İnci ONGUN / İzmir’in Dikili ilçesinde art arda yaşanan iki ayrı hayvan ölümü vakası, kamuoyunda geniş yankı uyandırdı. Sokak köpeklerinin sağlık kontrolleri yapılmadan barınağa alınması ve barınaktaki hijyen koşullarına ilişkin iddialar sonrası bir köpeğin ölmesiyle başlayan tartışmalar, kısa süre sonra başka hayvanların kapalı bir araçla taşınırken hayatını kaybetmesiyle büyüdü. Olaylar, Türkiye genelinde süren “Hayvanları Koruma Kanunu” tartışmaları çerçevesinde değerlendirilirken, hem Dikili Belediyesi’nden hem de hayvan hakları savunucularından açıklamalar geldi.
ARES’İN TRAJİK SONU
İlk olayda, “Ares” adı verilen sokak köpeği, denize girmesi nedeniyle vatandaş şikâyeti üzerine belediye ekiplerince barınağa götürüldü. İddiaya göre Ares, burada herhangi bir sağlık taramasına tabi tutulmadan padoklara yerleştirildi. Ardından sosyal medya üzerinden sahiplenilen köpek, yeni evine götürüldükten sonra rahatsızlandı ve kısa sürede hayatını kaybetti.
KAPALI ARAÇTA HAYVAN TAŞIMACILIĞI TARTIŞMASI
İkinci olayda ise, Dikili Belediyesi tarafından toplanan köpeklerin birbirine iple bağlanarak kapalı metal kasalı bir araçla İzmir’e taşındığı ve yolculuk sırasında bazı hayvanların havasızlıktan hayatını kaybettiği öne sürüldü. Görüntüler sosyal medyada geniş yankı bulurken, kamuoyunda “hayvanlara kötü muamele” tartışmaları yeniden gündeme geldi.
BELEDİYEDEN AÇIKLAMA
Dikili Belediyesi, yaşanan gelişmelerin ardından yaptığı açıklamada, barınak kapasitesinin yetersiz olduğunu ve bu nedenle bazı hayvanların İzmir Büyükşehir Belediyesi’ne bağlı Pako Barınağı’na nakledildiğini belirtti. Açıklamada, süreçle ilgili sorumluluğu bulunan Veteriner İşleri Müdürü’nün görevden alındığı da duyuruldu. Ancak kamuoyunun merak ettiği birçok soru hâlâ yanıtlanmış değil: Görevden alınan müdür başka bir pozisyona mı geçti? Yerine kimin atanacağı, yeni sürecin nasıl yürütüleceği ve barınaktaki koşulların ne zaman iyileştirileceği gibi konular belirsizliğini koruyor.
HAK SAVUNUCULARINDAN AÇIKLAMA
Yaşanan olayların ardından açıklama yapan birçok hayvan hakları savunucusu ve sivil toplum kuruluşu, vakaları münferit değil, sistematik bir uygulamanın sonucu olarak değerlendiriyor.
Hayvan hakları aktivistleri çağrıda bulundu, “Bu olaylar bize bir gerçeği hatırlatıyor: Sokakta yaşayan hayvanlar birer tehdit değil, toplumun parçası. Yaşam hakları kanunla güvence altına alınmıştır. Barınakların şeffaf ve denetlenebilir olması gerekir. Belediyeler hayvanları toplamak yerine kısırlaştırma, aşılama ve yerinde yaşamı desteklemeli. Kurumlar arası iş birliği, gönüllülerle iletişim ve bilimsel yöntemler esas alınmadan yürütülen her uygulama, hayvanların yaşam hakkını ihlal eder.”
DİYALOG ÇAĞRISI
İlçede yaşayan bazı yurttaşlar, yaşananları üzüntüyle karşıladıklarını ifade ederken, hayvanların sokakta kontrolsüzce çoğalmasının da bir sorun haline geldiğini belirtiyor. Kimi vatandaşlar daha fazla denetim ve çözüm talep ederken, kimileri de hayvanların toplanarak yok edilmesine karşı çıkıyor. Ortak görüş ise bu tartışmaların sağduyulu, diyalog zemininde ele alınması yönünde. Sürece ilişkin yeni açıklamaların önümüzdeki günlerde gelmesi bekleniyor.