Dünya Bankası tarafından hazırlanan Findex 2025 raporu, küresel finansal sistemlerde yaşanan önemli bir dönüşümü gözler önüne serdi. Rapora göre, özellikle düşük ve orta gelirli ülkelerde mobil ödeme sistemleri ve mobil banka hesabı kullanımının yaygınlaşması, bireylerin tasarruflarını yönetme biçimlerinde devrim niteliğinde bir değişim yaratıyor. Bu dijitalleşme, sadece kişisel finansal yönetime olumlu katkı sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bankacılık sistemi aracılığıyla kayıt dışılığı önleme ve ekonomiye daha fazla katkı sağlama potansiyeli taşıyor.

Akıllı telefonlar ve iletişim teknolojisinin hızla gelişmesi, ödeme sistemleri başta olmak üzere finansal teknolojilerin (fintek) yoğunlaşmasına neden oldu. Rapor, gelişmekte olan ülkelerde yetişkinlerin yüzde 10'unun artık mobil ödeme sistemi kullanmaya başladığını, mobil banka hesabı açanların oranının ise 2024 sonu itibarıyla yüzde 40'a ulaştığını belirtiyor. Sahra Altı Afrika gibi bölgelerde bile bu oranın yüzde 35'e çıkması, dijital finansal hizmetlere erişimin küresel çapta yaygınlaştığını gösteriyor.

Mobil finansın bireysel ekonomiye katkısı

Rapor, mobil ödeme sistemleri dahil finansal teknolojilerin kullanımının, bireylere finansal varlıklarını daha uygun maliyetli ve etkin bir şekilde yönetme imkanı sağladığını savunuyor. Bu durum, özellikle gelişmekte olan ekonomilerde daha belirgin olarak gözleniyor. Geleneksel bankacılık hizmetlerine erişimin zor veya maliyetli olduğu bölgelerde mobil finans, önemli bir boşluğu dolduruyor.

Finansal teknolojilerin yaygınlaşmasıyla birlikte bireyler, banka şubelerine gitme ihtiyacı duymadan, cep telefonları aracılığıyla para transferi yapabiliyor, fatura ödeyebiliyor, tasarruf hesabı açabiliyor ve hatta küçük ölçekli kredilere ulaşabiliyor. Bu kolaylık, özellikle kırsal bölgelerde yaşayan veya geleneksel bankacılık sistemine uzak olan kişiler için finansal kapsayıcılığı artırıyor.

Ayrıca, dijitalleşmenin sadece bireylerin değil, işletmelerin ve ülkelerin finansal dayanıklılığını da güçlendirmeye yardımcı olduğu, ülkelerin ekonomisine daha fazla katkı sağladığı sonucuna varıldı. Kayıt dışı ekonominin azaltılması, vergi gelirlerinin artırılması ve şeffaflığın sağlanması gibi faydaları da beraberinde getiriyor.

Dijital uçurum: 1,3 milyar yetişkin hâlâ dışarıda

Rapora göre, küresel çapta yetişkin bireylerinin yüzde 80'i sayısal ortamda finansal hesaba sahip. Bu oran, 2011'de sadece yüzde 50 iken, pandemi ile birlikte hızlı bir yükseliş gösterdi. Ancak bu olumlu gelişmeye rağmen, hala 1.3 milyar yetişkinin sayısal ortamda bir finansal hesabı bulunmuyor. Bu durum, finansal kapsayıcılık konusunda hala önemli bir dijital uçurumun varlığını gösteriyor.

Bu kişilerin büyük bir çoğunluğunun gelişmekte olan ülkelerde yaşadığı ve genellikle düşük gelirli, kırsal veya eğitim düzeyi düşük kesimlerden geldiği belirtiliyor. Finansal hizmetlere erişimdeki bu eşitsizlik, onların ekonomik olarak daha kırılgan hale gelmelerine neden oluyor ve yoksullukla mücadeleyi zorlaştırıyor.

Rapor verilerine göre dünya genelinde yetişkinlerin yüzde 86'sı mobil telefon kullanıyor ve bunların da yüzde 68'i akıllı telefonlardan oluşuyor. Bu yüksek mobil cihaz sahipliği oranı, dijital finansal hizmetlerin gelecekte daha da yaygınlaşma potansiyelini işaret ediyor.

