10 Ekim 2024 tarihinde, İstanbul 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen davada gazeteci Can Ataklı'ya "halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama" suçlamasıyla 10 ay hapis cezası verildi. Dava, Pençe-Kilit Harekatı bölgesinde hayatını kaybeden bir askerin babasının açıklamalarına yönelik Ataklı’nın sarf ettiği sözler üzerine açılmıştı.
Duruşmaya Katılamadı
Ataklı’nın avukatı, müvekkilinin sağlık sorunları nedeniyle duruşmaya katılamadığını ifade etti. Şikayetçi konumundaki sendika ve vakıf avukatları, Ataklı'nın toplumda kendisi gibi düşünmeyen bireyleri sürekli aşağıladığını ve bunu alışkanlık haline getirdiğini öne sürdü.
Mahkeme Kararını Verdi
Duruşma sırasında, savcının Can Ataklı'nın cezalandırılmasına yönelik mütalaası sunuldu. Müşteki avukatları, Ataklı'nın cezalandırılması gerektiğini savunurken, Ataklı'nın avukatı ise müvekkilinin savunmasının alınması için süre talep etti. Mahkeme, duruşmaya kısa bir ara verdikten sonra Ataklı hakkında bir yıl hapis cezası verdi. Ancak indirim maddeleri uygulanarak ceza 10 aya düşürüldü. Ataklı'nın cezası ertelendi.
Üzgün Olduğunu Belirtti
İlk duruşmaya katılan Can Ataklı, suçlamalar hakkında yaptığı açıklamada, bu durumun kendisini üzdüğünü ifade etti. "Davalar açılır, şikayetçi olunur. Ama böyle bir suçlama yaralayıcı benim için, hem de yapmadığım bir şey. Kasıtlı bir kampanyanın sonucu" dedi. Ataklı, davanın ardından hissettiği üzüntüyü ve yaşanan durumu anlatarak, kendisi için son derece zor bir süreçten geçtiğini belirtti.
Gazeteci Can Ataklı'nın aldığı bu ceza, Türkiye'de basın özgürlüğü ve ifade özgürlüğü konularında tartışmaları yeniden alevlendirdi. Kamuoyunda, Ataklı'nın cezalandırılmasının ifade özgürlüğü üzerindeki etkileri konusunda endişeler dile getiriliyor.