Ulusal Kanal'da yayınlanan Çıkış Yolu programında, Teori Dergisi'nin "Modernleşme" sayısı ele alındı. Programa Vatan Partisi Genel Başkanı Doğu Perinçek, Teori Yazı Kurulu Üyesi Nadir Temeloğlu ve Besteci Yazar Ekrem Ataer katıldı.

Perinçek: "Modernizm ve devrimcilik iki karşıt anlayıştır. Kapitalizmin yükseliş çağındaki modernleşme ile emperyalizm dönemindeki modernleşme farklıdır."

"MODERNİZM BİR DAYATMAYA DÖNÜŞTÜ"

Perinçek, kapitalizmin emperyalist bir karakter kazanmasıyla modernizmin tanımının da değiştiğini ve bir dayatmaya dönüştüğünü söyledi.

Perinçek: "19. yüzyıl sonlarında emperyalist ülkeler, kendilerine yarayan, dünyayı sömürme sistemine uygun ilişkileri Hindistan'a, Osmanlı'ya, Çin'e dayattılar."

"TANZİMAT, GERİCİLİĞİN VE YIKILMASI GEREKEN BİR SİSTEMİN BAŞLANGICIDIR"

Perinçek, Türkiye'de modernleşme sürecinin esas olarak 1838 Baltalimanı Antlaşması ile başladığını belirterek, modernleşme teorilerinin devrimcilik ile gericiliği buluşturmaya çalıştığını ifade etti:

Perinçek: "Tanzimat, 1838 Baltalimanı Antlaşması ve 1839 Tanzimat Fermanı'yla başlayan modernleşme süreci, liberal tarihçiler tarafından ilericiliğin başlangıcı olarak yorumlanır. Ancak devrimciler, Tanzimat'ı gericilik olarak görür. Tanzimatçı padişahlar okullar açtılar, yeni askeri sistemler getirdiler ancak aynı zamanda emperyalizmin ekonomisine de serbestlik tanıdılar. Zindanlarında ise Türk milliyetçileri ve Türk devrimcileri yattı."

Bakan Güler, yıllık toplantıya katıldı Bakan Güler, yıllık toplantıya katıldı

"MODERNİZM TOPLUMU DEĞERLERİNDEN UZAKLAŞTIRIYOR"

Besteci-Yazar Ekrem Ataer ise modern sözcüğünün, 5. yüzyılda Hristiyanların çok tanrılı dinlere inananları aşağılamak için kullandığı bir sözcük olduğunu ve bir dayatmayı içerdiğini belirterek, "Modernizm, toplumu ve aydınları var olan değerlerinden uzaklaştırıyor. Tiyatroda, müzikte, opera ve balede hep Batı taklit ediliyor" dedi ve ekledi:

"Nazım Hikmet'in dediği gibi 'melus eli'ni artık bileğimizden kesmemiz gerekiyor."

TANZİMAT TARTIŞMASI BUGÜN DE GÜNCEL

Teori Yazı Kurulu Üyesi Nadir Temeloğlu ise Tanzimat Edebiyatı tanımlamasının yanlış olduğunu ve Tanzimatçı zihniyetin bugün de var olduğunu belirterek, Zülfü Livaneli'nin "Kaplanın Sırtında" romanını örnek gösterdi.

Temeloğlu: "Zülfü Livaneli, 'Kaplanın Sırtında' adlı romanında Abdülhamit'i hem muhafazakarlara hem de Atatürkçülere modernist ve Batıcı olarak göstermeye çalışıyor. Bugün modernizm teorisini güncel bir roman üzerinden tartışabiliyoruz."

Temeloğlu, Namık Kemal, Ahmet Mithat Efendi gibi Tanzimat dönemi yazarlarının eserlerinde Batıcılığı eleştirdiğini de sözlerine ekledi.

Kaynak: HABER MERKEZİ