Akbelen Ormanı'nda ağaç kesimine karşı mücadele veren köylüler ve çevreciler, kararlılıkla nöbetlerini sürdürüyor. Ormandan yükselen ağaç kesim sesleri, köylüleri harekete geçirerek TOMA'nın önünü keserek oturma eylemine başlamalarına sebep oldu.
Ordu-Fatsa bölgesindeki siyanürle altın ayrıştıran maden şirketine karşı uzun süredir mücadele eden Fatsalılar, Akbelen Ormanları'nın yok edilmesine karşı güç birliği yaparak basın açıklaması gerçekleştirdi.
Grup adına konuşan Fatsa Doğa ve Çevre Derneği Başkan Yardımcısı Alaattin Yılmazer, "Dün sabah saatlerinden itibaren Muğla Milas Akbelen’ de yaşanan gelişmeler karşısında, benzer bir kader yaşadığımız; topraklarına, ormanına ve suyuna sahip çıkan Muğla Milas İkizköy’lü köylülerle kader birliği içinde sessiz kalmıyoruz. Sadece ülkemiz için değil komşu ülkeler içinde en büyük tehditlerden orman yangınlarına karşı mücadele edilen bu günlerde, Akbelen Ormanı’nın göz göre göre bir şirketin kirli zenginliği için kesilmeye çalışılmasının akılla izah edilebilir bir yanı bulunmamaktadır. 2 yıldır Muğla köylüleri ormanları için, zeytinlikleri için ve tüm bunların kaynağı suları için nöbet tutuyorlar. Bu bereketli topraklarda milyonlarca canlıya ev sahipliği yapan, yağmur sularını süzerek yeraltı sularını besleyen, temiz içme suyu sağlayan, aynı zamanda çam balı üretimi için arılara ve kovanlara ev sahipliği yapan ormanlar, tek seferlik bir zenginleşme için feda edilmek istenmektedir. Bu bilinçle yaklaşık iki senedir ormanların ekosistem üzerindeki etkisinin bozulmaması için Akbelen ormanlarını korumak ve ranta kurban edilmesini engellemek için başta İkizköylüler olmak üzere ülkemizdeki bütün yaşam hakkı savunucuları, demokratik kitle örgütleri, meslek odaları ve siyasi partiler nöbet tutmuşlardır. Ne yazık ki dün nöbet tutan arkadaşlarımıza biber gazı ile saldırılar düzenlenmiş ve gözaltında saatlerce haksız ve hukuksuz olarak bekletilmişler, kendilerine gözdağı verilmiştir" ifadelerine yer verdi.
"BU TEHDİT ARTIK KRİZE DÖNÜŞMÜŞTÜR"
"Yaşam hakkını savunmak suç değildir" diyen Fatsa Doğa ve Çevre Derneği Yöneticisi Avukat Nura Hilal Gündüz, "Dünyada uygulanan vahşi kapitalizm, plansız sanayileşme ve kalkınma programları ve insanlara dayatılan aşırı tüketme alışkanlıkları bütün varlıkları tüketme noktasına getirmiştir. Bu uygulamaların sonucunda bugün dünya büyük felaketlerin yaşandığı küresel iklim değişikliği tehdidi ile karşı karşıyadır. Bu tehdit artık krize dönüşmüştür. İklim krizinin sonucunda artık dünyanın her yerinde aşırı yağışlar ve buzulların erimesinden dolayı seller, kuraklıklar, orman yangınları, türlerin yok oluşu ve gıda krizleri yaşanmaktadır" sözlerini kullandı.
Gündüz, yetkililere çağrıda bulunarak şunları söyledi:
"Bugün dünyamız iklim krizinin getirdiği sıcak hava dalgalarının olumsuz etkileriyle boğuşurken, bu sıcak hava dalgalarına karşı tek savunmamız olan ormanlarımız teker teker kesilmeye çalışılmakta ve bu ormanlar bir termik santral için heba edilmeye çalışılmaktadır. Bizler Fatsa Doğa ve Çevre Derneği olarak yaşanan gelişmeler karşısında kamuoyuna daha yaşanılabilir bir dünya için sesini yükseltme çağrımızı yineliyor ve bir ağaca dahi zarar gelmemesi için tüm yetkilileri ağaçları ve ormanları korumaya davet ediyoruz."
"BU MÜCADELE HEPİMİZİN MÜCADELESİDİR"
Fatsa Doğa ve Çevre Derneği yöneticisi Cevat Atar ise, "Yaşam hakkını savunmak, ranta karşı çıkmak ve ormanları korumak için nöbet tutmak anayasal bir haktır. Dün biber gazı sıkılan arkadaşlarımız, dünya mirası olan ormanlarımıza sahip çıkarak onurlu bir mücadele yürütmüşlerdir. Onurlu mücadele yürüten arkadaşlarımıza şiddet uygulamak ve gözaltı kararı dahi olmadan gözaltına almak kabul edilemez bir durumdur. Bu mücadele hepimizin mücadelesidir. Akbelen ormanını savunan İkizköylülerin ve Doğu akdeniz Çevre derneklerinin avukatı olan avukat İsmail Hakkı Atal ve İkizköylü yaşam hakkı savunucularına yapılan saldırıyı şiddetle kınıyoruz" dedi