CHP İzmir Milletvekilleri Sevda Erdan Kılıç, Rıfat Nalbantoğlu ve Ednan Arslan Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a körfez suçlaması üzerinden tepki gösterdi. 

Erdoğan, Hollanda başbakanı ile görüştü Erdoğan, Hollanda başbakanı ile görüştü

BakanKurum’un İzmir Körfezi'nden bir şişe içine koyduğu suyu TBMM'ye getirmesi ve temizlik konusunda CHP’li yerel yönetimi hedef almasına tepki gösteren Kılıç, "Siyasi şovlarınıza İzmirlilerin karnı tok sayın bakan. 22 yıldır zaten yapıyorsunuz, İzmirli de bunu yemiyor. Sizi bir an önce görevinizin gereklerini yapmaya davet ediyoruz" dedi. 

Kılıç'ın açıklaması şu şekilde; 

“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum İzmir Körfezi’nden getirdiğini iddia ettiği bir şişe su ile Plan ve Bütçe Komisyonu’nda şov peşinde koşacağına sorumluluklarını yerine getirmeli!

22 yıldır ormanlarımız, madenlerimiz, denizlerimiz ve diğer doğal kaynaklarımız, Akp eliyle ya yok edildi ya da rant uğruna peşkeş çekildi. Bunun son örneği de Sinop Boyabat’taki 456 milyar liralık maden sahasının 3,68 milyar liraya Cengiz Holding’e peşkeş çekilmesidir. On yıllardır var olan İzmir Körfezinin kirlenme problemini sadece İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne yıkmak, tüm İzmirlilere verilen bir cezadır.

Sayın bakana ısrarla tüm ülkenin bakanı olduğunu, İzmir’in de vatan toprağı olduğunu hatırlamaya davet ediyoruz.

Ve son olarak İzmir Körfezi özelinde sayın bakana şu soruları tüm kamuoyunun önünde tekrar soruyoruz;

1- Bakanlık neden hiçbir tarama faaliyetinde bulunmuyor. Bu yaşanan kirliliğin temizlenmesi görevi bakanlığa ait değil mi?

2- Başta Çiğli Atıksu Arıtma Tesisi 4. Faz projesi olmak üzere körfezin temizliğine etki edecek büyük projelere dair 5,5 milyar TL’lik kredi için neden izin verilmiyor? (Bekleyen toplamda 9 milyar TL)

3- Kütahya’dan başlayıp İzmir Körfezi’ne dökülen Gediz Nehri’nden gelen kimyasal atıklara, Alsancak Limanı’na yanaşan gemilerin kirliliğine, Karşıyaka’daki Tersane’den ve Organize Sanayi Tesislerinden gelen kirlilik için neden bir önlem alınmıyor?

Siyasi şovlarınıza İzmirlilerin karnı tok sayın bakan. 22 yıldır zaten yapıyorsunuz, İzmirli de bunu yemiyor. Sizi bir an önce görevinizin gereklerini yapmaya davet ediyoruz"

NALBANTOĞLU: İZMİR BOĞAZINIZDA KALIR 

Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu; Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın İzmir Büyükşehir Belediyesi'ne 3 milyon 854 bin 237 TL ceza kesmesine ve bunu da büyük bir başarıymış gibi kamuoyuna yansıtmasına “Hayırdır, yarışa mı girdiniz, İzmir büyük lokmadır, boğazınızda kalır yutamazsınız, boğulursunuz” diyerek tepki gösterdi. İzmir’in yıllardır devam eden ve bakanlıktan onay bekleyen onca sorunu varken elini kolunu bağlamaya yönelik cezalarla sindirilmeye ve iş yapamaz hale getirilmeye çalışıldığına işaret eden Nalbantoğlu, “Ne yaparsanız yapın, İzmir’in iradesine yenik düşeceksiniz” dedi.

Son zamanlarda AKP iktidarının CHP’li belediyelere yönelik operasyonlarının hız kazandığına dikkat çeken Nalbantoğlu, yaptığı yazılı açıklamada şu ifadelere yer verdi:

AKILLARINCA CHP'Lİ BELEDİYEYİ CEZALANDIRACAKLAR 

“Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı “Torbalı, Menemen ve Kiraz’daki atık su arıtma tesislerinin standartlara uymadığı, Tire’de ise gerekli önlemleri almadan vahşi depolama yaptığı gerekçesiyle İzmir Büyükşehir Belediyesine 3 milyon 854 bin 237 TL ceza kesmiş ve bunu da büyük bir başarıymış gibi kamuoyuna servis etmiştir. Adı Çevre, Şehircilik ve İklim Bakanlığı olan ama bugüne kadar verdiği ÇED raporlarıyla ülkemizde ne kadar çevre katliamı varsa hepsinin altında imzası olan Bakanlığın İzmir’de sergilediği çevreye ve insan sağlığına duyarlı bu yaklaşımdan dolayı gözlerimin yaşardığını belirtmek isterim. Büyükşehir Belediyemiz tarafından yapılan açıklamada da belirtildiği gibi bu cezalar tamamen partizanca yaklaşımla kesilmiş olup, haksız, hukuksuz ve mesnetsizdir. Bir türlü hazmedemedikleri seçim yenilgilerinin acısını bu tür cezalarla çıkartmaya çalışıyorlar. Akıllarınca CHP’li Belediyeyi cezalandırdıklarını sanıyorlar. Ama bütün İzmirlileri cezalandırdıklarının ve İzmir’de yaşayanların yarısına yakınının kendilerine oy verdiklerini unutuyorlar. Gözleri o kadar şaşı bakıyor ki, gerçeklik algısını kaybederek kötülükte sınır tanımama aşamasına geçtiklerinin farkında bile değiller.”

