Devlet Bahçeli, 'Cumhur Bizim Türkiye Hepimizin' temalı açık hava toplantısının ikincisini Manisa'da düzenledi. Öğle saatlerinde geldiği Şehzadeler ilçesindeki Manisa Cumhuriyet Meydanı'nda vatandaşlara seslenen Bahçeli, "14 Mayıs ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimleriyle önümüze çıkarılan sanal korkuluklar yıkıldı, banal engeller aşıldı. Cumhur, demokratik iradesiyle vaziyet alıp Türk ve 'Türkiye Yüzyılı'nın meşalesini yaktı.
Beş yıl önce Manisa'yı tekrar ehline emanet ettiniz, ehliyet ve liyakat sahibi şehreminini bağrınıza bastınız. Sizlerden Allah razı olsun. Sekiz ay önce gene Manisa'ya sahip çıktınız, sağlam iradeyi seçerek istikrar sürsün, Türkiye büyüsün tercihinde bulundunuz. Bizi hiçbir zaman mahcup etmediniz. Hiçbir zaman dara düşürmediniz, zora mahkum etmediniz. 56 gün sonra da 14 Mayıs ve 28 Mayıs'ın tamamlayıcı üçüncü halkası olan yerel seçimler yapılacaktır. İnanıyorum ki Manisa, yine sevdalılarına kucağını açacaktır. İnanıyorum ki Manisa, varlığına ve birliğine ipotek koydurmayacaktır çünkü Manisa bizim, Türkiye hepimizindir.
Partimizi temsilen Cumhur İttifakı'nın büyükşehir belediye başkan adayı Cengiz Ergün'ü bir kez daha iradenize ve takdirinize emanet ediyorum. Bu muhteşem seslenişinizden anlıyorum ki Manisa'da sahte demokratlara, yalan bezirganlarına, yıkım elebaşlarına, DEM'lenmiş siyasi eyyamcılara müsamaha yoktur, müsaade yoktur, mükafat yoktur" dedi.
'MAKSADIMIZ; TÜRK VE 'TÜRKİYE YÜZYILI' HEDEFLERİNİ GERÇEKLEŞTİRMEK'
Amaçlarının vatandaşlara mutlu ve müreffeh bir hayat imkanı sunmak, güvenli ve huzurlu bir geleceği elbirliğiyle inşa etmek olduğunu belirten Bahçeli, "Bölücü teröristlerle DEM'lenip Manisa'nın önünü kesmeye çalışan siyasi müflislerin ortak kaderimizi karartmak için her türlü çirkefliği yaptıklarını açıkça görüyoruz. Sadece görmekle kalmıyor; oyunlarını bozmak, omurgalarını kırmak için Kuva-yı Milliye ruhuyla direniyoruz. Biz direndikçe geri adım atıyorlar. Biz direndikçe bozguna uğruyorlar. Biz direndikçe korkuya kapılıyorlar. Maksadımız; Türk ve 'Türkiye Yüzyılı' hedeflerini gerçekleştirmektir" diye konuştu.
İZMİR'DEKİ TAKSİCİ CİNAYETİ
Türkiye'de son günlerde yaşanan olaylara da değinen Bahçeli, "31 Ocak gece yarısı İzmir-Gaziemir'de sadece ekmeğinin peşinde koşan, aynı zamanda tertemiz kalpli bir taksi şoförümüz; üşümesin, soğukta kalmasın diye arabasına aldığı bir cani tarafından sırtından kalleşliğe bile taş çıkartacak namertlikle vuruldu ve hayattan kopartıldı. DEM’ci ve bölücü bu caninin cinayetten hemen sonra 'Herkese güvenmeyeceksin' sözü de kamera kayıtlarına yansıdı. Ebediyete irtihale eden taksi şoförümüze Allah'tan rahmetler niyaz ediyor, ailesine sabır ve başsağlığı diliyorum.
Türkiye'nin huzurunu kaçırmak, insanımızın can ve mal güvenliğini kundaklamak için faal halde olan alçakların başına dünyayı yıkmalıyız. Teröristler, suç örgütleri, bozguncular, casuslar, iç ve dış ihanet cephesi, yeminli Türkiye düşmanları, fitne ve fesat üretimi yapan namus yoksunları, kara propagandalarına hız kesmeden devam etseler de birbirimize güvenmekten, birbirimize sarılmaktan, birbirimizin can evi olmaktan vazgeçmeyeceğiz. Kötülüğe, kötülere, köhneliğe, köksüzlüğe, kötümserliğe teslim olmayacağız. Milli birlik ve kardeşliğimizden asla taviz vermeyeceğiz.
