Sındır, TBMM Başkanlığına sunduğu önergeyle; Torbalı’da özel bir firmaya ait yıllık 60 bin ton kapasiteli tehlikeli atık tesisi için İzmir Valiliği’nce ÇED Raporu gerekli değildir kararının hangi gerekçeyle alındığını ve fabrikanın kurulacağı alanın tarım ve sanayi alanı olarak geçmesine rağmen verilen izni Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a sordu.
Kurum’u temsil ettiği makamın gereğini yapmaya davet eden Sındır, “böylesi bir tesisin, toprağa, havaya ve sularımıza vereceği tahribatı gelecek kuşaklara anlatamazsınız. Bölgenin tarımsal üretim potansiyelini göz ardı ederek, üretime vereceği zararı hesaba katmadan aldığınız bu kararın altından kalkamazsınız. Çevreyi korumakla görevli olan bir bakanın böylesi tehlikeli bir atık tesisinin yapımına izin vermesi temsil ettiği makama yakışmıyor” dedi.
“ÇED DEĞİL, GEREKSİZ OLAN AKP!”
AKP iktidarı süresince verilen ÇED raporlarına ve ÇED gerekli değildir kararlarına dikkat çekerek sözlerine başlayan Sındır, “bugün sağlıklı, yaşanabilir ve sürdürülebilir çevre - doğa anlayışının göz ardı edilmesinin maalesef ülkece acı sonuçlarını yaşıyoruz. 20 yıldır AKP iktidarına çevremizi, doğamızı korumanın önemini anlatmaktan dilimizde tüy bitti. Doğaya sadece rant gözlüğü ile bakan, doğayı plansız ve aşırı bir şekilde kullanarak kirleten bu zihniyet bugün çevre sorunlarının en büyük sorumlusudur. 20 yıllık iktidarı boyunca toplamda yapılan 81 bin 773 başvuru içerisinde ÇED olumsuz kararını sadece 24 kez, ÇED gerekli değildir kararını ise 28 bin 944 kez veren bir iktidar ile karşı karşıyayız. İzmir Torbalı’da yapılacak olan tehlikeli atık tesisi için bakanlık tarafından değerlendirme yapılmış ve Valilik kararı ile Çevre Etki Değerlendirme Raporu (ÇED) gerekli değildir kararı alınmış. İnanılır gibi değil. ÇED’i gerekli kılacak tehlikeli atık miktarının en az ne olması gerekmektedir sayın bakan? Yılda 60 bin ton tehlikeli atık için hangi gerekçe ile en azından bilimsel bir değerlendirme yapılmasına ve bu bağlamda ÇED’e gerek görülmemiştir? Çevre değerlerini korumayan toplumların kalıcı ve sağlıklı gelişmesinin söz konusu olmayacağını unutmayın sayın bakan. Öyle görünüyor ki, ÇED değil aslında AKP ve onun Bakanı gerekli değildir” dedi.
“EKONOMİNİN EKOLOJİK KAYGILARIN ÖNÜNE GEÇTİĞİ ANLAYIŞ”
Tehlikeli atık tesisi kurulacağı alanın 1/100 bin ve 1/5 binlik imar planlarında tarım ve sanayi alanı olduğunun altını çizerek sözlerine devam den Sındır, “Atıkların depolanacağı tesisin yapılacağı alan, imar planlarında sanayi ve tarım alanı olarak görünüyor. Bu alanlarda atık depolama tesisi kurulmasına izin verilmesinin gerekçesi nedir sayın bakan? Tesisin kurulmasıyla tarım ve sanayi arazilerinin bu tesisten olumsuz yönde etkileneceğini düşünebilecek, bundan kaygılanacak bakanlığınızda ve İzmir Valiliğinde tek bir bürokratınız, uzmanınız ya da teknik personeliniz yok mu? Doğal yaşamının hiçe sayıldığı, çevre sağlığının umursanmadığı, her şeyin para ve rant ile değerlendirildiği, ekonominin ekolojik kaygıların önüne geçtiği bir anlayışa sahip iktidarda böyle kaygıların olmaması artık bizi şaşırtmıyor. Uyarıyorum; böylesi bir tesisin, toprağa, havaya ve sularımıza vereceği tahribatı gelecek kuşaklara anlatamazsınız. Bölgenin tarımsal üretim potansiyelini göz ardı ederek, üretime vereceği zararı hesaba katmadan aldığınız bu kararın altından kalkamazsınız. Doğduğumuz, büyüdüğümüz, yürüdüğümüz, soluduğumuz kısaca yaşadığımız çevreye dostça bakmayan anlayışa ilk seçimlerde son vermek için elimizden gelen her şeyi yapacağız. Çocuklarımızın, torunlarımızın da bu çevre üzerinde hakkı olduğunu siz çoktan unuttunuz ama biz unutmadık. Artık yeter” dedi.
“RANT VE TALAN ODAKLI AKP İKTİDARININ İŞİ”
Sındır, sözlerini şöyle sonlandırdı: “İzmir il sınırları içerisinde 8 adet tabiat parkı bulunduğu bilinirken bu alanlardan olan Torbalı’daki Efeoğlu Tabiat Parkı’nın yanı başına tehlikeli atık tesisinin yapımına ancak para, rant ve talan üçgenine sıkışan bir iktidar izin verirdi. Gaziemir’in radyasyonlu atık sorunu 15 yıldır çözülemezken İzmir sınırları içerisinde ÇED gerekli görülmeden yeni bir atık depolama tesisinin kurulmasına izin verilmesi ancak AKP’nin rant ve talan odaklı iktidarının işi olur.”
Sındır, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum’a yanıtlaması istemiyle TBMM’ye verdiği yazılı soru önergesinde şu soruları yöneltti:
1. Atıkların depolanacağı tesisin imar planlarında sanayi ve tarım alanı olduğu doğru mudur? Doğru ise bu alanlarda atık depolama tesisi kurulmasına izin verilmesinin gerekçesi nedir? Tesisin kurulmasıyla tarım ve sanayi arazileri bu tesisten olumsuz yönde etkilenmeyecek midir?
2. ÇED’i gerekli kılacak tehlikeli atık miktarının en az ne olması gerekmektedir? Yılda 60 bin ton tehlikeli atık için hangi gerekçe ile ÇED’e gerek görülmemiştir?
3. ÇED Gerekli Değildir kararını veren İzmir Valiliği hangi teknik ve uzman kadro ile böyle bir karar vermiştir?
4. Böylesi bir tesisin, toprağa, havaya ve sularımıza olumsuz herhangi bir etkisinin olmayacağı iddiasının temelinde hangi gerekçeler vardır?
5. Torbalı bölgesinde, söz konusu tesisin planlandığı alan ve çevresinde, başka sanayi, maden, vd. kirletici potansiyeli yüksek tesis bulunmakta mıdır? Yok ise planlanan başka tesis(ler) var mıdır?
6. Bölgenin tarımsal üretim potansiyeli nedir ve bu tesisin bu üretime olumsuz etki yaratacağı düşünülmemekte midir?