Türkiye’de uzun süredir tartışılan haftada 4 gün mesai modeli artık resmi programlarda kendine yer buldu. Orta Vadeli Program’da yer alan düzenlemeye göre, iş-yaşam dengesini güçlendirmek ve çalışan verimliliğini artırmak için yeni bir mesai düzeni planlanıyor. İlk aşamada pilot uygulamalarla denenecek sistem, başarılı sonuç vermesi halinde yaygınlaştırılacak.
Programda, “çalışma günleri ayarlaması için pilot uygulama yapılacaktır” ifadesi yer alırken, bu satırlar Türkiye’de ilk kez resmi bir belgeye kısa mesai haftası fikrini taşıdı.
Kamu ve özel sektör birlikte dönüşecek
Uygulamanın yalnızca kamu kurumlarıyla sınırlı kalmayacağı, özel sektörün de bu süreçte aktif rol alacağı öngörülüyor. Çalışan motivasyonu, verimlilik ve iş-yaşam uyumunun artırılması temel amaçlar arasında yer alıyor.
Uzmanlara göre daha kısa mesai, çalışanların işine daha bağlı olmasını sağlayabilir. Ayrıca izin taleplerinin azalması, devamsızlık oranlarının düşmesi ve işyerinde daha yüksek performans elde edilmesi bekleniyor.
Dünyada kısa mesai hızla yayılıyor
Türkiye’nin hazırlıkları sürerken dünyada da 4 gün çalışma haftası giderek daha fazla ülkenin gündemine giriyor. Polonya, 1 Temmuz 2025 itibarıyla haftada dört gün 32 saatlik veya beş gün 35 saatlik yeni bir sistem başlattı.
İzlanda, Belçika, İspanya ve Japonya farklı modellerle daha kısa mesai haftalarını test etti. Almanya’da ise 2024 yılında 45 şirket dört gün çalışma düzenine geçti. İngiltere’de yapılan pilot uygulamada, çalışan memnuniyetinde artış sağlandığı ve verimlilikte ciddi bir kayıp yaşanmadığı raporlandı.
Türkiye için yeni beklentiler
Türkiye’de hayata geçirilecek modelin en önemli etkisi iş-yaşam dengesi olacak. Özellikle genç kuşakların talep ettiği daha esnek çalışma düzeni, iş piyasasında önemli bir avantaj yaratabilir.
Ancak eleştiriler de yok değil. İş günlerinin azalmasıyla iş yükünün yoğunlaşabileceği, özellikle üretim sektöründe yeni sorunlar doğabileceği dile getiriliyor. Ücret politikalarında yapılacak düzenlemeler ise şimdiden merak konusu.
