CHP'li Murat Emir, TBMM'de basın toplantısı düzenledi. Emir, Diyarbakır'ın Bağlar ilçesinde kaybolduktan 19 gün sonra derede cansız bedeni bulunan Narin Güran (8) cinayetine ilişkin konuştu. Türkiye'de şiddet kültürünün toplumda giderek yaygınlaştığını ve her yıl yüzlerce çocuğun şiddet olaylarının mağduru olduğunu belirten Emir, "Biz CHP olarak bölgedeyiz. Milletvekillerimiz, Narin'in cenazesine katıldılar, aileye başsağlığı dilediler ve bu sürecin bir an evvel aydınlatılması için CHP olarak, Meclis'te bir araştırma komisyonu kurulmasını öneriyoruz. Elbette ki soruşturulmakta olan bir dava konusu hakkında araştırma önergesi kurulamaz ama öldürülen çocuklarımız için namus cinayetine kurban giden kadınlarımız için ve üzeri örtülen böylesine cinayetler için Meclis araştırılması yapılmak zorundadır. Özellikle çocukların ne tür ortamlarda şiddet olaylarına maruz kaldığı, çocuklarımızın katledilmesinin arkasında; sosyolojik, psikolojik, ekonomik nedenler var mı, bunları nasıl çözebiliriz ve bu cinayetleri nasıl önleyebiliriz, çocuklarımızı katledilmekten, öldürülmekten nasıl koruyabiliriz diye Meclis'in konuşacağı şeyler olmak zorundadır. Meclis bu konuda mutlaka araştırma yapmalıdır. Meclis'e de bu görev düşmektedir" ifadelerini kullandı.

İzmir Milletvekili Ösen kaçak tarikat yurdunu Bakan Yerlikaya'ya sordu İzmir Milletvekili Ösen kaçak tarikat yurdunu Bakan Yerlikaya'ya sordu

'AKAR VE GÜLER'İN SESSİZLİĞİNİ MANİDAR BULUYORUZ'

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın, Milli Savunma Üniversitesi Kara Harp Okulu Mezuniyet Töreni'nde teğmenlerin kılıçlı yeminine ilişkin açıklamalarını değerlendiren Emir, "Sayın Cumhurbaşkanı; Anayasa'ya göre, savaş zamanında Başkomutansınız ve orduyu en çok gözetmesi gereken sizsiniz. Ayrıca burada 2 kişinin sessizliğini manidar buluyoruz. Onlar da Harbiye'den mezun oldular, onlar da bu yemini ettiler, onlar da kılıç kuşandılar. Sayın Hulusi Akar, bir önceki Savunma Bakanı ve şimdiki Savunma Bakanı Yaşar Güler. Onların bu sessizliğini de manidar buluyoruz ve onları da Harbiyelileri korumaya davet ediyoruz. Sayın Cumhurbaşkanı bu konuşmayı yaparken, 'Cihat meydanı boş kalmasın diye imam hatipliler var' diyorsunuz. Cihat meydanının boş kalmaması için imam hatipliler olacakmış. Eğer cihat meydanı savaş meydanı değilse, sembolik anlamda kullanıyorsanız, niye sadece imam hatiplilere bırakıyorsunuz? Eğer Türkiye'nin bir büyüme, gelişme, dünyayı yakalama hedefi varsa, buna 'Cihat' diyorsanız bütün lise mezunları bu cihadın bir parçası olur. Vatan evlatlarını niye bölüyorsunuz imam hatipliler ve imam hatipli olmayanlar diye. Eğer siz gerçekten bir cihadı söylemeye çalışıyorsanız, kastediyorsanız son derece vahim" diye konuştu.

'RESMİ GAZETE HEPİMİZİ BAĞLAR'

Emir, Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) Can Atalay kararının Genel Kurul'da okunması talebiyle 10 Eylül'de TBMM Genel Kurulu'nun olağanüstü toplanması taleplerinin, TBMM Başkanlığı'nca reddedilmesine değinerek, "Meclis Başkanı, İçtüzük'ten kaynaklanmayan bir hak kullanmıştır. Haksızdır, yanlış bir işe girişmiştir ve Can Atalay'ın şu anda cezaevinde bulunmasında sorumluluk payı vardır. Meclis, bir üyesi fiilen cezaevinde tutulurken, bu konuyu duymazdan, görmezden gelemez. Meclis Başkanı, 'Başkanlığımıza bir yazı gelmedi' diyor. Sayın Başkan, AYM kararı; yani Can Atalay'ın milletvekili olduğu ve hakkındaki düşürme işleminin yok hükmünde olduğunu ifade eden karar, Resmi Gazete'de yayımlandı. Resmi Gazete'de ne varsa, o hepimizi bağlar; sizi de bağlar. Dolayısıyla Resmi Gazete'deki bir karar, 'Bana gelmedi' diyemezsiniz" dedi. (DHA)

Kaynak: dha