Ege'nin incisi İzmir, tarih boyunca farklı medeniyetlerin, kültürlerin ve sanat akımlarının buluşma noktası olmuş bir şehir olarak, şimdi de Türkiye'nin en kapsamlı sanat projesine ev sahipliği yapıyor. Kültür ve Turizm Bakanlığı'nın öncülüğünde, şehirlerin marka değerini yükseltmek ve kültürel mirası uluslararası sanat formlarıyla buluşturmak amacıyla hayata geçirilen Türkiye Kültür Yolu Festivali, 20 şehirlik maratonunun 19'uncu ayağında İzmir'de başladı. 25 Ekim - 2 Kasım tarihleri arasında, şehrin dört bir yanını dev bir sanat platformuna dönüştürecek olan festival, konserlerden sergilere, tiyatrodan gastronomiye, söyleşilerden çocuk atölyelerine uzanan 602 etkinlikle İzmirlilere ve şehri ziyaret edenlere unutulmaz bir 9 gün vaat ediyor. Bu büyük sanat şöleninin başlangıcı, kentin endüstriyel mirasının modern bir kültür merkezine dönüştüğü İzmir Kültür Sanat Fabrikası'nda düzenlenen görkemli bir törenle yapıldı.

Açılışın kalbi tarihi fabrikada attı
Festivalin açılış töreni için seçilen mekan, projenin ruhunu ve dönüşüm vizyonunu yansıtan sembolik bir öneme sahipti. 140 yıllık bir geçmişe sahip olan ve bir zamanlar binlerce işçinin alın teriyle tütün sardığı Tarihi Tekel Fabrikası, Kültür ve Turizm Bakanlığı tarafından yürütülen titiz bir restorasyon sürecinin ardından İzmir Kültür Sanat Fabrikası'na dönüştürülmüştü. Endüstriyel mirasın kültürle yeniden hayat bulduğu bu özel mekandaki açılış törenine Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, İzmir Valisi Süleyman Elban, AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı ve çok sayıda sanatçı ile davetli katıldı. Bakan Yardımcısı Yazgı, mekanın önemini vurgulayarak, "İçinde bulunduğumuz bu mekan, müzeleri, kütüphaneleri, atölyeleri ve açık hava etkinlik alanlarıyla İzmir'in sanatına yön veren, her yaştan insanın bir araya geldiği yeni nesil bir kültür platformu olarak kent belleğinde yerini aldı. 2024 yılında 655 bin sanatseveri ağırlayan bu merkez, 2025'te bu rakamı şimdiden katbekat aşmış durumda," dedi.

'Kültür seferberliği' vizyonu
Açılış konuşmasında festivalin ardındaki büyük vizyona dikkat çeken Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı, projenin 5 yıl önce İstanbul'da atılan bir adımla başladığını ve bugün 7 bölgedeki 20 şehirde devam eden dev bir kültür seferberliğine dönüştüğünü ifade etti. Yazgı, "Bu festival, yalnızca bir sanat etkinliği değil, Türkiye'nin kültür ve turizm vizyonunun en güçlü yansımalarından biridir. Kültür ve sanatla bütünleşmiş bir turizm vizyonuyla çıktığımız bu yolda, her şehir kendi kimliğiyle, kendi mirasıyla, kendi sesiyle Türkiye'nin kültür haritasını zenginleştiriyor. İzmir ise bu vizyonun en önemli halkalarından biri olarak öne çıkıyor," diyerek İzmir'in projedeki stratejik rolünü vurguladı. Yazgı, festival sayesinde şehirlerin sadece sanatla değil, aynı zamanda turizmiyle, ekonomisiyle ve yerel kültürüyle büyüdüğünü, kültürel bağları güçlendiren bir köprü görevi gördüğünü belirtti.
Sanat, Filistin'in sessiz çığlığı olacak
İzmir Kültür Yolu Festivali, eğlenceli ve coşkulu etkinliklerin yanı sıra, insanlığın ortak vicdanına seslenen derinlikli sergilere de ev sahipliği yapıyor. Bakan Yardımcısı Gökhan Yazgı'nın "Festivalimizin bir başka anlamlı yönü ise insanlığın ortak vicdanına seslenmesi" sözleriyle işaret ettiği gibi, festival programında Filistin halkının yaşadığı acıları, direnişi ve umudu sanatın evrensel diliyle anlatan üç önemli sergi yer alıyor. 'Ben Yıkılmayacağım', 'Filistin Benim Vatanım' ve 'Hala Yaşıyorum-Çağdaş Filistin Sanatından Bir Seçki' isimli sergiler, Filistinli sanatçıların eserleri aracılığıyla, dünyanın gözü önünde yaşanan insanlık dramını İzmirlilerle buluşturacak. Yazgı, bu sergilerin önemini, "Biz biliyoruz ki, sanat, sessizlerin sesi, vicdanın en güçlü ifadesidir" sözleriyle özetleyerek, sanatın bir direniş ve tanıklık aracı olarak gücüne vurgu yaptı. Bu sergiler, festivalin sadece bir eğlence platformu olmadığını, aynı zamanda toplumsal duyarlılığı ve farkındalığı artırmayı hedefleyen bir misyon üstlendiğini de gösteriyor.

