9 EYLÜL- Cumhuriyet Halk Partisi İzmir Milletvekili Rıfat Nalbantoğlu, Avrupa Güvenlik ve İşbirliği Teşkilatı (AGİT) tarafından 14 ve 28 Mayıs seçimleri için yayımlanan gözlem raporunu değerlendirdi. Rapor, Türkiye'nin son 22 yılını ele alarak ülkenin iç durumunu gözler önüne serdi. Nalbantoğlu, raporun, Türkiye'deki demokrasi, adalet ve eşitlik gibi temel kavramların zayıflığına işaret ettiğini belirtti. Nalbantoğlu'na göre, AGİT'in raporu, Türkiye'nin içler acısı durumunu bir kez daha ortaya koyuyor.
Devlet Kaynaklarının Kötüye Kullanılması
CHP İzmir Milletvekili Nalbantoğlu, raporda devletin ve idari kaynakların kötüye kullanıldığının altının çizildiğine dikkat çekti. Siyaset kurumu ile devlet arasındaki ayrımın başkanlık sistemiyle ortadan kalktığını ve bu durumun yıllardır konuşulduğunu ifade etti. Cumhurbaşkanı ve bakanların siyasi yarışta koltuklarını mevzuatı göz ardı ederek kullandığını, açılışlar yaptığını ve sosyal yardımlarda bulunarak siyasi güç elde ettiğini belirten Nalbantoğlu, raporun "Parti ile devlet arasındaki ilişki bulanıklaşmıştır" ifadesine vurgu yaptı. Kontrolsüz güç kullanımının hukuki ve ahlaki meşruiyeti tartışmalı hale getirdiğine işaret etti.
Deprem Mağdurlarının Durumu
Nalbantoğlu, raporda deprem nedeniyle yer değiştiren mağdurların oy kullanma haklarının engellenmediğini, aksine kolaylaştırılması gerektiğini söyledi. Ancak raporun aksine, 2 milyon depremzedenin oylarını kullanmasının engellendiğini, ikamet adreslerinin değiştirildiğini belirtti. Bu durumun adalet ve demokrasiyle bağdaşmadığını vurguladı.
İfade Özgürlüğü ve Seçimler
Nalbantoğlu, AGİT raporunun, ifade özgürlüğünün ve seçme-seçilme haklarının sıkıntılı olduğu bir ortamda yerel seçimlere girildiğini gösterdiğini söyledi. Seçimlerin tek başına bir iktidara meşruiyet kazandırmayacağını ve özellikle bu seçimin iplerinin aynı iktidarın elinde olması durumunda büyük tehditlerle karşı karşıya kalınabileceğini belirtti.
Nalbantoğlu, Türkiye'nin demokratik değerlerinin sorgulandığı bir dönemde yerel seçimlere hazırlandıklarını ifade ederek, sorumluluklarının büyük olduğunu söyledi. Türkiye'nin kaybedecek zamanı olmadığını vurguladı.
