Türkiye ekonomisinin temel dinamiklerini ve girişimcilik iklimini yansıtan en önemli göstergelerden biri olan kurulan ve kapanan şirket istatistikleri, 2025 yılının ilk beş aylık dönemine dair endişe verici sinyaller veriyor. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından açıklanan Mayıs 2025 verileri, ekonomik zorlukların ve belirsizliklerin ticari hayat üzerinde yarattığı baskıyı net bir şekilde ortaya koydu. Bir yandan yeni şirket kurma iştahında gözle görülür bir azalma yaşanırken, diğer yandan kepenk indiren işletmelerin sayısındaki artış, ekonominin genel sağlığına ilişkin soru işaretlerini derinleştiriyor. Bu durum, sadece makroekonomik bir veri olmanın ötesinde, binlerce girişimcinin hayallerinin sona erdiği, on binlerce çalışanın işsiz kalma riskiyle yüzleştiği ve piyasalardaki rekabetin daraldığı bir sosyal dramı da beraberinde getiriyor.
Yılın ilk beş ayında karamsar tablo: Kurulan azaldı, kapanan arttı
2025 yılının Ocak-Mayıs dönemini kapsayan beş aylık veriler, Türkiye'nin ticari hayatındaki genel eğilimi gözler önüne seriyor. TOBB'un resmi istatistiklerine göre, bu dönemde Türkiye genelinde kurulan şirket sayısı, bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 2,6 oranında bir azalış göstererek 44 bin 896'ya geriledi. Bu düşüş, yeni iş kurma ve girişimcilik ekosistemine katılma motivasyonunun zayıfladığını gösteren önemli bir işaret olarak yorumlanıyor.
Ancak madalyonun diğer ve daha endişe verici yüzünde, kapanan şirket sayısındaki dramatik artış yer alıyor. Aynı beş aylık dönemde, faaliyetlerine son veren şirket sayısı, geçen yıla kıyasla yüzde 12'lik bir artışla 11 bin 108'e ulaştı. Bu rakam, her gün ortalama 70'ten fazla şirketin ticari hayatını sonlandırdığı anlamına geliyor. Yeni kurulan şirket sayısındaki azalma ile kapanan şirket sayısındaki artışın bir araya gelmesi, piyasadaki net şirketleşme oranının negatife döndüğünü ve ekonominin dinamizm kaybettiğini gösteriyor. Bu durum, özellikle yüksek enflasyon, artan işletme maliyetleri, finansmana erişimdeki zorluklar ve iç talepteki yavaşlama gibi faktörlerle açıklanıyor.
Mayıs ayında çelişkili sinyaller: Aylık artış, yıllık düşüş
Mayıs ayı özelindeki veriler ise daha karmaşık ve çelişkili bir tablo sunuyor. Mayıs ayında, bir önceki aya (Nisan 2025) göre kurulan şirket sayısı yüzde 15,5'lik bir artışla 8 bin 765'e yükseldi. Bu aylık artış, piyasalarda dönemsel bir canlanma veya girişimcilerin ertelenmiş kararlarını hayata geçirmesi olarak yorumlanabilir.
Ancak, bu aylık artışa rağmen, tablo yıllık bazda incelendiğinde karamsarlık devam ediyor. Mayıs 2025'te kurulan şirket sayısı, bir önceki yılın aynı ayına (Mayıs 2024) göre yüzde 13 oranında bir azalma gösterdi. Bu, ekonominin temelindeki yapısal sorunların devam ettiğini ve aylık dalgalanmaların genel trendi değiştirmeye yetmediğini gösteriyor. Aynı şekilde, mayıs ayında kapanan şirket sayısı da bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 5,9'luk bir artış kaydetti. Bu veriler, mayıs ayındaki aylık canlanmanın, genel yıllık trenddeki bozulmayı gizleyemediğini net bir şekilde ortaya koyuyor.
Sektörlerin karnesi: En büyük darbe ticaret ve imalatta
Kapanan şirketlerin sektörel dağılımı, ekonomik zorlukların hangi alanlarda daha yoğun hissedildiğini gözler önüne seriyor. Mayıs ayında faaliyetlerini sonlandıran şirketlerin başında, 1.062 firma ile "toptan ve perakende ticaret, motorlu taşıtların ve motosikletlerin onarımı" sektörü geldi. Bu sektör, doğrudan tüketici harcamalarına ve iç talebe bağlı olduğu için, halkın alım gücündeki düşüşten en hızlı etkilenen alanların başında geliyor.
İkinci sırada ise, 426 şirketle imalat sanayii yer alıyor. Artan enerji, hammadde ve işçilik maliyetleri, imalatçı firmaların kar marjlarını eriterek, onları rekabet edemez hale getiriyor. Bu durum, üretimde ve istihdamda ciddi kayıplara yol açma potansiyeli taşıyor. İnşaat sektörü ise, 295 şirket kapanışıyla üçüncü sırada yer alarak, sektördeki durgunluğun devam ettiğini gösteriyor.
Yeni kurulan şirketlerde de benzer bir sektörel yoğunlaşma dikkat çekiyor. Mayıs ayında faaliyete geçen 8 bin 956 şirket ve kooperatifin 2 bin 973'ü ticaret, bin 322'si inşaat ve bin 67'si imalat sektöründe kuruldu. Bu, her ne kadar bu sektörlerde hala bir girişimcilik potansiyeli olduğunu gösterse de, aynı sektörlerdeki yüksek kapanma oranları, bu potansiyelin ne kadar riskli bir zeminde ilerlediğini de ortaya koyuyor.
Şirket türleri ve coğrafi dağılım: İstanbul liderliğini sürdürüyor
Mayıs 2025'te kurulan toplam 8 bin 956 şirket ve kooperatifin büyük çoğunluğunu (yüzde 87,8) limited şirketler oluşturdu. Anonim şirketlerin oranı yüzde 10,1, kooperatiflerin oranı ise yüzde 2,1 olarak gerçekleşti. Bu dağılım, Türkiye'deki genel şirketleşme yapısının limited şirketler ağırlıklı olduğunu bir kez daha teyit ediyor.
Yeni kurulan şirketlerin coğrafi dağılımında ise, İstanbul'un liderliği değişmedi. Yeni girişimlerin yüzde 37,3'ü İstanbul'da kurulurken, onu yüzde 11 ile Ankara ve yüzde 6,3 ile İzmir takip etti. Bu durum, Türkiye ekonomisinin ve girişimcilik ekosisteminin hala bu üç büyük metropolde yoğunlaştığını gösteriyor. Ancak dikkat çeken bir diğer detay ise, Ardahan'da mayıs ayı boyunca hiç şirket kuruluşunun gerçekleşmemiş olmasıydı. Bu, bölgeler arası gelişmişlik farklarının ve ekonomik dinamizmin ne kadar dengesiz dağıldığının acı bir göstergesi.
Yabancı sermayenin ilgisi ve gelecek beklentileri
Ekonomideki bu zorlu tabloya rağmen, yabancı sermayenin Türkiye'ye olan ilgisinin belirli bir seviyede devam ettiği görülüyor. Mayıs 2025'te, 568 adet yabancı ortak sermayeli şirket kuruldu. Bu şirketlerin 368'inin Türk ortaklı olması, yerli ve yabancı sermayenin işbirliğine gittiğini gösteriyor. Yabancı ortaklar arasında ise 21 şirketle Çin ve 14 şirketle Türkmenistan öne çıktı.