ÇEVRE KATLİAMLARININ SORUMLUSU BAKANLIK

CHP’li belediyelere yönelik SGK operasyonlarını da hatırlatan Nalbantoğlu, “haksız ve hukuksuz şekilde kesilen cezalarla alınan İzmir’in paraları nereye ve hangi mecralara akıtılacaktır” diyerek Bakanlığa şu sözlerle yüklendi: “Ergene’de, Gediz’de, Aliağa’da, Efemçukuru’nda, Bergama’da, Kaz Dağları’nda, AK Belen’de, Artvin’de, Rize’de Erzincan’da ve daha birçok yerde yaşanan çevre katliamlarının ve buna bağlı ölümlerin bir numaralı sorumlusu olan Bakanlık, sadece ve sadece aldığı bir numune üzerinden İzmir’in, İzmirlinin bütçesine el koyuyor. Hakkını gasp ediyor. Aylık olarak numunelerin alındığı, akredite laboratuvarında analizlerinin yapıldığı tesislerin, bir şikâyet gerekçe gösterilerek anlık olarak denetime tabi tutulması ve sonrasında değerler normal çıkmasına karşın ceza kesilmesi İzmir’e olan bakış açılarının bir yansımasıdır.  Yıllardır bütçeden hak ettiği ölçüde ödenek almayan ve kendi yağıyla kavrulmaya çalışan İzmir’e destek olmadığınızı biliyoruz bari köstek olmayın. İzmir’de devam eden sorunların çözümüne onay vermeyerek daha da katlanmasının sebebi olan bakanlık, bugüne kadar aynı gerekçelerle hangi belediyelere ne kadar ceza kesmiş merak ediyorum. Ceza kesilen belediyeler arasında AKP’li olanlar var mı soruyorum. Yazılı önergeyle konuyu Meclis’te de gündeme taşıyarak hem İzmir’in hem İzmirlinin hakkını sonuna kadar savunacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

ednan arslan-3

ARSLAN: SEN ÖNCE KAZ DAĞLARININ VE İMAR AFLARININ HESABINI VER!

CHP İzmir Milletvekili Ednan Arslan da Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un Plan Bütçe Komisyonu Bütçe görüşmelerinde İzmir Körfezi üzerinden CHP’yi hedef almasına sert tepki gösterdi. CHP’li Arslan; “Bakanın görevi, hedef göstermek değil, çözüm üretmektir.” dedi.

Arslan’ın açıklamaları şöyle:

“Bugün Plan Bütçe Komisyonu’nda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, vatandaşın vergilerinden oluşan bütçeyi nasıl harcadıklarını anlatmak ve TBMM’nin denetimine sunmak için katıldığı toplantıda, son 22 yılda rant uğruna görmezden geldikleri çevre talanına ve bütçeden ayrılan milyarlarca liraya karşın önleyemedikleri çevre felaketlerine açıklık getireceğine, İzmir Körfezi üzerinden yine partimizi hedef almış. Sayın Bakan önce imar aflarının, İliç çevre katliamının, Akbelen ağaçlarının, kaz dağlarının İzmir’e sokmaya çalıştıkları Asbestli gemilerin hesabını versin. 

Bakanın unuttuğu veya bilmezden geldiği bir şey var, İzmir Türkiye Cumhuriyeti’nin bir kenti, İzmir halkı da Türkiye Cumhuriyeti’nin halkıdır. Sayın Bakan ve başında bulunduğu Bakanlık da Türkiye Cumhuriyeti’nin bakanlığıdır. İzmir Körfezi’nde yaşanan kirliliğe müdahale etmek de bu kirliliğin sebeplerini bulup ortadan kaldırmak da Murat Kurum’un asli görevidir. Kirliliğe sebep olarak sürekli İzmir Büyükşehir Belediyemizi hedef gösterme çabasında olan bakanın görevi, hedef göstermek değil, çözüm üretmektir.

Hal böyleyken tekrar soralım; Oluşan kirlilikte Gediz nehrinin, limanın ve Organize sanayi tesislerinin payı yok mudur? Bakanlık neden hiçbir tarama faaliyetinde bulunmuyor ve ivedilik ile çözüm odaklı hareket etmiyor? Büyükşehir belediyemizin körfezin temizliğini sağlayacak projelerine neden kredi izni verilmiyor?

Bütün bunlara karşın, İzmir Büyükşehir Belediyemiz, Çiğli 4.Faz’ı 2025’in Nisan ayında devreye alacak. Haziran ayına kadar 800.000 m3 tarama ile son 20 yılda yapılan toplam temizliğin üstünde bir tarama gerçekleştirecek. Yağmur suyu ayrıştırma için toplamda 5 milyar TL’lik yatırımı 2025 yılında hayata geçirecek.”

