Genellikle ışıklar karardığında başlayan ve perde kapandığında sona eren sihirli bir yolculuktur tiyatro. İzleyici, sahnede hayat bulan karakterlerin öyküsüne kapılır ve finaldeki alkışla o dünyadan ayrılır. Peki, o iki saatlik büyünün ardında ne var? Bir dekor nasıl yapılır, kostümler hangi ellerde dikilir, oyuncular o role nasıl hazırlanır? İşte İzmir Devlet Tiyatrosu, Devlet Tiyatroları Genel Müdürlüğü'nün başlattığı "DT Mutfak" projesiyle tüm bu soruların cevabını vermek ve sanatseverleri bu büyülü dünyanın mutfağına davet etmek için perde arkası kapılarını sonuna kadar araladı. Projenin pilot uygulamasının yapıldığı İzmir, bu eşsiz deneyime tanıklık eden ilk şehir oldu.

Atölyelerden sahneye uzanan emek zinciri

Proje kapsamında biletlerini alarak etkinliğe katılan tiyatroseverler, alışılmışın dışında bir tura çıkıyor. Onları ilk olarak, oyunların görsel dünyasının yaratıldığı atölyeler karşılıyor. İzmir Devlet Tiyatrosu Müdürü Burcu Aksakal, katılımcıların bir oyunun doğum sürecine A'dan Z'ye tanıklık ettiğini belirtiyor. Aksakal, "Seyircilerimiz, marangozhanede dekorların nasıl üretildiğini, demir atölyesinde hangi işlemlerden geçtiğini ve boyahanede nasıl son halini aldığını bizzat görüyor. Ardından terzihanelerimize geçerek, tasarımcının hayal ettiği kostümlerin usta terziler tarafından nasıl gerçeğe dönüştürüldüğünü izliyorlar. Kuaför atölyesinde ise bir dönemi yansıtan perukların, sakalların yapım sürecine şahit oluyorlar" diyerek sürecin detaylarını paylaşıyor. Her atölyede, o bölümün şefleri tarafından yapılan bilgilendirmeler, bu sanat mutfağının ne kadar büyük bir emek ve koordinasyon gerektirdiğini gözler önüne seriyor.

Rezervasyonlar patladı, bin kişi sırada

İzmir Devlet Tiyatrosu'nun 45'er kişilik gruplar halinde düzenlediği DT Mutfak projesi, sanatseverlerden adeta bir ilgi patlamasıyla karşılaştı. Projenin bu kadar sevileceğini beklemediklerini itiraf eden Tiyatro Müdürü Burcu Aksakal, "Açıkçası bu kadar yoğun bir ilgi olacağını düşünmüyorduk. Şu anda yaklaşık bin kişilik bir rezervasyon listemiz var ve talep gelmeye devam ediyor" sözleriyle şaşkınlığını dile getirdi. Özellikle öğrenciler, askeri personel ve polis okullarından gelen yoğun talep dikkat çekiyor. Aksakal, "Çocuklar ve gençler bu süreci inanılmaz merak ediyor. Onların sorduğu sorular, heyecanları ve merakları bizim için de bu işi çok daha keyifli hale getiriyor. Bir oyunun sahneye nasıl konduğunu görmek, onlarda farklı bir ufuk açıyor" diye ekledi.

İzmir Alsancak Kültür Sanat Fabrikası'na ziyaretçi akını!
İzmir Alsancak Kültür Sanat Fabrikası'na ziyaretçi akını!
İçeriği Görüntüle

Gümüş Patenler ile buz üstünde sihirli bir prova

Atölye gezilerinin ardından sanatseverleri bir sürpriz daha bekliyor: Sahnelenmeye hazırlanan bir oyunun provasını izleme fırsatı. Katılımcılar, bu kapsamda prömiyer yapmaya hazırlanan Gümüş Patenler oyununun provalarına konuk oluyor. Oyunun yönetmeni Ersin Ayhan, bu projenin kendileri için de farklı ve heyecan verici bir deneyim olduğunu söylüyor. Ayhan, "Bir tiyatro oyununun yaklaşık 60 gün süren, ilmek ilmek işlediğimiz bir prova süreci var. Seyirci genelde sadece bitmiş halini görüyor. Ancak bu projeyle mutfağımızı, çabamızı, emeğimizi görmüş olmaları bizim için çok kıymetli" dedi. Ayrıca, Türkiye'de nadir kullanılan sentetik buz pisti üzerinde geçen oyun için oyuncuların çoğunun sıfırdan paten kaymayı öğrendiğini belirten Ayhan, 28 Ekim'deki prömiyer öncesi bu sürecin, provaları daha keyifli hale getirdiğini ifade etti.

İzleyici büyülenmiş durumda: 'Emeği yerinde gördük'

Projeye katılan izleyiciler, atölyelerden ayrılırken yüzlerinde hayranlık dolu bir ifadeyle ayrılıyor. Kızıyla birlikte etkinliğe katılan Derya Sever, tiyatro mutfağını yakından görmenin büyüleyici bir deneyim olduğunu dile getirerek, "Birçok oyun izleyen biri olarak emeği tahmin edebiliyorduk ama görerek, yaşayarak işin mutfağına girmiş olduk. Sürecin ne kadar büyük ve ne kadar çok detaya sahip olduğunu gördük. İnanılmaz etkilendik ve çok memnun kaldık" şeklinde konuştu. Provayı izleyen 8 yaşındaki Zeynep Elif Sevindik ve 7 yaşındaki Defne Ekin Balkan gibi minik sanatseverlerin de bu deneyimden oldukça etkilendiği gözlemlendi. Bu proje, sadece bir etkinliğin ötesinde, sanat ile izleyici arasında yeni ve samimi bir köprü kuruyor.

Kaynak: AA