Cumhuriyet coşkusu festivalle birleşecek
Festivalin tarihleri, Türkiye için en anlamlı günlerden biri olan 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı'nı da içine alıyor. Bu özel günün coşkusu, festival etkinlikleriyle birleşerek İzmir'de çifte bayram havası estirecek. Özellikle Gündoğdu Meydanı'nda düzenlenecek olan Cumhuriyet Bayramı özel konserleri, birbirinden değerli sanatçıları İzmirlilerle buluşturacak. Festivalin, milli bayram coşkusunu daha da büyütecek bir platform sunacağını belirten AK Parti İzmir Milletvekili Ceyda Bölünmez Çankırı, "Türkiye'nin bütün illerinde Kültür Yolu Festivali'nin başlangıcında şehirdeki festival havası gerçekten farklı bir coşkuya sahip oluyor. Önümüzdeki günlerde şehrimizde 29 Ekim'i de hep beraber kutlayacağız. Bu coşkuyu İzmir'in her alanında hissetmek çok kıymetli," ifadelerini kullandı.
Şehrin dört bir yanı sahneye dönüşecek
İzmir Valisi Süleyman Elban ise konuşmasında festivalin kapsayıcılığına ve çeşitliliğine dikkat çekti. Elban, "Konserler, sanat gösterileri, resim sergileri, diğer sanatsal etkinlikler, gastronomi etkinlikleri, opera, bale, tiyatro başta olmak üzere o kadar çok etkinlik bir arada olacak ki İzmirliler 9 gün boyunca sanata ve kültürel etkinliğe doyacaklar," diyerek festivalin zengin içeriğinin altını çizdi. Festival boyunca şehrin simge mekanları, tarihi binaları, meydanları ve kültür merkezleri birer etkinlik alanına dönüşecek. Geleceğin sanatseverleri için özel olarak tasarlanan Çocuk Köyü, minikleri sanatın büyülü dünyasıyla tanıştırırken, şehrin farklı noktalarına kurulacak sahneler, müziğin ritmini İzmir sokaklarına taşıyacak. Vali Elban, ayrıca bazı önemli sergilerin festival bitiminden sonra da sanatseverlerin ziyaretine açık olacağı müjdesini vererek, festivalin etkisinin kalıcı olacağını belirtti.

Lezzet duraklarında Ege esintisi
Kültür Yolu Festivali, sadece görsel ve işitsel sanatlara değil, aynı zamanda şehrin gastronomik zenginliklerine de odaklanıyor. Festival kapsamında oluşturulacak 10 ayrı gastronomi durağında, Ege mutfağı'nın en seçkin lezzetleri ziyaretçilerin beğenisine sunulacak. Zeytinyağlılardan taptaze deniz ürünlerine, yöresel otlardan meşhur İzmir tatlılarına kadar geniş bir yelpazede sunulacak olan lezzetler, festivali aynı zamanda bir lezzet şölenine dönüştürecek. Bu duraklar, hem İzmirlilere kendi mutfaklarının zenginliğini yeniden keşfetme fırsatı sunacak hem de şehre dışarıdan gelen misafirlere Ege'nin damak çatlatan tatlarını deneyimleme imkanı tanıyacak. Bu lezzet yolculuğu, festivalin kültürel deneyimi tamamlayan en önemli unsurlarından biri olarak öne çıkıyor.





