TÜRK-İŞ Başkanı Ergün Atalay, 2025 yılı için belirlenen 22 bin 104 TL asgari ücret hakkında dikkat çekici açıklamalarda bulundu. Atalay, asgari ücretin pazarlık konusu olmaması gerektiğini ve insanca yaşam koşullarını karşılayacak bir seviyede belirlenmesi gerektiğini vurguladı.
Son 5 yılda asgari ücret geçim ücreti oldu
TÜRK-İŞ Genel Başkanı Ergün Atalay, 2025 yılı için belirlenen asgari ücretin ardından değerlendirmelerde bulundu. Atalay, son 5 yıldır asgari ücretin bir geçim ücreti haline geldiğini belirterek, "Ülkenin yarısı asgari ücretle çalışıyor. Artık bu konu yalnızca işçilerin değil, tüm ülkenin meselesi oldu" dedi.
Atalay, komisyon toplantılarında asgari ücretle çalışanların temsil edilmesi gerektiğini savunarak, "Geçinemeyen işçilerin masada olması ve dertlerini anlatması önemli. Taleplerimizi kamuoyuna açıkça duyurduk, ancak süreç içinde hiçbir taraf bize somut bir rakam sunmadı" ifadelerini kullandı.
Asgari ücret pazarlık konusu olmamalı
Atalay, asgari ücretin anayasal geçim şartlarına uygun bir şekilde belirlenmesi gerektiğini ifade etti. "İnsanca yaşamı mümkün kılacak bir ücret istiyoruz. Bu rakam pazarlık konusu yapılmamalı. Ayrıca, enflasyonun yüksek olduğu dönemlerde asgari ücret artışı yılda iki kez yapılmalı" dedi.
Komisyon toplantılarında yaşanan aksaklıklara da dikkat çeken Atalay, "Üç toplantıda da taraflar masaya bir rakam getirmedi. Dün yapılan son toplantıya bu nedenle katılmama kararı aldık. Çünkü masada bulunmamızın bir anlamı yok. Kararlar işverenle hükümet arasında alınıyor" diye konuştu.
Toplu işçi eylemleri ve düşen alım gücü
Atalay, asgari ücretin yanı sıra kamu işçilerinin alım gücünün düşmesine de vurgu yaptı. TÜRK-İŞ’in, diğer işçi sendikalarıyla birlikte bu konuda birçok eylem gerçekleştirdiğini ve açıklamalar yaptığını belirten Atalay, "Hak-İş ve DİSK ile ortak toplantılar düzenledik. Ancak sonuçta yine masada hiçbir rakam görmedik" dedi.
Atalay, komisyon sürecindeki belirsizliklere işaret ederek, "Biz bulanık suya giriyoruz. 15 kişi toplantıya katılıyor, ancak işveren ve hükümetin kararları etkili oluyor" diyerek sistemdeki yapısal sorunlara dikkat çekti.
Atalay, şu ifadeleri kullandı:
"ARTIK BÜTÜN ÜLKE İÇİN ÖNEMLİ"
"Daha önce asgari ücreti bu kadar konuşmuyorduk ama son 5 yıldır asgari ücret artık geçim ücreti oldu. Ülkenin yarısı asgari ücret ile çalışıyor ve bütün ülke için artık önemli bir şey oldu. Biz de masada asgari ücretlilerin olmasını istedik, geçinemeyenler dertlerini anlatsın istedik. Taleplerini de sizin önünüzde kamuoyuna açıkladık ve asgari ücret talebimizi paylaştık. Aradan 1 hafta geçti, dün akşam bir toplantı oldu. Üç toplantıda da taraflar bizim önümüze rakam getirmedi.
Bizim talebimiz anayasada yazılan geçim şartlarına uyulması, insanca yaşamayı sürdürecek bir miktar olmalı, asgari ücret pazarlık konusu yapılmamalı, enflasyonun yüksek olduğu dönemde yılda iki kez yapılmalı dedik. İnsanca yaşanabilecek bir geçim ücreti istedik."
Kendi dışımızda Hak-İş ve DİSK ile de toplantı yaptık. Kamu işçisinin de alım gücü düştü. Bununla ilgili onlarca kez eylem yaptık, açıklama yaptık. Masaya rakam gelmedi. Masada hükümet var, bakanlıklar var. Dün toplantıya katılmama kararı aldık. Bizim masada olmamızın bir anlamı yok. Biz bulanık suya giriyoruz. 15 kişi katılıyoruz, işverenle hükümet bir arada olup istediği kararı çıkarıyor.
Geçinmekte emekli de asgari ücretli de sorun yaşıyor. Bu ücret altı aylık olsa da yıllık olsa da kabul edilebilir bir tarafı yok. Sendikalar gördüğünü, yaşadığını anlatmak zorunda. Maalesef karşılık bulmadı. Dün akşam işveren ve hükümet anlaştı ve kabul edilemeyecek bir rakam açıkladılar. Bu rakamla 3 ay bile geçinebilmek mümkün değil. Burada sendikaları aşağılamanın bir anlamı yok. TÜRK-İŞ hep işçiden yana oldu. 12 Eylül'de de, 28 Şubat'ta da, 15 Temmuz'da da.
Bu zammı kabul etmek mümkün değil. İşçinin, sendikanın, fakir fukaranın talebine makul bir cevap vermek lazım. Biz bu komisyonda 50 senedir varız. Bu komisyon adil değil anti demokratiktir. Bir daha TÜRK-İŞ olarak asgari ücret komisyonuna katılmayacağız. 10 kişi bir araya gelip istediği kararı çıkarıyor. Bizi de bir daha çağırmasınlar.