Milyonlarca ailenin yatak odasından salonuna kadar evinin her köşesine güvenerek soktuğu Türkiye'nin en köklü markalarından biri olan Yataş, bu kez beklenmedik bir ürünle ve ciddi bir iddiayla gündemde. Ticaret Bakanlığı, yaptığı piyasa denetimleri sonucunda, Yataş markasıyla satılan bir oda kokusu çeşidinin "güvensiz" olduğunu tespit ederek, ürünün ülke genelindeki tüm satış noktalarından acilen toplatılmasına karar verdi. Bakanlığın resmi "Güvensiz Ürün Bilgi Sistemi" (GÜBİS) üzerinden kamuoyuna duyurulan bu karar, tüketiciler arasında şok etkisi yarattı. Kararın gerekçesi "paketlemedeki bazı usulsüzlükler" olarak belirtilse de, bu durum, evlerimizi güzelleştirmek için kullandığımız masum görünümlü ürünlerin potansiyel sağlık riski taşıyabileceği gerçeğini bir kez daha ve çarpıcı bir şekilde hatırlattı. Güvenilirliğiyle bilinen bir markanın ürününün yasaklanması, piyasadaki genel ürün güvenliği standartlarına ilişkin soru işaretlerini de beraberinde getirdi.
Bakanlığın radarına takıldı: Güvensiz ürün alarmı
Ticaret Bakanlığı, tüketicileri korumak ve piyasadaki ürünlerin standartlara uygunluğunu sağlamak amacıyla yürüttüğü piyasa gözetimi ve denetimi faaliyetlerini aralıksız sürdürüyor. Bu denetimlerin en somut çıktılarından biri olan Güvensiz Ürün Bilgi Sistemi (GÜBİS), adeta bir kamuoyu uyarı mekanizması olarak çalışıyor. Yetkili denetçiler tarafından yapılan laboratuvar testleri ve fiziki incelemeler sonucunda, insan sağlığı, can ve mal güvenliği için risk taşıdığı tespit edilen ürünler, bu platform üzerinden ifşa ediliyor. İşte Yataş markalı oda kokusu da, bu titiz denetim ağına takılan son ürün oldu. Bakanlık yetkilileri, denetimlerin belirli bir şikayet üzerine mi yoksa rutin bir piyasa denetimi kapsamında mı yapıldığı konusunda detay vermezken, kararın hızla alınması ve toplatma sürecinin başlatılması, tespit edilen usulsüzlüğün ciddiyetini gözler önüne seriyor. Bu durum, en bilinen markaların dahi denetimlerden muaf olmadığını ve ürün güvenliği standartlarına uymak zorunda olduğunu gösteren önemli bir emsal teşkil ediyor.
'Paketleme usulsüzlüğü' ne anlama geliyor?
Bakanlığın açıklamasında yer alan "paketlemedeki bazı usulsüzlükler" ifadesi, ilk bakışta basit bir teknik detay gibi görünse de, aslında ciddi güvenlik açıklarına işaret edebiliyor. Uzmanlara göre, oda kokuları gibi kimyasal içeren ürünlerin ambalajları, uluslararası ve ulusal yönetmeliklerle belirlenmiş çok sıkı kurallara tabidir. Bu usulsüzlük, birkaç farklı anlama gelebilir. Birincisi, ürün etiketinde bulunması zorunlu olan uyarıcı piktogramların (örneğin, "tahriş edici" veya "alerjen" sembolleri) eksik veya yanlış olması olabilir. İkincisi, Avrupa Birliği mevzuatıyla da uyumlu olan kurallar gereği, içeriğindeki belirli kimyasalların ve potansiyel alerjenlerin tam listesinin etikette belirtilmemiş olması ihtimalidir. Üçüncüsü ve en önemlilerinden biri ise, özellikle küçük çocuklu aileler için hayati önem taşıyan "çocuk güvenlik kilidine" sahip bir kapak kullanılmamasıdır. Bu tür bir eksiklik, küçük bir çocuğun ürünü kolayca açıp içmesi veya cildine temas ettirmesi gibi son derece tehlikeli sonuçlara yol açabilir. Dolayısıyla, "paketleme usulsüzlüğü" ifadesi, ürünün içeriğindeki bir sorundan ziyade, tüketicinin ürünü güvenli bir şekilde kullanmasını engelleyen ve onu potansiyel tehlikelere karşı uyarmayan bir ambalaj sorununa işaret etmektedir.
Evdeki gizli tehlike: Oda kokuları ne kadar masum?
Bu olay, tek bir markanın bir ürününden öte, genel olarak evlerimizde kullandığımız oda spreyleri, difüzörler ve kokulu mumlar gibi ürünlerin güvenliğini yeniden tartışmaya açtı. Halk sağlığı uzmanları, bu tür ürünlerin "masum" olarak görülmemesi gerektiği konusunda uyarıyor. Birçoğunun içeriğinde, havaya karışarak solunan ve "Uçucu Organik Bileşikler" (VOC) olarak bilinen kimyasallar bulunuyor. Formaldehit, benzen, ftalatlar gibi bazı VOC'lerin uzun süreli ve yoğun maruziyette astım, alerji, baş ağrısı ve solunum yolu rahatsızlıkları gibi sağlık sorunlarını tetikleyebileceği bilimsel çalışmalarla ortaya konulmuştur. Uzmanlar, bu tür ürünleri kullanırken ortamın mutlaka iyi havalandırılması gerektiğini, içeriği belirsiz, etiketsiz ürünlerden kesinlikle kaçınılması gerektiğini belirtiyor. Özellikle hamileler, bebekler, yaşlılar ve solunum yolu rahatsızlığı olan kişilerin bu ürünleri kullanırken çok daha dikkatli olmaları gerektiğinin altı çiziliyor. Bu toplatma kararı, tüketicilerin bu ürünleri satın alırken sadece kokusuna değil, etiketindeki içerik ve güvenlik bilgilerine de dikkat etmeleri için önemli bir uyarı niteliği taşıyor.
Geri çağırma süreci şimdi nasıl işleyecek?
Ticaret Bakanlığı'nın toplatma kararı almasının ardından, yasal süreç hem üretici firma hem de satıcılar için bağlayıcı hale geliyor. Yataş firması, ülke genelindeki tüm satış noktalarına (kendi mağazaları, bayileri ve ürünü satan diğer perakendeciler) ulaşarak ilgili ürünün raflardan indirilmesini sağlamakla yükümlüdür. Aynı zamanda, bugüne kadar satılmış olan ürünler için de bir geri çağırma mekanizması kurması gerekmektedir. Elinde bu üründen bulunan tüketicilerin, satın aldıkları yere fiş veya faturalarıyla başvurmaları durumunda para iadesi veya ürün değişimi talep etme hakları bulunmaktadır. Tüketici haklarına göre, ürünün "ayıplı" veya "güvensiz" olduğu devlet tarafından tescillendiği için, satıcıların bu talebi geri çevirme hakkı yoktur. Önümüzdeki günlerde Yataş'ın, hangi seri numaralı ürünlerin bu karardan etkilendiğini ve iade sürecinin detaylarını kamuoyuna duyurması bekleniyor. Tüketicilerin, bu duyuruları takip ederek haklarını aramaları ve evlerindeki riskli ürünü kullanmaya devam etmemeleri büyük önem taşıyor.