Türkiye'deki dijitalleşme ve eşitsizlikler

Türkiye'nin de dahil olduğu Avrupa ve Orta Asya bölgesinde cep telefonu kullanımının yüzde 94'e ulaştığı belirtildi. Bu oran, bölgeyi tüm diğer bölgeler içinde en fazla internet erişimi olan bölge niteliğine taşıyor. Türkiye, mobil bankacılık ve dijital ödeme sistemleri konusunda önemli ilerlemeler kaydetti.

Ancak raporda, sayısal ödeme sistemleri ve hesap sahipliğinde kadın-erkek eşitsizliğine de vurgu yapıldı. Türkiye'nin de dahil olduğu bazı ülkelerde kadınların aileden başka kişilerin hesap sahipliği olması nedeniyle banka hesabı açmadığı belirtildi. Türkiye'de yetişkinlerin dörtte birinin hala hesap sahibi olmadığı ve bunda kadınların bu tutumlarının etkili olduğu kaydedildi.

Bu durum, kadınların ekonomik hayata katılımının önündeki engellerden biri olarak değerlendiriliyor. Finansal okuryazarlık seviyesinin artırılması ve kadınların finansal hizmetlere erişiminin kolaylaştırılması, toplumsal kalkınma için kritik önem taşıyor.

Raporda, Türkiye için, tutar bazında bakıldığında ödemelerin yüzde 40 oranında hala nakit olarak yapıldığı belirtildi. Bu oran, dijitalleşmeye rağmen nakit kullanımının hala önemli bir yer tuttuğunu gösteriyor. Borçlanma araçlarında ise kredi kartı kullanımının baskın olduğuna dikkat çekildi.

Kamu ödemeleri ve tarımsal destekler dijitalleşmeli

Rapor, sayısal ödeme sistemlerinin yaygınlaştırılmasında çok çeşitli motive edici yöntemler olabileceğini belirtiyor. Bunlar içinde öne çıkanların ise kamu ödemeleri ve tarımsal ürünler-gıda olduğu vurgulandı. Tarımsal destekler ve gıda ürünlerinin satışlarının sayısal yöntemlerle ödemesinin yapılmasının bir yol olabileceği belirtildi.

Çiğ süte zam geldi!
Çiğ süte zam geldi!
İçeriği Görüntüle

Bu yaklaşım, çiftçilerin finansal sisteme entegrasyonunu hızlandırabilir ve kayıt dışılığın azaltılmasına katkı sağlayabilir. Ayrıca, emeklilik ödemeleri, destekler, yarı kamusal olan elektrik, su vb. düzenli fatura ödemelerinin sayısallaştırmasının banka hesabı sahipliğini ve ödeme sistemlerini yaygınlaştıracağına dikkat çekildi.

Kamunun bu alanda atacağı adımlar, dijital dönüşümün hızlanması ve finansal kapsayıcılığın artırılması açısından kritik rol oynayacak. Devlet, dijital ödeme yöntemlerinin yaygınlaştırılması için teşvikler sağlayabilir ve vatandaşları bu sistemleri kullanmaya teşvik edebilir.

Finansal kapsayıcılık ve gelecek

Dünya Bankası raporu, finansal kapsayıcılığın sadece bireysel refah için değil, ülke ekonomilerinin genel sağlığı için de vazgeçilmez olduğunu vurguluyor. Finansal hizmetlere erişimi olmayan bireylerin ekonomik olarak daha kırılgan olduğu ve krizlere karşı daha savunmasız kaldığı belirtiliyor.

Dijitalleşme, bu eşitsizliği gidermek ve finansal hizmetleri daha geniş kitlelere ulaştırmak için büyük bir fırsat sunuyor. Ancak bu fırsatın tam olarak değerlendirilebilmesi için altyapı yatırımları, dijital okuryazarlık eğitimleri ve düzenleyici çerçevelerin geliştirilmesi gerekiyor.

Finansal teknolojilerin gelişimi, yeni iş modelleri ve istihdam olanakları yaratırken, siber güvenlik ve veri gizliliği gibi yeni riskleri de beraberinde getiriyor. Bu risklerin etkin bir şekilde yönetilmesi, dijital finansal sistemlerin sürdürülebilirliği için hayati önem taşıyor.

Gelecekte mobil cihazlar aracılığıyla finansal hizmetlere erişimin daha da kolaylaşması bekleniyor. Yapay zeka, blockchain ve büyük veri gibi teknolojiler, finansal hizmetlerin daha kişiselleştirilmiş ve verimli hale gelmesini sağlayabilir. Dünya Bankası'nın bu raporu, küresel finansal sistemin geleceğine dair önemli ipuçları sunuyor.

Kaynak: HABER MERKEZİ