 

Türeli: Büyükşehir Belediyesi ile Bakanlığın bir araya gelmesine hangi engel var? Böyle bir usulü ilk defa görüyorum!

CHP İzmir Milletvekili ve CHP Plan ve Bütçe Komisyonu Sözcüsü Rahmi Aşkın Türeli, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’un Plan ve Bütçe Komisyonu toplantısında yaptığı İzmir Büyükşehir Belediyesini suçlayıcı konuşmasına usul üzerinde söz alarak cevap verdi:  

CHP'li Türeli şunları söyledi: Şimdi, bakın, bir kere şunu söyleyeyim: Ben böyle bir usulü ilk defa gördüm. Bana göre bu, devlet yönetimi açısından son derece vahim ve acınacak bir durum çünkü Çevre ve Şehircilik Bakanı, Türkiye Büyük Millet Meclisine gelerek burada Plan ve Bütçe Komisyonunda İzmir Büyükşehir Belediye Başkanını şikâyet etti ve çok sert eleştirdi. Böyle bir şey ne zaman oldu? Ben ilk defa görüyorum, biri merkezi Hükûmet, biri yerel yönetim! Bir bakanın gelip başka bir bakanı, başka bir devlet organını, belediye başkanını, bir kurum başkanını eleştirdiği ne zaman gördünüz, hatırlıyor musunuz? Görülmüş bir şey değil ki. Böyle bir usul yok arkadaşlar, yapmayın ya! Devlet organları arasında böyle bir usul yok. Bir araya gelirler, toplantı yaparlar, konuşurlar. Engel mi var buna, arkadaşlar?

Murat Kurum, bütün devlet teamüllerini, devlet geleneğini, ciddiyetini hiçe sayıyor!

İkinci konu bununla da bağlantılı, bütçeyi konuşuyoruz. Bütçenin görüşmesi şöyle olur: Bakan sunuşunu yapar, ne olacağını, kendisi önümüzdeki dönem neyi planlıyor diye sunumunu yapar. Bizler milletvekili olarak sonra düşüncelerimizi, eleştirilerimizi söyleriz. En sonunda Bakan cevap verir. Usul bu, arkadaşlar! Daha önce böyle bir usul yapmadık; burası Bütçe. Bakan bütün devlet teamüllerini, devlet geleneğini, ciddiyetini hiçe sayarak gelip Plan ve Bütçe Komisyonunda, burada bir Büyükşehir Belediye Başkanını eleştirdi. Yani böyle bir şey olabilir mi? Varsa bir şey yapılır toplantılar, bu konu çözülür.

Yetki bakanlıkta, İBB’de değil! İzmir’i cezalandırıyorsunuz. İzmir’de her partiye oy veren insanlar yaşıyor.

İzmir Körfezi’ndeki kirlilik konusunu doğru tartışmamız lazım. Sadece arıtma kaynaklı bir kirlilik yok. Körfez’in dibinde temizlik çalışmaları yapılması lazım. Navigasyon, sirkülasyon kanalları, Körfez’e akan derelerin temizliği, özellikle Gediz Nehri, sanayi tesisleri, tersaneler, gemiler… Bütün bunların hepsinin yetkisi Bakanlıkta, İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığında değil. 2017 yılında Bakanlığın da kabul ettiği ve onayladığı bir proje var, hâlâ hayata geçmemiş. Bakın, üzerinden kaç yıl geçmiş? Yedi yıl geçmiş, hâlâ bir şey olmamış. İzmir ili yabancı bir ülkenin sınırlarında değil, İzmir ilinde her siyasi partiye oy veren insanlar yaşıyor, İzmir'i cezalandırıyorsunuz.

Memleket yönetmek ciddiyet ister, adalet gerektirir. Bir bakanın kendi sorumluluklarını unutup bir yerel yönetimi eleştirmesi kabul edilemez!

Geçmişte de oldu; İstanbul ve Ankara metrolarını Ulaştırma Bakanlığı üstlendi, İzmir Belediyesi, metroyu kendi başına yaptı. İzmir'de Buca metrosuyla ilgili Dünya Bankası kredisi bulundu, kredi Cumhurbaşkanı tarafından onaylanmadı. Bunun gibi yatırım bazında size yüzlerce örnek veririm. Burada doğru bu değil; böyle olmaz. Memleketi yönetmek ciddiyet gerektirir, adalet gerektirir; böyle olmaz. Hele burada gelip de tartışarak burada oturup da bir bakanın yerel yönetimi eleştirmesini kabul etmek mümkün değil arkadaşlar, yapmayın.

Böyle şey olur mu ya! Bu kadar gayri ciddi, bu kadar usullere yakışmayan bir şey, açıkçası benim tüylerimi diken diken etti. Yani üzgünüm. Böyle bir konuşmayı dinlemiş olmaktan son derece üzüntü ve hicap duyuyorum. Böyle bir şey olmaz.

Kaynak: HABER MERKEZİ