Ege Bölgesi, Türkiye'nin en gözde tatil destinasyonlarından biridir. Berrak denizi, tarihi zenginlikleri ve sıcak misafirperverliği ile Ege, hem yerli hem de yabancı turistler için bir cennettir. Bu makalede, Ege'nin güzelliklerini ve özellikle en güzel 7 köyünü keşfedeceğiz. Sıradışı manzaraları, leziz yemekleri ve tarihi dokusuyla bu köyler, Ege'nin özünü yakalayan yerlerdir.

Alaçatı Köyü

Ege'nin en ünlü köylerinden biri olan Alaçatı, beyaz badanalı taş evleri ve rüzgar sörfü ile ünlüdür. Köy, tarihi dokusuyla sizi büyülerken, rüzgar sörfü yapma imkanıyla da heyecan verir. Alaçatı, Ege'nin mavi sularıyla buluştuğu bir cennettir.

Rüzgar Sörfü ve Plajlar

Alaçatı, dünya çapında ünlü rüzgar sörfü merkezlerinden biridir. Rüzgarlı günlerde, denizde rüzgarın dansını izlemek ve sörf yapmak için mükemmel bir mekandır. Ayrıca, köye yakın plajlar, güneşin ve denizin tadını çıkarmak isteyenler için idealdir.

Alaçatı'nın Şıklığı

Alaçatı, şık butik otelleri, restoranları ve kafeleri ile ünlüdür. Köydeki sokaklar, çiçeklerle süslenmiş ve renkli dükkanlarla doludur. Alaçatı Pazarı, el yapımı ürünler ve yerel lezzetler için harika bir yerdir.

Kozak

Ayvalık ve Bergama arasında yer alan yoldaki Bergama Krallığına ait ve bu zamana kadar kalan fıstık çamlarının üretiminin devam ettiği garip bir nokta. Bazı yerler vardır ya daha önce gitmeyen birine tarifinin zor olduğu, burası da o yerlerden biri diyebilirim. Kozak tarafından bakıldığı zaman her şey fıstık çamları ile dolu. Yukarıbey, Aşağıbey, Kaplan, Demircidere, Göbeller isimlerinde yer alan ve bu köylerin bir araya gelmesinden oluşan Kozak, Ege’nin nimeti sayılacak kadar önemli noktalardan bir tanesi. Fıstık çamlarının adeta ana yurdu olarak yer alır.

Köyde bir noktada su alacağınız zaman bile sade getirilmiyor, içerisinde fıstık çamı yer alarak getiriliyor. Köy genelinde ortalama olarak beş milyon üzerinde ağaç olduğu tahminler arasında yer alıyor. Yılda üretim olarak bakıldığı zaman ortalama olarak sekiz yüz ton civarı üretim olduğu gözleniyor. Bu da ülkeye bir hayli zenginlik katacak durumlardan biri oluyor. Üreticiler ile oldukça nazlı bir ürün olduğu için ulaşım noktasında bir hayli sorun yaşadıkları ürün olarak görüyor. Ağacın ilk kozalak verebilmesi için dikmeleri üzerinde tam on yıl kadar süre geçmesi gerekiyor. Bu işleme çam indirme denir. Keye adı verdikleri bir sırık yapısı ile kozalaklar toplanır. Her biri oldukça dikkat ve sevgi gerektiren bir işlem. Bir ağaçtan çıkan ortalama fıstık çamı miktarı ile altı ve yedi kilo arasında değişiyor. Adeta törensel gibi yer alan bu toplama işlemi tam olarak herkesin izlemesi gereken şölenlerden bir tanesi. Bu çamları ayırt etmek adına da köylüleri biraz seyir etmek ve onlardan ek bir bilgi almak da yeterli oluyor. Diğerlerine oran ile hem daha uzun hem de daha koyu yeşil renkleri ile yer alan ağaçlar fıstık dolu.

Bergama ve Ayvalık arasında yer alan bu köy uzaklığı zaten 67 km. Bu yüzden köyde karşılaşılan her köye uğramak gerek. Bir yanı kayalıklar bir yanı orman ile kaplı bu ormanlıklara benzemiş yollar kendisini daha farklı bir büyüleme etkisine çekiyor.

Ayvatlar daha kazı çalışmalarına başlanmamış bir antik kent yer alıyor. Göbeller içerisinde yer alan kamp ve yürüyüş alanları ile daha bir farklı havada. Kuş gözlemciliği yapmak için oldukça el verişli olan alanlar. Demircidere içerisinde Türkmen gelenekleri yapısında yer alan durumları gözlemlemek mümkün. Aşağıbey tarafında kalan Roma hamamı mutlaka görülmesi gereken noktalarından biriyken motor ve bisikletçilerin en büyük tercih alanıdır.

Keşkek, yöresel peynirler, çam fıstığı ve üzümleri meşhur. Bunların yanı sıra gelin alma sırasında yapılan ‘Sura‘, kemiksiz kaburgalar, kuş üzümü, kozak fıstığı, dağlarda yetişen otları da meşhur gıdalardan.

Sığacık

Türkiye'nin yavaş olması ile bilinen ve Cittaslow ünvanına sahip, Seferihisar Ege kıyılarında yer alan en sağlam huzuru veren mekan. İlk kez gelen kişilerde adeta kulaklara tıpa takmış hissi verecektir. İzmir merkeze ortalama olarak 45 km uzaklıkta yer alır. Her pazar günü kale içerisinde kurulan pazarlarında organik ürün olarak akla gelen birçok şey yerini alıyor. Yöre halkı tarafından yapılan börekler, yine kendileri tarafından satışlara sunuluyor. Tezgahlarda yoğunluk söz konusu olursa komşular biri birilerine de yardım ediyor. İş bölümleri, verilen emekler, sevgi bir pazar üzerinde her şeyi ile tam olarak birleşiyor.

