsız bir devlet kurmaları için kışkırtılabilecekleri ihtimali üzerinde durmuşlardı. Ancak, Kurtuluş Savaşı'nda Yörükler, Türkiye Cumhuriyeti'nin yanında yer almış, Fransız ve Yunan ordularına karşı savaşmışlardır. Yörüklerin bu vatanseverliği, Batılıların planlarını bozmuştur. Ancak ne yazık ki Türk akademisyenleri bu konuyu yeterince araştırıp incelemediler. Yörük kültürü böylelikle yok olma sürecine girdi" dedi.