İzmir Gazeteciler Cemiyeti (İGC) Genel Sekreteri Mehlika Gökmen moderatörlüğünde gerçekleştirilen ‘Basın Özgürlüğü Üzerindeki Baskılar’ panelinde, Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Feyaz Tatar, Basın Özgürlüğü Medya Araştırma Derneği (BAMAD) temsilcisi Burcu Taner, Türkiye Yazarlar Sendikası İzmir Temsilcisi Özer Akdemir konuşmacı olarak yer aldı. 

İzmir Gazeteciler Cemiyeti olarak dezenformasyon yasasının basını bugünlere getireceğini öngörerek aylar önce, Ankara’ya protesto etmeye gittiklerini hatırlatan İGC Genel Sekreteri Gökmen, basın özgürlüğü için bir avuç insan olarak mücadele ettiklerini söyledi. Dezenformasyon Yasası kapsamında Tolga Şardan’ın tutuklanmasına da değinen Gökmen, güçlü haber kaynakları olan ve gerçeği yazmaktan çekinmeyen gazetecilerin yasal yollarla tutuklanarak, önlerinin kesilmeye çalışıldığına değindi. Gökmen, “Türkiye’de basın abluka altında. Türkiye adeta açık cezaevi haline geldi. İktidar medya ilişkisinden ağır kokular yükseliyor. Biz bir avuç gazeteci de olsak da bedel ödeyen arkadaşlarımızın yanında olarak bu misyonu devam ettirmeliyiz. El birliğiyle bu yolu açalım nefes alalım diyoruz” diye konuştu.

TGS İzmir Şubesi Yönetim Kurulu Üyesi Feyaz Tatar, 80 yıldır basının sansür altında olduğunu ve baskılara göğüs gerdiğini belirterek, mücadele için örgütlenmenin önemine işaret etti. “Dün Tolga Şardan’da bunun bir örneğini yaşadık. Biz gazeteciler olarak sesimizi daha çok çıkartmalıyız. Örgütlü mücadeleyi sürdürmeliyiz. ” diyerek, İzmir’de sadece 120 gazetecinin sendikalı olmasının yetersiz olduğunu dile getirdi. 

Sansür meşrulaştı

BAMAD temsilcisi Burcu Taner; “Bugün sansür çok meşru bir zemine oturtuluyor. Daha da kötüsü son 10 yıldır oto sansür meşru hale geldi. Artık gazeteciler haberlerini yayınlamadan avukatlarına danışıyor.” dedi. 

Rüzgara karşı yürüyoruz

Türkiye Yazarlar Sendikası İzmir Temsilcisi Özer Akdemir ise tarihin her döneminde gazetecilerin öldürüldüğünü, mahkûm edildiğini ancak aydın insanların, yazarların, gazetecilerin vücuda oksijen taşıyan hücreler gibi olduğunun unutulmaması gerektiğinin altını çizdi.

Kaynak: BÜLTEN