Sahil kenarına giden herkesin balık ve midye dolması kesinlikle yemesi gerekir. Kavak Yelleri dizisi başarılı oyuncularından Aslı'nın evi de burada. Bu evi gezmek isteyen kişiler belirli bir ücret ödedikten sonra evin yatak odasına varana kadar gezebiliyor. İstedikleri gibi fotoğraf çekebiliyor.

Taşköy

Mühendislik harikası diyerek başlamak çok doğru olacak. Eski Foça üzerinde ve Ilıpınar köyüne bitişmiş olarak yer alan en ilginç köylerden bir tanesi. Mühendislik harikası olarak bilinmesinin ana nedeni ise ODTÜ Mühendislik Fakültesi mezun olan 3 arkadaşın burada birleşerek adeta köyü baştan yapmış olmalarıdır. Ege sınırlarında yer aldığı için zeytin üretimi, kendi makinelerinde sıkımı ve işlenerek paketlemeleri de devam ediyor. Mübadele zamanlarından sonra arka kısımlarda kurulan üzüm bağları da mevcut. Resmen bu köyün toprağı sıkılsa yeni bir üretim türü ortaya çıkacak. Ahşap ürünlerden üzüme, zeytin yağından sabuna kadar akla gelen birçok şey var.

Oldukça farklı mimarisi olan bu köy adeta insan içine girdiği an bir baş dönmesi yaşıyor. Sıradan bahçesinde bile oldukça keyif dolu anlar yaşanıyor.

Birgi Köyü

Ödemiş merkeze ortalama olarak 10 km uzaklıkta yer alıyor. Aydınoğulları Beyliği zamanında Mehmet Bey tarafından yaptırılmış olan, Ulu Camii ile meşhur bir köy. Osmanlı ambiyansının adeta en dibine kadar inileceği ve her şeyi ile hissedileceği köy adeta Bursa ile yarışacak kadar da özel.

Camii karşı kısımlarında yer alan ve köy meydanında köy halkına ait olan onlar tarafından yapılan el işleri, meyve, sebze ve meşhur olarak satılan Ödemiş patatesi de alınabilir. 1971 yıllarından bu yana kadar kalmış eski Türklere ait ahşap evler dikkatleri çekiyor. Bunların en özel örneklerinden biri olan Çakırağa Konağı ve İmam-ı Birgivi Medresesi gelen herkesin gezmesi gereken uğrak nokta oluyor.

Doğa ile iç içe olmayı seven ve resim çekmekten keyif alan herkesin kesinlikle uğrak noktası olmalıdır.

Şirince

Ege'nin incisi olarak kabul edilen Şirince Köyü, tarihi zenginlikleri ve üzüm bağlarıyla ünlüdür. Köyün sokakları, taş evleri ve geleneksel Türk mimarisi ile kaplıdır. Şirince, zeytinyağı ve üzüm bağlarıyla ünlüdür. Ayrıca, burada üretilen enfes şaraplar da dikkat çeker. Köyde her yıl düzenlenen Şarap Festivali, ziyaretçilere unutulmaz anlar sunar.

Tarih ve Kültür

Şirince, tarihi kalıntıları ve kiliseleri ile ünlüdür. 19. yüzyıla ait taş evler, geçmişe bir yolculuk yapmanızı sağlar. Ayios Dimitrios Kilisesi ve Şirince Camii gibi dini yapılar da köyün tarihini yansıtır.

Lezzet Durağı

Şirince, geleneksel Türk mutfağının en güzel örneklerini sunar. Köyün restoranları ve kafeleri, yöresel yemeklerin tadına bakabileceğiniz mükemmel mekanlardır. Özellikle zeytinyağlı yemekler ve ev yapımı şaraplar denemeye değer.

Adeta kıyametin bile uğramak istemeyeceği kadar güzel bir köy Şirince. Adından da anlaşılacak olduğu gibi oldukça içten, samimi ve şirin bir köy. 21 Aralık 2012 tarihi günü Maya takvimine bakılarak bu noktada kıyametin kopacağına da inanılıyordu. Hem yerli hem de yabancı olan birçok turist adeta akın ederek Selçuklu ilçesine bağlı olan köye gelmişlerdi. Yapılan belirli net olmayan araştırmalara göre o gün kıyamet kopacağı ama tek kıyametin buraya uğramayacağı söyleniyordu. O gün en büyük turistik kazancın gerçekleştiği gün oldu. Neyse ki kıyamet de kopmadı ve herkes için işe yaradı.

İlk çağ zamanlarına ait olan örneklerin yer aldığı bölgede kırmızı et oldukça meşhur. Her ne kadar o zamanların maneviyatı tam olarak hissedilemiyor olsa bile bu etin kesinlik ile tadına varılması gerekiyor.

Adatepe

Yunanistan sınırlarına gitmek zorunda kalmadan ülke sınırları içerisinde böyle minyatür köyleri görmek mümkün oluyor. Taşevlerde yer alan çiçek dolu olan avlular ve köy kahveleri ile şimdiki zamanlarda oldukça meşhur bir yapıda. Kaz Dağları etek kısımlarına oturmak ve burada manzaraya karşı bir kahve için gelen birçok insan yer alıyor.

Kendini sadece sakinlik içine bırakmak isteyen insanların durağı olmalı. Çünkü huzurun tek kaynağı diyebilirim.

Kaynak: Haber Merkezi