Suça ve suçluya hoşgörü olamaz. Teröre ve teröriste acımak diye bir şeyden bahsedilemez. Masum insanlarımızın hayatına kasteden hainlerin en ağır şekilde cezalandırılması, bir daha güneş ışığı görmemeleri, beklentim ve temennimdir. Taksi şoförümüzü katleden alçağın cezasını çekmekle birlikte vatandaşlıktan çıkartılması, hayatı boyunca rezil rüsva şekilde yaşaması adalet ve hakkaniyet mecburiyetidir" dedi.
Türkiye'nin darboğaza sürüklenmesi, iç asayiş ve toplum düzeninin sakatlanması amacıyla sistemli ve şiddetli operasyonlar yapıldığını söyleyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"İstanbul Fatih Camisi imamımıza yönelik bıçaklı saldırı, Kelime-i Tevhid sancağı taşıyan bir vatandaşımızın darp edilmesi, Santa Maria Kilisesi'nde işlenen cinayet, Diyarbakırlı Ramazan Pişkin'e yapılan suikast, Türkiye aleyhine kurgulanan ve birbiriyle bağlantılı olaylardan bir kısmıdır. Bir mizah programında rol alan soytarıların gazilerimize şerefsizce hakaret etmeleri, 100 yıl önce Cumhuriyet'in ilanına küstahça atılan darbe iftirası, baskı var diyerek şehitlerimize rahmet okumayan korkakların varlığı, kahraman evlatlarımızın kanını döken terör saldırıları, günbegün azgınlaşan bölücü dayatmalar, çok dikkat çekici provokasyonlardır ve kaynak üssü dışardadır"
'CHP'NİN KÖKÜNE VE KİMLİĞİNE DÖNÜŞ YAPMASI ELZEM BİR İHTİYAÇ'
Manisalı olan CHP Genel Başkanı Özgür Özel'i de eleştiren Bahçeli, "Bir yanda bölücü terör örgütünün emellerine sarılmaktan ve DEM'cilerin kuklası olmaktan utanmayanlar, diğer yanda Manisa'nın sokak aralarında yürümeye, insan ve toplum içine çıkmaya yüzleri kalmayanlar, mefluç haldedir; üstelik perişanlıklarını gizlemeyecek bir durumdadır. Özgür Bey, sokağı adres gösteriyor, ateşle oynuyor, hezeyandan hezeyana geçiş yapıyor, sipariş konuşmalarla yıpranıyor, sözde darbe girişimine karşı mücadeleden bahsediyor.
DEM'lenmiş CHP, komaya girmiş. DEM'lenmiş CHP, kontrolden çıkmış. Aziz Manisalılar, Manisa'nın evladı olan Özgür'e özgürce sahip çıkın. DEM'lenmiş siyasetten uzaklaşmasını temin edin. Yasal ve anayasal bir prosedürün ikmalini darbe diye tanımlamak; eğer cehalet değilse biliniz ki vatana, millet, milli iradenin tecelligahı olan Gazi Meclis'e hakarettir. Meclis'e hakaret etmek, millete hıyanettir. CHP'nin terör örgütleriyle arasına mesafe koyması, DEM'lenmek yerine demokratlaşması ve faşizan çizgiden uzaklaşması lazımdır" dedi.
"CHP'nin köküne ve kimliğine dönüş yapması demokrasi hayatımız adına da akut ve elzem bir ihtiyaçtır" diyen Bahçeli, şöyle devam etti:
"Çok değil, sekiz ay evvel Türkiye'yi birlikte yönetmek için masalara yüz sürenlerin bugün birbirlerine demedik laf bırakmamaları, acıklı bir ihtilaf ve azılı bir ihtirastır. Allah, ülkemizi zillet ittifakından korumuştur. Hakikaten de verilmiş sadakamız varmış. Dün söylediklerini bugün tekzip eden, dün yaptıklarını bugün inkara yeltenen, dün kucakladıklarına bugün kulp takan siyasi partilere Allah muhafaza yerel yönetimlerde yetki vermek yıkıma hizmettir. Hiç kimseyi dışlamadık, hiç kimseyi hor ve hakir görmedik. Milletimizin her evladını kardeşimiz ve kendimiz bildik.
14 ve 28 Mayıs 2023 tarihlerinde yapılan cumhurbaşkanlığı ve milletvekilliği genel seçimleri, 31 Mart 2024 tarihinde pekişip, Türk ve Türkiye Yüzyılı yürüyüşü inşallah seriye bağlanacaktır. 31 Mart'ta sadece belediye başkanı seçmeyeceksiniz, aynı zamanda Türkiye'nin üzerindeki hain planları silip atacaksınız."